‘Yoktur belki Ahmet Ada diye birisi’
‘Yarın umarım kontrol (tarama) iyi geçer. Sonuç da iyi çıkarsa yazınsal hayata katılmaya devam ederim. Katliam ve vahşet ortamında yazmak zor!’ demişti Ahmet Ada. Artık bu “Katliam ve vahşet ortamında” değil. Çalışkan bir Şiir İşçisi, Şair Ahmet Ada’yı yitirdik.
Ada, yirmi ikinci şiir kitabı “Yağmur Başlamadan Eve Dönelim”i geçtiğimiz yıl yayımlamış ve en son “Bir süre ara” demişti. Verdiği bu “ara”da tedavi görmeye başladı. Kişisel twitter hesabından da zaman zaman tedavi sürecine dair paylaşımlarda bulunuyordu. En son 29 Şubat’ta “Sağ omuzdan kırık kol kaynama eğilimi göstermiş. Onkoloji netice bekliyor. Bakalım.” diyen bir paylaşımda bulundu. Mersin’de tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden şair, Hunat Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlandı.
‘İYİ ŞİİR HER ZAMAN AZ OKUNMUŞ, AZ SATMIŞTIR’
Ahmet Ada 20 Mayıs 1947’de Ceyhan’da doğdu. İlk ve ortaokulu Ceyhan’da okudu. Devlet Türkiye Yazarlar Sendikası Üyesi Ada, 2002 yılında Mersin’e yerleşti. İlk şiiri “Tabuttur Kitaplar” 1966’da Soyut dergisinde çıktı. Sanat ve edebiyat dergilerinde çok sayıda şiir ve yazısı yayımlandı. Bazı şiirleri Fransızcaya, Almancaya, İngilizceye, Kürtçeye çevrildi.
1980’li yıllar şiirinin önemli bir temsilcisi olarak tanındı. Şiirlerinin İkinci Yeni şiir havzasından beslendiği gözlense de kendine özgü lirik bir şiir kurdu. Gerçekçi tutumlardan beslenen, destansı, lirik, hüzünlü ve incelikli şiirler yazdığı eleştirmenlerce kabul edildi.
Son dönem yazdığı şiirlerle, modern şiirin biçimselliği ile modern dünya tasarımına felsefi derinlik katan yeni bir döneme girdi. Uzun ve epik özellikler barındıran şiirlerinde, göç, savaş gibi olgulara insani bir perspektiften bakarak çok sesli bir şiire yöneldi.
Şiirin kavram ve terimlerinin oluşturulmasında çaba gösterdi. “Şiir Okuma Durakları” (2004) adlı kitabı modern şiire ilişkin şiir bilgisi içeren bir el kitabı olarak değerlendirildi.
Şiirin sorunları ve İkinci Yeni üstüne eleştirel, çözümleyici yazılarıyla da dikkati çekti.
2006 yılında, Çukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü ile Eğitim Fakültesi Felsefe Grubu Eğitimi Ana Bilim Dalı tarafından ortaklaşa düzenlenen sempozyumla “40 Sanat Yılında Ahmet Ada’nın Şiiri” çeşitli yönleriyle ele alındı. Sempozyum bildirileri “Ahmet Ada’nın Şiirine Bakışlar” adıyla yayımlandı, (2009). 2008 yılında, Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Sinema ve Televizyon Bölümü “İki Şair Bir Kent” adlı belgeselinde Ahmet Ada ile Celâl Soycan kent kültürünü ve şiiri konuştular. Bu söyleşi DVD olarak yayımlandı. 2009 yılı 21 Mart Dünya Şiir Günü Mersin’de, 43. sanat yılı nedeniyle, Ahmet Ada’nın Şiiri odağında kutlandı. Ahmet Ada’nın “Göründü Göğün Faytonu” başlıklı şiir bildirisi okundu.
Ahmet Ada, Sibel Oral’la yaptığı 25 Mayıs 2009 tarihli röportajında Oral’ın “ Edebiyatın belki de en sessiz çocuğu şiir. Şiir kitapları az satıyor ama biz milletçe şiiri çok seviyoruz. Bir çelişki var sanki. Bu durumu neye bağlıyorsunuz?” sorusuna şu cevabı veriştii; Şiiri çok sevdiğimiz doğru mu? Hangi şiiri seviyoruz? Nüfusumuza göre az sayıdaki okur modern şiiri kavramaya ne kerte yakın? Şiirin az basılması ve dolaşımda olmayışı, “metalaştırılamayışıyla” ilgili gibi görülüyor. Kültürün magazinleştirilmesi, kültür endüstrisinin pazara yönelik çabaları has şiiri geri plana itmiş olamaz mı? Ama şu da var ki, iyi şiir her zaman az okunmuş, az satmıştır. (KÜLTÜR SERVİSİ)