Derenin suyunu da altıncıya vermişler!
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir’in 20 kilometre yakınında, kente su sağlayan barajlar havzasında 4 yıldır üretime devam eden TÜPRAG altın madenine yöredeki derelerin suyunun verildiği ortaya çıktı. 300 bin İzmirlinin içme suyunu karşılaması planlanan Çamlı Barajına altın madeni işletilsin diye izin vermeyen hükümet, madenin talebi üzerine Kokarpınar deresinin suyunu da madenciye tahsis etmiş. İzmir’in sularından sorumlu İZSU’nun itirazlarına rağmen madenin yıllardır Kokarpınar deresinin suyunu kullandığı şirketin son dava dosyasına sunduğu mahkeme kararı ile ortaya çıktı.
Geçimlerini özelikle üzüm üreticiliği, sebzecilik ve hayvancılıkla karşılayan yöre köylülerinin en önemli su kaynaklarından Kokarpınar Deresi’nin suyunun DSİ tarafından altın madeninin kullanımına tahsis edilmesi meselesi aslında 9 yıl öncesine dayanıyor. 2006 yılında madenin bu isteğine olumlu yanıt veren DSİ’ye karşı, İzmir’in içme ve kullanma sularından sorumlu belediye kurumu İZSU’nun itirazı sonucu değiştirmedi. Kentin su ihtiyacını karşılamak üzere belediye tarafından yapımı planlanan Çamlı Barajı’na dikkat çeken İZSU, baraj havzasının korunması için derenin altın madenine verilmesi kararının iptalini istedi. İZSU’nun, 2006 ve 2007 yıllarında yaptığı iki farklı başvurusunu DSİ, ‘Çamlı Barajının yapımının söz konusu olmadığı, İzmir’in de bu barajın suyuna ihtiyaç duymadığı’ gibi gerekçelerle reddetti.DSİ’ye yaptığı itirazlar reddedilen İZSU konuyu mahkemeye taşıdı. İZSU’nun dava dilekçesinde, Çamlı Barajının İzmir İlinin su ihtiyacını karşılanması açısından son derece önemli olduğu dile getirilerek, baraj havzasının korunmasından İZSU’nun sorumlu olduğunun altı çizildi. İZSU Kokarpınar Deresi suyunun kullanması için TÜPRAG altın şirketine verilmesinde kamu yararı olmadığı gerekçesiyle DSİ kararının iptalini istedi.
İzmir 3. İdare Mahkemesi’ne açılan dava ile ilgili DSİ, altın madenine dere suyunu kullanması için verdikleri iznin hukuka uygun olduğu savunmasını gönderirken, altıncı şirket de DSİ’nin yanında davaya müdahil oldu. İzmir 3. İdare Mahkemesi “2005 ÇED’i iptali davasında Çamlı barajı tartışması bitmiştir, o yüzden artık Çamlı Barajı gerekçe gösterilemez” diyerek TÜPRAG şirketine Kokarpınar deresi suyunun verilmesine ilişkin Ağustos 2006 tarihli kararda bir hukuka aykırılık olmadığına hükmetti.
ÇOK VAHİM!
Altın madenine karşı açılan davaların avukatı EGEÇEP Hukuk Komisyonu Üyesi Arif Ali Cangı, kararı ‘çok vahim bir gelişme’ olarak niteledi. Cangı, “Bir yandan Kokarpınar deresinin suyu altıncıya verilerek Kokarpınar’dan yararlanan köylüler madene mahkum ediliyor, diğer yandan canlıların suya erişim hakkı altıncı şirket lehine ortadan kaldırılıyor” dedi
Sondaj için alınan suyun dereye karışması durumunda kirliliğin Ege Denizine kadar taşınacağı uyarısında bulunan Cangı, İZSU’nun kent açısından bu tür yaşamsal olayları kamuoyunu bilgilendirmeden sesiz sedasız yürütmesini de eleştirdi.
BİLİRKİŞİ KİRLİLİĞİ TESPİT ETMİŞTİ
İzmir’e içme suyu sağlayan barajlar havzasına komşu olan Efemçukuru Altın Madeni, bütün bilimsel uyarılara rağmen, 2011 yılı Haziran ayından bu yana faaliyetini sürdürüyor. Maden geçtiğimiz aylarda kapasite artırımına giderek cevher rezervini 2.5 milyon tondan, 8.5 milyon tona, faaliyet süresini de 12 yıldan 17 yıla çıkardı. Madende inceleme yapan Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesinden bilirkişi heyetinin raporuna göre, yöredeki yeraltı suyu ve derelerde madenin çalışmaya başlamasından bu yana ağır metal kirliliği bulunduğu ve sınırların aşıldığı ifade ediliyor. Rapor, altın madeninin yeraltı sularını kirlettiğini açıkça ortaya koyuyor.
ALTINCI BU KADAR AKILSIZ OLAMAZ!
Efemçukuru Altın Madenini en iyi bilen uzmanlardan jeoloji yüksek mühendisi Savaş Dilek, Kokorpınar deresinde çeşitli dönemlerde meydana gelen balık ölümleri ve diğer zehirlenmelerin madendeki çalışmalar nedeniyle mevsimsel olarak meydana gelen su seviyesi değişimlerinden kaynaklanmış olabileceğini ifade etti. Dilek, sondajda kullanılan atık suyun bir havuzda biriktirildiğini belirterek,”Madenciler bu atık suyu dereye verecek kadar akılsız olmaz” dedi.