Canan Çal: Nefesim yettiğince türkü söylemek istiyorum
Güzel Köylü dizisindeki performansı ile beğeni toplayan Çal’ın albümü Kalan Müzik etiketiyle müzikseverlerin beğenisine sunuldu.
Şerif KARATAŞ
İstanbul
Canan Çal, İzmir, Kütahya, Denizli, Burdur, Muğla ve Antalya’ya kadar uzanan zengin Ege türküleri repertuvarıyla şekillenen albümüyle müzikseverlerin karşısında çıktı. Çal, daha önce çeşitli albümlerde türkü yorumladı. Doğup büyüdüğü Ege’ye minnetini Ege’nin türkülerini okuyarak sundu. Sesiyle Ege’nin türkülerine can verdi.
Güzel Köylü dizisindeki performansı ile beğeni toplayan Çal’ın albümü Kalan Müzik etiketiyle raflardaki yerini aldı. Müzik yönetmenliğini ise Mehmet Edis üstlendi. Sesiyle müzikseverlerin beğenisini toplayan Çal sorularımızı yanıtladı.
İlk olarak öz geçmişiniz hakkında kısaca bilgi verir misin?
1987 İzmir doğumluyum. Aslen Tunceli kökenliyiz. Pertek ilçesinin Ballıdut köyünden. Öğrencilik hayatım İzmir’de geçti. Müziğe, türkülere olan bağlılığım nedeni ile liseye gelince konservatuvar okuma fikri yerleşti aklıma. Mezun olunca da Ege Üniversitesi Türk Müziği Konservatuvarının sınavlarına girdim ve okumaya hak kazandım. Derken müzikal yolculuğum da ciddiyet kazandı ve işim gücüm müzik oldu. Üniversiteyi bitirince 9 Eylül Üniversitesinde pedagojik formasyon eğitimimi tamamladım ve yine bu dönem kısa bir müzik öğretmenliği deneyimi yaşadım.
‘EGE’Yİ BENİMSEYEREK BÜYÜDÜM’
Türküleri seslendirmek sizin için ne ifade ediyor? Daha önce de çeşitli albümlerde çeşitli yörelere ait türküler seslendirdiniz. İlk solo albümünüzde Ege türkülerinin olmasının özel bir nedeni var mıydı?
Her müzisyenin işe önce kendi müziğinin özünü kavrayarak başlaması gerektiği düşüncesindeyim.Anadolu toprakları üzerinde yetişmiş bir müzisyen olarak da türkü icra etmek benim için hem geçmişimi sorgulayıp öğrenmek, hem de bir nevi kültür aktarıcılığı görevini üstlenmek gibi önemli bir durum.Türküler tamamen yaşanmışlık sonucu ortaya çıkmış halkın ezgileridir çünkü. En samimi en saf duyguların, kültürel özelliklerin müzikal aktarımıdır. Bazen bir kahramanlık hikayesi, bazen yurdundan kopmanın acısı, bazen gelin kınası, bazen ölüm, bazen de sevgiliye duyulan hasret gibi hayatın gerçekleridir işlenen.
Evet zaman zaman farklı projelerde yer alıp farklı yörelerden türküler de okumaya çalışıyorum. İlk solo albümümü Ege Türküleri ile oluşturmamda Ege kültürünü benimseyerek büyümemin o dokuyu hissederek bu yaşıma gelmemin etkisi vardır herhalde.Ayrıca hakim olduğum bir yöreydi ve Ege türkülerinin son zamanlarda ikinci planda kaldığını hissettim. Çok başarılı Karadeniz müziğinin genç kuşak icracılarını görüyoruz, doğu ezgilerimizi deyişlerimizi semahlarımızı dinlediğimiz usta müzisyenlerin yanında genç kuşaktan da çok başarılı isimler var keza Neşet Ertaş ustanın izinden gidenler ve Balkan müziğinin usta aktarıcıları da... Ege’nin neden yeni kuşak temsilcileri yok denecek kadar az dedim ben de kendi kendime ve ilk albümümü böyle proje bir çalışma olarak sunmak istedim. Sevgili yapımcım Hasan Saltık’ın da destek ve önerileri, Mehmet Ali Edis’in düzenlemeleriyle hazırladık “Egenin Türküsü”nü. Keyifli bir albüm olduğunu düşünüyorum.
Müzik serüveninizi sadece türkü yorumlayarak mı sürdürmek istiyorsunuz? Müzik serüveninize dair hedeflediğiniz nedir?
Daha önceki söyleşilerimde de özellikle söyledim bunu ben her şeyden önce bir yorumcuyum. Şarkıcı ya da türkücü diye nitelendirip bir kalıba sokmak niyetinde değilim müziğimi. Türkülerin yeri ayrıdır içimde evet ama gönlüme hitap eden, sesime yakıştığını düşündüğüm, dinlemekten zevk aldığım farklı tarzları da yorumlamaya çalışacağım. Daha yolun çok başındayım belki yine bir türkü albümü olur yeni projem belki farklı bir çalışma. Fakat şu an için aklım da fikrim de Ege’nin Türküsü...
Geleceğe dair çok planlı yaşayan biri değilim. Hayatı akışına bırakmayı ve sonucunda karşılaştığım sürprizleri, heyecanı tatmayı seviyorum. Nefesim, ömrüm yettiğince müziğimle var olabilmek tek hedefim.