Patron-hükümet iş birliğinin belgesi
Milli güvenliği tehdit gerekçesiyle grevleri yasaklanan Birleşik Metal-İş üyesi metal işçileri, hükümetin grevi neden yasakladığına dair Danıştaya verdiği savunmaya tepkili. Hükümetin milli güvenlikten anladığının patronların güvenliği olduğunun ortaya çıktığını belirten metal işçileri, savunmanın hükümet-patron iş birliğini gözler önüne serdiğini söyledi. İşçiler bu tablonun seçimlere de yansıyacağını dile getirdi.
Vedat YALVAÇ
İstanbul
Milli güvenliği tehdit gerekçesiyle grevleri yasaklanan Birleşik Metal-İş üyesi metal işçileri, hükümetin grevi neden yasakladığına dair Danıştaya verdiği savunmaya tepkili. Hükümetin milli güvenlikten anladığının patronların güvenliği olduğunun ortaya çıktığını belirten metal işçileri, savunmanın hükümet-patron iş birliğini gözler önüne serdiğini söyledi. İşçiler bu tablonun seçimlere de yansıyacağını dile getirdi.
“Hükümetin bu gün milli güvenlik olarak gördüğü şey tamamen patronların güvenliği” diyen Ejot Tezmak İşçisi İlker Tetik, hükümetin yaptığı açıklamayla bunu itiraf ettiğini belirtti. Şu an da dünyanın dört bir yanında grevler, eylemler yapıldığını ifade eden Tetik, “Hükümete göre bugün Türkiye’de yasal bir hak olan protesto hakkını kullanması bile ülkenin milli güvenliğini tehdit eder noktada. Sayfalarca verilen savunmanın hiçbirinin milli güvenlikle bir alakası yok” dedi. Verdiği savunmayla hükümetin tarihi bir itirafta bulunduğunu belirten Tetik, “İşçilerin hak arama mücadelesinin patronların çıkarlarına ters olduğunu çok objektif bir şekilde yansıtmış. İnsanların gözlerini açabilmesi bundan daha iyi bir rapor olmazdı” diye konuştu.
KİMİN HÜKÜMETİ OLDUĞU ANLATILMALI
Cengiz Makine İşyeri Baştemsilcisi Uğur Yılma, Danıştaydan olumlu bir karar çıkacağını düşünmüyor. “Ekonomiyi etkiliyor diyor. Patronları etkiliyor diyor. Bu nedense bir tek bizi etkilemiyor” diyen Yılmaz, şöyle devam etti: “Biz greve devam etseymişiz bu ülke batacakmış.” Bundan önceki de bundan sonraki hükümetlerden bir beklentisi olmayan Yılmaz, tüm hükümetlerin işçiye bakışının aynı olduğunu dile getirdi. “Daha önce üstü kapalı yapıyordu. Ancak şimdi ‘Patronların yanındayım’ diye açık açık söylüyor” diyen Yılmaz, bu savunmayı fabrikalarda, mahallerde teşhir etmek gerektiğini söyledi. Yılmaz, “Bu hükümetin bizim faydamıza bir şey yapamadığını, bundan sonra da yapamayacağını, kimlerin hükümeti olduğunu bilmeyen herkese anlatmak gerekiyor” dedi.
SEÇİMLERE YANSIYACAK
Yücel Boru İşyeri Baştemsilcisi Fatih Yıldırım da hükümetin hayal için de gittiğini söyleyerek “Dur bakalım nereye kadar gidecek” diye konuştu. “Türkiye sanki savaşta da, biz de ülkenin milli güvenliğini tehdit ediyoruz havası yaratılıyor” diyen Yıldırım, hükümetin var olan her şeyi kendisinin ve sermayenin lehine çevirmeye çalıştığını dile getirdi. İşçilerin artık uyandığını belirten Yıldırım, hükümetin işçileri daha fazla kandıramayacağını ve 7 Haziran genel seçimlerinde de bunu göreceğini ifade etti.
Grevin uzlaşmacı sendikalara üye işçilerin uyanacağı korkusuyla yasaklandığını anlatan Yıldırım, “Hükümet baktı ki toplum nezdinde greve özel bir ilgi oluşuyor. Bir an önce önünü kesti. AKP Hükümeti bugüne kadar 8 grev erteledi. Bu yüzden çok şaşırmadık. Ancak işçiler de oy verdikleri partinin gerçek yüzünü görmeye başlıyor. Bu grevi 15 bin işçinin grevi ve onların oyu gibi görmesinler. Bu grev binlerce işçiyi etkiledi ve bunun da oya yansıyacağına inanıyorum” diye konuştu.
SAVUNMA İŞ BİRLİKÇİ DÜZENİ GÖSTERDİ
“Yapılan savunma; hükümetin hiçbir çalışma yapmadan, grev öncesinde gerekli yerlerle görüşmeden kendi kafalarına göre yasakladıkları görülüyor” diyen Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, şöyle devam etti: “Çünkü Milli Savunma ve Milli Güvenlik Genel Sekreterliğinden grevimizin ertelenmesinden 15 gün sonra görüş almışlar. Grevimizin ertelenmesine dair bilgi ve belgeler hazır durumda zaten. Yalnızca imzalamak gerekiyordu. Onu da imzalayarak grevimizi ertelediler.” Hükümetin artık işi sulandırdığını ifade eden Serdaroğlu “Genel anlamda baktığımızda ekonomik gerekçeler öne sürülüyor. Ekonomik gerekçelerle ülkenin milli güvenliği etkilenir. Buralarda da ülke zafiyet yaşar. Bir takım sıkıntılar olur. Grevin temel nedeni zaten işyerlerini, patronları ekonomik olarak sıkıntıya sokmaktadır. Bu yolla da işverenin işçi ile anlaşmasını zorlamaktır. Burada bu sanki yok sayılmış. İşyerleri etkilenirse hükümet etkilenir. Ekonomi etkilenir. Ekonomi etkilenirse milli güvenlik etkilenir. Yani birbirileriyle saçma sapan bir ilişki kurarak görüş ortaya koymuşlar” diye konuştu.
Yapılan savunmanın iş birlikçi düzenin ortaya çıkmasını sağladığın söyleyen Serdaroğlu, “Savunmanın bir yerinde, grevin sözleşmeyi imzalamış sendikalarının üyelerini etkileyebileceği belirtiliyor. Burada aslında şunu söylemek istiyor. Sizin greviniz sürerse Türk Metal ve Çelik-İş üyesi işçiler de ayaklanır. Bu da milli güvenliği tehdit eder gibi alakasız bağlantılar yapmış. Ancak bunu yaparken de bir şeyi de itiraf etmiş sarı sendikalarla kurduğu iş birlikçi düzeni de ortaya koymuş” dedi.
Hükümetin grevi erteleme gerekçelerinin Danıştay tarafından kabul edilmeyeceğini düşünen Serdaroğlu, “Danıştay bu gerekçeleri kabul ederse, bu hem uluslararası alanda Türkiye’nin bir ayıbı olur. Hukuk ayaklar altına alınmış olur. Hem de Danıştayın sorgulanmasına neden olur” dedi.
Kararın olumlu çıkması halinde greve devam edeceklerini, çıkmaması halinde de mücadeleyi sürdürerek işçiler lehine sözleşmeler imzalayacaklarını söyleyen Serdaroğlu, “Sarı sendikaların, patronların ve hükümetin iş birliğine rağmen işçilerin direncini kıramıyorlar. Bu mücadeleyi gücümüzün yettiği yere kadar götüreceğiz” dedi.