Hindistan ekonomisi alarm veriyor

Hindistan rupisi Amerikan doları karşısında tarihindeki en düşük seviyeye gerilerken, yabancı sermaye ekonomisi yavaşlayan Asya devinden çekilmeye başladı.

Hindistan Merkez Bankasının döviz kuruna müdahale ettiği ifade ediliyor. Hindistan rupisi dolar karşısında mayıs ayından bu yana yüzde 16 değer kaybetti.

Asya’daki diğer ekonomiler de sallantıda: Japonya’nın Nikkei 225 endeksi yüzde 2.6 düşerken, Hong Kong’un Hang Seng ve Güney Kore’nin Kospu endekslerinde de yüzde 2.2’lik ve yüzde 1.6’lık düşüşler kaydedildi. Yüzde 4.9’la en büyük düşüşün yaşandığı Endonezya borsası ise yaptığı en son zirveden yüzde 20 gerilemiş durumda.

1991 KORKUSU

Hindistan’da kaygı uyandıran gelişmelerden biri de cari açığın büyümesi. Para birimi değer kaybederken cari açığın büyümesi, Merkez Bankasının döviz rezervinin erimesi endişesini artırıyor ki bu da Hindistan’ın daha çok dış borca ihtiyaç duyması anlamına geliyor.

Hindistan hükümetinin sıcak para çıkışına karşı önlemi ise sermaye kontrolü. Zira, haziran başından bu yana uluslararası sermayenin Hindistan’dan çektiği para miktarı 11.5 milyar doları geçti.

Tablonun bütünü, Hindistan’ın 1991’de yaşadığı mali krizi andırıyor. O yıl temmuz ayında rupi, dolar karşısında yüzde 32 değer kaybetmiş ve ülkenin döviz rezervi tükenmişti. Sonunda ekonomi Uluslararası Para Fonu IMF’ye muhtaç duruma düştü.
Bank of Singapore Başekonomisti Richard Jerram, cari açığı bulunan Hindistan ve Brezilya’nın para birimlerindeki zayıflamanın “anlamlı” olduğunu söylüyor. Jerram’a göre, seçenekleri daha sınırlı olan Hindistan’ın durumu daha kaygı verici: “Sermaye kontrolünün fazla bir etkisi olmayacak gibi ve bir kredi derecelendirme kuruluşunun puan düşürmesi para biriminin iyice zayıflamasına yol açar.”

Hindistan Başbakan’ı Manmohan Singh ise şimdiki durumun 1991’e benzetilmesine karşı çıkıyor. O dönemde Merkez Bankasının sadece 15 günlük borçları karşılayabilecek dövize sahip olduğunu hatırlatan Singh, şimdiki rezervin 6-7 ay yeterli olacağını belirtiyor.

Asya’nın üçüncü büyük ekonomisinin geçen yılki yüzde 5’lik büyümesi son 10 yıldaki en düşük ivmeyi ifade ediyor. (HABER MERKEZİ)