21 Ekim 2008 00:00
Kırık oklarla yarışmalara katıldım
Bir yandan öğretmenlik yaparken, bir yandan da hafta sonları yaptığı antrenmanlarla okçuluğa devam eden Gülbin Su ile görüştük
Hatayın Reyhanlı ilçesinde Cumhuriyet İlköğretim okulunda resim öğretmenliği yapan Gülbin Su okçulukta defalarca Türkiye birincisi oldu. Çek Cumhuriyetinde yapılan 4. Avrupa şampiyonasında ikinci oldu. Güney Korede yapılan Dünya şampiyonasında üçüncülüğü kazandı. En son Pekin olimpiyatlarında ise dördüncü oldu. Kendi deyimiyle sağlık sorunları ve biraz da tecrübesizlik olmasaydı Pekinden madalya ile gelecekti. Hem öğretmenlik yapan, hafta sonları yaptığı antrenmanlarla okçuluğa devam eden Gülbin Su ile görüştük
Bize kendinizden bahseder misiniz?
1971 Samandağ doğumluyum. Ağrı Eğitim Fakültesi İş eğitimi bölümünden mezun oldum. Şu anda teknoloji ve tasarım derslerine giriyorum. Bedensel engelli olmamın nedeni çocuk felci geçirmiş olmam. Üç yaşında çocuk felci geçirdim. Uzun süre tedavi oldum ama bir ilerleme sağlamadı. Ama şu anda öğretmenlik yapabiliyorum.
Okçuluğa nasıl başladınız?
Okçuluğa 2002 yılında başladım. 2006da Çek Cumhuriyetinde düzenlenen Avrupa Şampiyonasında ikincilik aldım. 2007de Dünya Şampiyonasında üçüncülük aldım. 2008 Pekin Olimpiyatlarında da dördüncülük aldım. Aslında puanlarda üçüncü durumdaydım. Sağlık problemim olmasaydı madalya ile dönebilirdim. Okçuluk konusunda daha önce herhangi bir bilgim yoktu. Bu konuda herhangi bir akademik eğitim de almadım. Okçuluğa başlamam tamamen tesadüfen oldu. Birgün Reyhanlıdan Antakyaya gelirken, durakta bekliyordum. Orada arabasıyla bir adam önümden geçti. Biraz ileri gidip tekrar döndü. Bu arada ben otobüse bindim. Bu adam beni takip etti. Beş durak sonrasında bile hâlâ takip ediyordu. Bu arada elime bir not geldi. Okçuluk milli takım antrenörünün beni ara diye yazdığı, telefon numarasının da olduğu bir not verdiler bana. Konu okçuluk olunca ben de meraklandım ve aradım. Ertesi gün bu antrenörle görüştük. Ve o gün okçuluğa başlamaya karar verdim. Ben bu spora çok geç başladım. Kısa bir zamanda büyük başarılar sağlamak kolay değil. Bu tür sporcular aslında zor bulunur. Ben makaralı yay kullanıyorum. Ve bu branşta Türkiyeden olimpiyatlara ilk defa benimle dahil oldu. Şuanda hem engellilerde hem de sağlamlar milli takımındayım. Derecelerimi hep engelliler dalında aldım. Başarımı artırmak için hafta sonları antrenman yapıyorum.
Hem öğretmenlik yapıyorsunuz hem de okçuluk sporuyla uğraşıyorsunuz ve milli takımda yer alıyorsunuz. Bir yandan da engelli durumdasınız. Bu zor olmuyor mu sizin için?
Hem öğretmenlik hem antrenmanlar beni açımdan yorucu oluyor tabii ki. Bu konuda Gençlik Spor il müdürü Ali Rıza Tütüncüoğlu geçen sene çok yardımcı oldu. Ona da bu konuda teşekkür ediyorum. Hem derslere girip hem de antrenmanlara gitmek benim açımdan zor oluyor.
Ülkemizi olimpiyatlarda temsil ediyorsunuz. Bir yandan mesleğinizi de yapıyorsunuz. Olimpiyatlara yeterince hazırlanabiliyor musunuz? İhtiyaçlarınız karşılanıyor mu?
Olimpiyatlardan önce bizi bir ay öncesinden kamplara alıyorlar ama bu yeterli olmuyor. Bunun için herhangi bir düzenleme var mı bilmiyorum ama bize bu konuda ayrıcalık tanınmalı diye düşünüyorum ve Milli Eğitimden bu konuda destek bekliyorum. İngilterede bir yarışma olmuştu birinci oldum. Ayrıca olimpiyat rekorunu Türkiyede ilk defa ben kırdım. Olimpiyat komitesi ihtiyaçlarımı gidermem için bir miktar para, ok, harcırah ve yol parasını veriyor. Bu o an için yeterli oluyor ama bunun devamı gerekiyor. Bu sadece bir defalığa mahsus olmamalı. Olimpiyat sporcusunun kendisini geliştirmesi için desteklenmesi gerekiyor. Mesela kırılan okları benim düşünmemem gerekiyor. Bunun rahatlıkla alabilmem gerekiyor. Oysaki kırık oklarla yarışmaya katıldım ben. Malzeme ihtiyacımı karşılayacak düzenli bir ödeminin yapılması gerektiğini düşünüyorum. Ok kırıldığında ok alma kaygısını taşımak istemiyorum. Bu kaygılar olmasa başarımın daha da artacağından eminim.
(Hatay/EVRENSEL)