10 Mart 2015 01:57

Modası geçmeyen şarkı: Aliaksandr Hleb

Hleb’le ilgili bir yazı yazacaksanız “kariyeri” diye bir ara başlığa ihtiyaç duymazsınız. Stuttgart, Arsenal ve Barcelona günleri hem dünyaya hem de Türkiye’ye onu fazlasıyla tanıttı. Barcelona’da sakatlık ve form düşüklüğü onu “bir Messi değil” diye geçiştirmemize neden olsa da hafızalarda halen o günlerin izleri taze.

Paylaş

Hakan KARAKOCA

Aliaksandr Hleb’in yolu yıllar sonra Türkiye’ye düştü. Torku Konyaspor’a geldiğinde “Konya’yı daha önce çok duymuştum. Konya tipik bir Türk şehri değil, Avrupa şehirleri gibi” demişti. O dönem “Konyamız” övülüyor diye “Hleb, buralarda kaç memleket gezdin de bu kanıya vardın” diye soramamıştık. Sonra onu Ankara’da ziyaret eden gazetecilere ise “Konya’da biraz rahatsızlık hissettim, son derece farklı bir kültürleri ve gelenekleri var. Ankara’da daha rahatım” dedi.
Hleb bugünlerde Kırmızı Kara forma ile Gençlerbirliği’nin başarısı için ter döküyor. Kimi için “Hleb nerelere kadar düştü” tavrı hakim olsa da Ankaralı bir futbolsever için Hleb’i yakından izlemek bulunmaz nimet diyebilirim.
Hleb, Konya günlerinde yaptığı 11 asist ve iki golün yanı sıra oyun tarzıyla da ligin üstünde bir isim olduğunu herkese gösterdi. Aykut Kocaman ile yaşadığı sıkıntılar onu Konya’dan uzaklaştırınca, Ankara’da aldı soluğu… Hleb’in Türkiye’deki ilk golünü Gençlerbirliği ağlarına göndermesi bu hikayede sadece küçük bir tesadüf! Gençlerbirliği’nde forma şansı bulma konusunda zorluk çekse de kimsenin onun yeteneğinden şüphesi yoktu. Hleb er ya da geç bu takıma maçlar kazandıracaktı. Sabırla beklenen o gün Bursaspor ile oynanan kupa maçında fragman olarak taraftarın gözleri önünde şekillense de hafta sonu Erciyesspor deplasmanında tam haliyle yayına girmişti.
Hleb iki maçta da topu ayağına aldığındaki rahatlık, yürüyerek geçtiği rakipler, herkesin telaş yaptığı anlarda soğuk kanlılıkla topu düzeltmesi ve topu “şımarıkça” ağlara göndermesiyle kalite adına ne varsa sahaya yansıttı. Şımarıkça diyorum ama rakibi küçümsemekten başka bir şey bu. “Ben bu işi biliyorum” havası var o şımarıklıkta ve rakibi dahil kimseyi rahatsız etmiyor.
Erciyesspor deplasmanında maestro Hleb’ti. Etrafında ona ayak uyduran birkaç isimle bir takıma nasıl sınıf atlatabildiğini de herkese gösterdi. El Kabir ve Landel hızlı düşünebilen, futbol aklı lig ortalaması üzerinde isimler. Arkalarına Hleb gibi büyük futbol kitabına bireysel olarak birkaç sayfa eklemiş efsane bir ismi alınca bambaşka oynuyorlar. Erciyesspor’a karşı Landel’in iki gol atması ve atılan 4 golün asistini de El Kabir’in yapmasının altında da bu ve benzer izler var.

HLEB’İN KATKISI

Bu kısımda Gençlerbirliği’ne genel olarak ayrı bir parantez açmak gerekirse; bu saydığımız üç isim de ara transferde takıma katılan isimler. İlk devreyi 22 puanla 8. sırada tamamlayan takım kendini güvende hissetse de ikinci yarıdaki sert rüzgarlara direnemedi ve hoca değişikliğine gitti. Daha sonra ara transferde alınan bu üç ismin takıma uyumu gerçekleşti ve son 3 haftada 7 puan alarak biraz da olsa nefes aldı.
Landel ve El Kabir kadroya daha önce kadroya monte edilmiş isimler olması ve kadroya sadece Hleb’in eklenmesi anahtar ismi de az çok belli ediyor. Ama takımın Bursaspor ve Erciyesspor maçlarında karakter olarak da farklı bir aşamaya geçtiğini söylemek mümkün. Sertlik karşısında sinmeyen, başa baş oynayabilen bir takıma Hleb gibi tecrübeli bir maestronun neler katabildiğinin kanıtıydı adeta son iki maç.

MODASI HİÇ GEÇMEYEN ŞARKILAR GİBİ

Son olarak Hleb’e dair birkaç kelam daha etmek gerekirse; Hleb modası hiç geçmeyen şarkılar kadar güzel geliyor bana. Hani şu MP3 çalarınızda, telefonunuzda müzik dinlerken rast geldiğinizde “sonraki” tuşuna basmadığınız, televizyonda çıktığında kanalı değiştiremediğiniz, internet tarayıcınızda sırf onu dinlemek için adını arattığınız şarkılar gibi… Bu şarkı kısa bir süre daha bizlerle olacak, şanslı sayıyorum kırk yerinden yamalı bir bohçaya dönen, marka değeri tartışmalı bir lig için bu durumu. Böyle bir hikayenin son demlerine yakından şahit olmak ise ayrıca paha biçilemez bir keyif…

ÖNCEKİ HABER

Maden ocağında göçük: 1 işçi yaşamını yitirdi

SONRAKİ HABER

Özgür Amed, cezaevinden ilk yazısını yazdı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa