Hayat sevgiliniz olsun
İnsan, hikayeleriyle vardır. Ve hikayeler onun, bu yuvarlak küreye gözlerini açmasıyla başlar. Bir serüvendir onun hikayesi ve çoğunlukla onu başlatan bir aşktır.
Yusuf NAZIM
İnsan, hikayeleriyle vardır. Ve hikayeler onun, bu yuvarlak küreye gözlerini açmasıyla başlar. Bir serüvendir onun hikayesi ve çoğunlukla onu başlatan bir aşktır. Önce bir tohum olur, serpilir, gelişir ve merhaba der yeryüzüne... İlk nefesini çeker içine;acı, sancılı bir yangıdır ilk duyduğu ciğerlerinde; kirpiklerini kırpar, gözlerini açar. İlk ışık demeti sızdığında gözlerine, beyne ilk algılar iletildiğinde, objeler yavaş yavaş belirmeye başladığında aslında yaşadığı ilk düş, ilk gerçek, ilk hikayedir bu…
SEVMEKLE BAŞLAR İNSAN
Sevmekle başlar insan. Önce ona ilk dokunanı, ışığı sever; sonra kokuları, teni, nesneleri; bir işi, bir inancı, bir şehri ve bir ağacı… Aşkla, özlemle, tutkuyla ve hayaller kurarak. Her şeyden önce, belki de her şeyden çok insanı severek, ona bağlanarak, onun ardından giderek. Şair demiş ya, “Bir insanı sevmekle başlar her şey.” İşte onun gibi bir şey…
Dünya Öykü Günü’ne giden yol tam da böyle başladı. “Biz öykücüler bir düş kurduk ve düşümüzün gerçeğe dönüştüğünü gördük.” Evet, böyle diyor Özcan Karabulut; öykücü, roman yazarı, bir zamanların Ankara Öykü Günleri’nin yaratıcısı, Edebiyatçılar Derneği başkanı ve kurucularından, yakın zamanın Türkiye PEN Merkezi Başkan yardımcısı.
Kimsenin kolay tahmin edemeyeceği, düşü kuranların bile bir gün gerçeğe dönüşeceğini tahmin edemeyeceği bir düştü belki bu. Hani göle maya çalmak denir ya, işte öyle bir şey.
Her şey, “İnsanı insan yapan düşleridir” sözünün ardı sıra giderek başlamıştı. 1996 yılında Ankara’da çıkan bir öykü dergisi, belki de büyük düşlerin başlangıcı. Bir yıl sonra Ankara Öykü Günleri’ne açılan kapı. Sonra öykünün yollara düşüşü, başka şehirler, farklı ülkeler, meşakkatli ama zevkli yolculuklar. Derken 2003 yılındaki 69. Uluslararası P.E.N Dünya Kongresinde taçlanarak sonlanan bir hikaye; 14 Şubat Dünya Öykü Günü!
Fikir babalığını, Çukurova’nın sıcak ve kurak topraklarında çıkarak edebiyat dünyamıza katılan Özcan Karabulut’un yaptığı Dünya Öykü Günü, ülkemiz edebiyatının dünya edebiyatına bir armağanı. Aynı zamanda Türkiye ve dünya edebiyatçılarının, özellikle öykü yazarlarının bir onuru, gurur madalyası.
ÖYKÜLERLE YAŞLANIYOR İNSAN!
14 Şubat Dünya Öykü Günü. Öykünün dünü, bugünü, geleceği için. Yaşadığımız dünyaya hak ettiği değeri vermek için. Dünyanın, geçmişten geleceğe, topraktan yıldızlara uzanan hikayesini yeni baştan keşfedip sıfırdan yazmak için.
Dünyanın öyküsünü yazan dünyanın öykücülerini öğrenmek için; İtalyan Boccacio’dan başlayıp, Fransız Maupassant’a uzanan, Rusya’dan Puşkin ve Çehov’a kadar gidip Kolombiyalı Gabriel Garcia Marquez’e, oradan Bitlis’te doğup Kalifornia’ya yerleşen Ermeni Yazar W. Sorayan’a kadar pek çok büyük öykücüyü hayatımıza yeniden ve yeniden sokmak için…
Yüz yılın büyük ustaları; Sait Faik, Sabahattin Ali, Tomris Uyar, Leyla Erbil, Memduh Şevket ve Orhan Kemalleri tanımak için; Haldun Taner, Nezihe Meriç, Onat Kutlar, Ömer Seyfettin, Aziz Nesin, Oğuz Atayları bugüne taşımak için…
Genç kuşakları Adnan Özyalçıner, Murathan Mungan, Ayfer Tunç, Füruzan’la tanıştırmak; Cemil Kavukçu, Ferit Edgü, Selim İleri, Adalet Ağaoğlu, Osman Şahin, Demir Özlü ve çok sayıda yeni öykü yazarlarıyla buluşturmak için...
Çoğu zaman hikayelerde saklıdır geçmiş, geleceği bugünden yazmak için. İnsanın insan tarafından ötekilenmediği, teninin rengine, yaşadığı coğrafyanın biçimine, cinsel tercihlerine göre değerlendirilmediği; konuştuğu dile, sahip olduğu inanca, ait olduğu etnik kökene göre muamele görmediği; akıl ve emek kapasitesine göre sınıflandırılmadığı adil, eşit, paylaşımcı; evrensel bir barış içinde yeni bir yeryüzü için…
Öykülerle doğuyor bu hayata insan. Ömrü, kısa ya da uzun bir hikaye gibi geçiyor. Ve öykülerle yaşlanıyor insan. İşte bu yüzden öykü! İşte bu yüzden Dünya Öykü Günü! İşte bu yüzden 14 Şubat!
Ha, bir de Sevgililer Günü var tabii. Üstelik Dünya Öykü günü ile aynı güne denk düşen. Ne demeli, sevda güzel şey doğrusu, sevdalanmak gibisi de yok. Keşke her insanın kendi gibi güzel gören bir sevgilisi olsa; şairin dediği gibi “Yaşamayı sevdiği kadar insanları da sevebilen.”
14 Şubat Dünya Öykü Günü’nde hayat sevgiliniz olsun.