7 Eylül 2011 13:40

Nerde bu devlet!

Duygu Doğan / Sabri Kaya

İş yok, eğitim yok, güvence yok, kreş yok, sığınak yok, adalet yok…

Evine konuk olduğumuz Sultan Budak, “Ev hanımıyım. Böyle bir şey yaşamış olsaydım nerelerde sığınma evi var bunu bile bilmiyorum” diyor. Hükümetin uygulamalarından şikayetçi. “Bu hükümet bizi ileriye değil geriye götürmek istiyor. Kadınların evde oturmasını, daha da sinmesini istiyorlar. Burayı kadınların en ufak bir sorunda toprağa gömüldüğü ya da idam edilerek öldürüldüğü İran’a, Arabistan’a çevirmeye çalışıyorlar” diye konuşuyor.

Eşi öldükten sonra daha çok dört duvar arasında kaldığını, korkudan rahatça dışarı çıkamadığını söyleyen Cevahir Güngör, genç kadınlara okumaları ve kendi ayakları üzerinde durmalarını öğütlüyor.

Ya ölüyor ya öldürüyorlar

İsmini vermek istemeyen N.S. dikkatimizi konunun başka bir yönüne çekiyor: “Gardiyan olarak çalışıyorum. Kadın koğuşuna bakıyorum. Taciz edilen, namusunu korumaya çalışan kadınların işledikleri cinayetlerden dolayı yargılandıklarını görüyorum. Kadın savunmasız kalması ve başvurabilecek bir yerinin olmamasından kaynaklı ya cinayet işliyor ya da öldürülüyor. Ne olursa olsun kadınların toplumda yer edinmesi için devletin olanaklarını kullanması gerekir. Kadınların çalışma alanlarında yeteri kadar yer almaması, okuma yazma oranının düşük olması, ayaklarının üstünde durmasını engelliyor.”

Sığınacak yer yok

Yeter Güvenç, ekonomik güvencesi olmayan kadınların şiddete karşı daha savunmasız olduğunu ifade ediyor. “Ya Balgat’taki tekstil atölyelerinde olduğu gibi sigortasız, güvencesiz ve ağır koşullarda çalışmak zorunda kalıyor ya da çalışmayarak eşlerine boyun eğmek zorunda kalıyor” diyen Güvenç, kadınların çalışma alanlarının genişletilmesini, “huzurlu ve sağlıklı bir ortamda çalışmalarının sağlanmasını” istiyor. Kadın cinayetlerine verilen cezaları da çok az bulan Güvenç, “Kadınların şiddete karşı sığınabilecekleri yerler yok. Varsa da haberi yok. Yeterli değil, bu yüzden de bilinmiyor. Bu tür kurumların yaygınlaşması gerekli” diyor.

Yetkililerin işine gelmiyor

Şiddete maruz kalan bir kadın ailesinden destek alamıyorsa çaresizliğinin daha da arttığını dile getiren Yasemin Tulgar, yetkililerin kadınların bilinçlendirilmesi ve haklarının farkında olması için çalışmalar yapması gerektiğini düşünüyor: “Televizyonda da izliyoruz, Ayşe Paşalı ve birçok kadın öldürüldü. Ama maalesef bu cinayetleri işleyenlere yeterli ceza verilmiyor, cezalar caydırıcı olmuyor. Bunun yanında kadınların yaşadıkları bu sorunlar karşısında güvenebileceği sığınma evlerinin açılması şart, yoksa bu cinayetler her geçen gün artacak. Kadın şiddet gördüğünde polise gidiyor, aile içinde olur böyle şeyler diyerek eve yolluyorlar. Bir kadının ayaklarının üstünde durması için çalışması gerekir, ama benim iki çocuğum var, işyerinde kreş olması gerekir yoksa çocuklarla ne yapabilirim? Aslında yetkililer her şeyin farkında, neler yapabileceğini de biliyorlar, ama işlerine gelmiyor.”

‘Şiddet varsa kanıt getir’ diyorlar

Nuriye Akaya ise kendi yaşamından örneklerle anlatıyor düşündüklerini. Zaten başka söze de gerek kalmıyor: “Kızım şiddete uğruyor, her yere başvuruyoruz, bizden kanıt istiyorlar. Bu işkenceyi göre göre susuyoruz. Avukatlar hemen savcılığa git, psikiyatriye git diyorlar, onlar da şiddet varsa kanıt getir diyorlar. Yedi sene çocuğum olmadı, o bizim canımız. İki çocuğu var, o çocukların psikolojisi nasıl olacak şimdi? Eşi çalışmasına izin vermiyor, ayrılmıyor, evde de huzur bırakmıyor. Bilmiyorum artık ne yapacağız. Kadınlar öldürülmeden korunsun, öldükten sonra zaten sahip çıkılıyor. İlla kolu kırılacak, ayağı kırılacak, kan içinde kalacak ki kanıt olacakmış. Kızımı okutamadığıma çok pişmanım. 17 yaşında evlendi gitti. Devletin kadınlar için barınabilecekleri evler açması gerekir. Nasıl başbakan kendi güvenliği için beş yüz kişiyi etrafına alıyorsa, kadınları da böyle koruması gerekir. Televizyonlarda bağırıldığı gibi kadınlar özgür değil, erkekle kadın eşit değil. Görmek istediklerini görüyorlar, işlerine gelmeyeni Başbakan da, devlet de, polis de görmüyor.”

Evrensel'i Takip Et