Sokağa çıkma yasaklarının iptali için dava
Şırnak Barosu ve İHD Şubesi, Cizre ve Silopi ilçelerinde ilan edilen sokağa çıkma kararının iç hukuka ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu gerekçesiyle Mardin İdare Mahkemesi'ne suç duyurusunda bulunarak, yürütmenin durdurulması istemiyle iptal davası açtı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Şırnak Şubesi ve Şırnak Barosu, Cizre ve Silopi ilçelerinde ilan edilen sokağa çıkma yasağının iç hukuka ve uluslar arası sözleşmelere aykırı olduğu gerekçesiyle Mardin İdare Mahkemesi'ne suç duyurusunda bulunarak dava açtı. Sokağa çıkma yasağı kararına ilişkin yürütmenin durdurulması istemli iptal davası açan avukatlar Şırnak Adliyesi önünde bir araya gelerek davaya ilişkin basın açıklaması yaptı.
Açıklamayı yapan Şırnak Barosu Başkan Yardımcısı Savaş Tanış, Cizre ve Silopi ilçeleri genelinde sokağa çıkma yasağının ikinci bir emre kadar ilanına dair kararının; evrensel hukuk ve ulusal mevzuata aykırı olduğuna dikkat çekti. Tanış, sokağa çıkma yasağının ilan edildiği tarihten bu yana Cizre ve Silopi ilçe halkının yaşam hakkı başta olmak üzere tüm temel insani hak ve hürriyetlerinden yoksun bırakıldığını söyledi. Hiçbir amaca hizmet etmeyen ve hukuki hiçbir gerekçesi olmayan sokağa çıkma yasağı neticesinde Cizre ve Silopi halkı günlerdir ablukaya alındığını ifade eden Tanış, "Bu abluka nedeniyle halk su, elektrik, gıda ve diğer temel insani ihtiyaçlarını dahi karşılayamamaktadır. Bugüne kadar sürdürülen bu trajedi tüm Türkiye kamuoyunun bilgisi dahilinde olmasına rağmen, yetkili ve görevli kamu otoriteleri sözü edilen insanlık dramına karşı seyirci kalmaktadır" dedi.
'TESPİTLER YAPILAMADIĞI İÇİN OLAYLARIN VAHAMETİ YÜKSELİYOR'
Cizre ve Silopi ilçelerinin yerleşim yerlerine hakim yüksek yerlerde ve mahalle içlerinde tankların konuşlandırılmış olduğunu ve yerleşim yerlerine rast gele top atışlarının yapıldığına dikkat çeken Tanış, ağır silahlı saldırılarda birçok sivilin yaralandığını, birçok ev ve işyerinin tahrip edildiğini söyledi. Top atışları sonucu sivillerin yaralandığı ve yaşamını yitirdiğini, bu sayının da günden güne artacağını vurgulayan Tanış, dışarıdan ilçelere erişim ve ulaşımın sağlanamaması nedeniyle, ölü ve yaralı sayısı hakkında resmi ve net olarak herhangi bir açıklamanın yapılamadığına dikkat çekti.
Şırnak özeli ve ülke genelinde faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri ile diğer sivil inisiyatif ve platformların ilçelerde meydana gelen hadiselerle ilgili tespit yapma, rapor düzenleme gibi imkanların kamu otoriterleri tarafından ortadan kaldırıldığını ifade eden Tanış, bu durumun kamuoyunu tedirgin ettiğini ve gelinen aşamada olayın vahametinin ne kadar büyük olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.
'YASAKLARIN SÜRDÜĞÜ YERLERDE HUKUK KATLEDİLMEKTE'
Yaralı şahısların hastaneye ulaştırılmasında engellerin çıkartılması ve yaralı şahıslara acil tıbbi müdahale imkanlarının ortadan kaldırılmış olmasının can kayıplarının artması riskini beraberinde getirdiğine dikkat çeken Tanış, sağlık hizmeti vermesi gereken devlet hastanelerinin boşaltıldığını ve özel harekat polisleri için karargah olarak kullanılmasından dolayı her iki ilçede de sağlık hizmetinin verilemediğini hatırlattı.
Okulların boşaltılarak özel harekat timleri için karargahlara dönüştürüldüğünü belirten Tanış, "Devlet güçleri evlerde hiçbir mahkeme kararı ve buna ilişkin herhangi bir izin olmadan keyfi arama yapmakta, kapıları ve duvarları balyozlarla kırıp ev ahalisine zarar vermekte dolayısıyla hukukla korunmakta olması gereken hakları ayaklar altına alınmaktadır" dedi.
'İÇ HUKUKA AYKIRI DAVRANILARAK SUÇ İŞLENİYOR'
Tanış, Cizre ve Silopi ilçeleri, Mardin'in Nusaybin, Derik ve Dargeçit ilçeleri, Diyarbakır'ın Sur, Lice ve Hazro, Hakkari'nin merkez ve Yüksekova ilçelerinde iç hukuk ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklı bütün haklar ve özgürlüklerin askıya alındığını vurgulayarak, "Hem iç hukuka aykırı davranılarak suç işlenmekte ve uluslar arası hukuk bağlamında da halka uygulanan bu zulüm suç oluşturmaktadır. Bunun sorumlusu yalnızca taşra teşkilatları değil, merkezi hükümet ve idaredir. İşlenmekte olan bu suçlar uluslararası anlamda da ülkeyi zora sokacaktır" uyarısında bulundu.
'ZORA DAYALI BİR ÇÖZÜM ÜRETİLEMEZ'
Zora dayalı çözme yönteminin hiçbir şekilde çözüm getirmediğini ve sorunları daha da derinleştirdiğin belirten Tanış, "Buna rağmen şiddette ısrar kısa vadede bölge halkına büyük ve telafisi güç acılar ve zararlar vermektedir" diyerek bu durumun uzun vadede bütün Türkiye halklarına zarar vereceğine dikkat çekti.
'YASAKLAR DERHAL KALDIRILMALI'
Sokağa çıkma yasağı kararının derhal geri alınmasını, Cizre ve Silopi ilçelerine uygulanan insanlık dışı ablukanın kaldırılmasını, Cizre ve Silopi ilçelerinde yaşayan halkın tekrar normal yaşam koşullarına dönüşünün sağlanmasını ve yaşanan hak ihlallerinin yerinde tespiti için sivil toplum örgütleri ile basın ve medya kuruluşlarının önündeki engellerin kaldırılması gerektiğine işaret eden Tanış, tüm kamuoyunu ve kamu otoritelerini bu hususta sorumlu ve duyarlı olması yönünde çağrıda bulundu. (DİHA)
Evrensel'i Takip Et