28 Ağustos 2015 12:00

'Şairlere Ölüm Yok’un yazarı Oktay Akbal’ı kaybettik

Paylaş

'Şairlere Ölüm Yok’un yazarı, usta gazeteci edebiyat insanı Oktay Akbal, yaşamını yitirdi. Yazar Oktay Akbal tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. 92 yaşında kaybettiğimiz yazar, ilk kitabı Önce Ekmekler Bozuldu’yu daha 19 yaşındayken yayımladı. Uzun ömrü boyunca üretkenliğini sürdüren yazarın 80’i aşkın kitabı bulunuyor.

20 Nisan 1923 tarihinde İstanbul’da doğan Akbal, Avukat Salih Şehabettin Bey’in oğlu, ilk gerçekçi Türk romancılardan Ebubekir Hâzım Tepeyran’ın ana tarafından torunudur.

Kumkapı’daki Saint Benoit Fransız Lisesinde başladığı ortaöğrenimini, 1942 yılında İstiklal Lisesinde bitirdi. Bir süre İstanbul Üniversitesi Hukuk  ve Edebiyat fakültelerine devam etti, ancak yüksek öğrenimini yarıda bırakarak kendini yazarlığa verdi. 1943 ve 1944 yıllarında Servet-i Fünun Uyanış dergisinde sekreterlik, 1947 ve 1951 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosunda memurluk yaptı. Fakat yaşamını asıl anlamda gazetecilik yaparak kazandı.

Garipler Sokağı ve Bizans Definesi adlı kitapları Rusçaya; Dondurmalı Sinema Sırpçaya çevrildi. Suçumuz İnsan Olmak adlı kitabı Erdoğan Tokatlı yönetiminde 1986 yılında filme çekildi.

NECATİGİL: AKBAL’IN ÖYKÜLERİ ANILAR TOPLAMI

Öykü yazmaya ilkokul yıllarında başladı. Çeşitli çocuk dergilerinde öyküleri yayımlandı. 1939’da, henüz lise öğrencisiyken yazdığı bir öykünün İkdam gazetesinde yayımlanmasıyla edebiyat dünyasına girdi. İkdam ve Yeni Sabah gazetelerinde hemen her gün bir öyküsü; Bin Bir Roman, Çocuk Haftası, Yıldız gibi gazete ve dergilerde yazıları, öyküleri ve çevirileri yayımlandı. Akbal, asıl anlamda öyküye yönelmesinin Sait Faik’in Semaver adlı kitabını okumasından sonra başladığını söyler.

UFAK TEFEK AYRINTILAR KİŞOĞLUNUN ÖLMEZ GÖRÜŞÜNÜ ÇİZİYOR

Mustafa Baydar’ın “Edebiyatçılarımız Ne Diyorlar” kitabında Oktay Akbal kendi ağzından öykücülük anlayışını şöyle anlatıyor; “Ben sevdiğim, hoşlandığım, acısını duyduğum, sevincini tattığım şeylerden bahsediyorum. Bütün ufak tefek ayrıntılar kişoğlunun ölmez görüşünü çiziyor. İlk hikâyelerimden beri beni kişinin iç dünyası ilgilendirdi. Bu iç dünya ile dış dünya arasındaki çelişmezliği vardır. Ben büyük şehirde yaşayan bireyin serüvenini anlatıyorum. Kendime göre, kendi yönlerimden. Her yazar kendine göre bir dünya kurar. Benimki bu. Gerçekten sanat değeri taşıyan bir eserin sosyal ve beşeri ölçüler bakımından da değerli olacağına inanırım ben.”
Servet-i Fünun Uyanış dergisinde çalıştığı sıralarda başlayan eski yeni tartışmalarının ve yeni edebiyatın içinde yer alan Akbal’ın sanatında böylece asıl edebiyatçı dönemi açılmıştır. Kendi yaşam deneyimlerinden, çocukluk anılarından yola çıkan, küçük kent insanını da göz ardı etmeyen duygulu öyküler yazmaya başlamıştır. Bunlar toplumsal olaylarla ilgili gözlemlere değil, anılara ya da düşlere dayalı, içe dönük hikayelerdir. Akbal hikayeleri, Behçet Necatigil’in deyişiyle “Konulu hikayeler değil de, belli konular çevresinde oluşan anılar toplamıdır”. Bir diğer büyük usta Tahsin Yücel ise özellikle öykülerinden yola çıkarak Akbal için, “Çağımızın en içten, en güvenilir, en soylu tanıklarından biri” diyordu.

Oktay Akbal pazartesi düzenlenecek cenaze töreninin ardından Ula’ya bağlı Akyaka Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

EKMEK BOZULURSA HER ŞEY BOZULUR

Murat Meriç: Ah! Sadece yazıları değil, anıları da önemliydi Oktay Akbal’ın. O kadar çok şey öğrendik ki ondan...
Mücella Yapıcı:  Uğurlar ola... #OktayAkbal
Ugur Vardan: ‘Önce Ekmekler Bozuldu’ ne güzel roman ismiydi... Güle güle Oktay Akbal...
Onur Behramoğlu: Büyük usta-anıt insan oktay akbal... ‘istinye suları’ 2 lira idi Kadıköy’de, “okunmadığı için”miş!..
Enver Ercan: Oktay Akbal’ı kaybettik. Başımız sağolsun. Büyük ustaydı.
Ömer Erdem:  Dün konuştuk, ‘önce ekmekler bozuldu. Ekmek bozulursa her şey bozulur’ diye. Güle güle Oktay Akbal, güle güle...
Atilla Birkiye: Başımız sağ olsun, büyük bir yazarı yitirdik...

ESERLERİ

Hikaye Kitapları: Önce Ekmekler Bozuldu (1946), Aşksız İnsanlar (1949), Bizans Definesi (1953), Bulutun Rengi (1954), İkisi (1955), Berber Aynası (1958), Yalnızlık Bana Yasak (1967), Tarzan Öldü (1969), İstinye Suları (1973), Karşı Kıyılar (1979), Lunapark (1983), Ey Gece Kapını Üstüme Kapat (1988), Hücrede Carmen (1998)
Romanları: Garipler Sokağı (1950), Suçumuz İnsan Olmak (1957), İnsan Bir Ormandır (1975), İki Roman (1982), Düş Ekmeği (1983), Batık Bir Gemi (1997), Bayraklı Kapı
Deneme/Söyleşi/Anı Kitapları: Şair Dostlarım (1964), Dost Kitaplar (1967), Konumuz Edebiyat (1968), Yazmak Yaşamak (1972), Ölümsüz Oyun (1974), Atatürk Yaşadı mı? (1975), Hiroşimalar Olmasın (1976), Zaman Sensiz (1977), İlkyaz Devrimi (1977), Temmuz Serçesi (1978), Gençler Bize Bakıyor (1978), Yaşamı Yeniden Kurmak (1979), Atatürkçülük Savaşı (1981), Atatürk Bir Gün Gelecek (1981), Önce Şiir Vardı (1982), Dünyaya Açılmak (1982), Vatan Mahzun Ben Mahzun (1983), Yaşayıp Görmek (1984), Geçmişin İçinden (1985), Susmak mı, Konuşmak mı? (1987), Tarih En Büyük Yargıç (1987), Bir de Simit Ağacı Olaydı (1990), Anı Değil Yaşam (1990), Önce Aşk (1993), Kırmızı Tenteli Tramvay (1993), Şairlere Ölüm Yok (1994), Güzel Düşlerin Sonu (1995), Şarkılarına Kadar Mahzun (1997) (KÜLTÜR SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

ORS'de işçi kıyımına direnişle yanıt

SONRAKİ HABER

Arhavi Doğa Koruma Platformu: Hopa halkının acısı bizim de acımızdır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa