23 Mart 2016 00:58

Mungan’ın hücreye konulmasına meslektaşlarından tepki: Bu insanlık suçuna karşı çıkıyoruz

Paylaş

Zülal KOÇER
İstanbul

Barış bildirisine imza attıkları için tutuklanan 3 akademisyenden biri olan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan’ın, Bakırköy Kadın Cezaevi’nde tek kişilik hücreye konulmasına meslektaşlarından tepki geldi. Gazetemize konuşan akademisyenler, Esra Mungan’ın tutuklanmasının ve tercit edilmesinin ağır bir insan hakkı ihlali ve insanlık suçu olduğunu ifade eden akademisyenler, karara karşı çıktıklarını ifade etti. 

3 günlük müşahade süresinin ardından geçtiğimiz Cuma günü koğuşa alınması beklenen Esra Mungan için cezaevi idaresi “Tek kişilik koğuşta kalması uygun” kararı verdi. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan hükümlülerin kaldığı bölüme konulan Mungan’ın sadece günde 1.5 saat havalandırma hakkı var. Mungan, havalandırmada da  yalnız olacak. 

FİNCANCI: UTANÇ VERİCİ

Bildirinin imzacıları arasında olan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Ana bilim Dalı Başkanı ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Prof. Dr. Şebenem Korur Fincacı,  bu uygulamanın kesinlikle kabul edilemez olduğunu ve tecridin kendi başına insanlık suçu olduğunu ifade etti. TİHV olarak yıllarca tecridin insan ruhu ve bedeni üzerindeki tahribatını dile getirdiklerini ifade eden Fincancı, tutuklamaların hukuksuz olduğunu belirtti. 

Fincancı “Türkiye açısından akademisyenlerin tutuklanmış olması üstelik bir akademisyenin tecrit koşullarında hapsedilmesi utanç verici ve hepimize dönük bir saldırıdır aslında” dedi.

‘YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ’

Bildirinin imzacılarından Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi ve aynı zamanda Gazetemiz yazarı Doç. Dr. Ceren Sözeri de,  2000’den fazla akademisyenin imzaladığı bir metin için, 3 kişinin ‘ibreti alem’ olsun diye tutuklandığını söyledi. Arkadaşlarının hapishanede insan haklarına aykırı bir muameleye maruz kaldığını söyleyen Sözeri bu uygulamanın karşısında olduklarını ve arkadaşlarını yalnız bırakmayacaklarını ifade etti. Akademisyenlerin tutuklanmasının da hukuksuz olduğunu ifade eden Sözeri, “Kendileri ifade vermeye gittikleri halde haklarında gözaltı kararı çıkartıldı. Daha sonra da tutuklandılar” dedi. 

'KORKMUYORUZ'

Bildirinin imzacılarından Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beyza Üstün de  ülkede katliamlara ses çıkaranların ve barış talebinde bulunanların bu uygulamalarla tehdit edildiğini vurguladı. “Bu kadar herkes için gerekli olan bir talebi tutuklu yargıya götürmek başlı başına bir hukuksuzluk, dolayısıyla bu hukuksuzluğu derinleştiriyorlar, daha da derinleştirecekler” diyen Üstün, “Tutuklu yargılamadan tutun, yurtdışına göndermeye, katliamı devam ettirmeye ve şimdi de arkadaşlarımızı, Esra, Muzaffer ve Kıvanç’a uyguladıkları cezaevi koşulları. Bizler -arkadaşlarımın da benim gibi düşündüğünden çok emin olarak söyleyebiliyorum- bu tür saldırılardan korkmuş olsaydık, böyle bir karşı duruşu beraber örmezdik. Korkmuyoruz ve kaybedecek bir şeyimiz de yok aslında. Çünkü hayatlar gidiyor bu coğrafyada bu topraklarda birileri kendi iktidarı uğruna insanları yok ediyor, katlediyor, öldürüyor ya da öldürülmesine veya katledilmesine ciddi anlamda her boyutuyla destek oluyor. Dolayısıyla biz bunlardan korkmuyoruz yılmıyoruz da” dedi. 

Barış isteyenlere yönelik saldırıların tek bir göstergesi olduğunu kaydeden Üstün, “O da bu ortamı yaratanların kendi stratejilerinde kaybettikleri ve artık son çırpınışlar, yani ‘ne olursa olsun’ şımarıklığı, yani ‘kim ölürse ölsün, kim ne olursa olsun’ tehdidi bu” dedi.

DAYANIŞMA BÜYÜYOR

Arkadaşları için cezaevleri önünde nöbetler tutacaklarını, arkadaşlarına atfederek hem cezaevi önünde hem de her yerde açık dersler vermeye devam edeceklerini söyleyen Üstün, “Dayanışmayı büyütüyoruz. Her geçen gün pek çok akademisyen ve barış isteyen pek çok kesim katılıyor bize, bu da yaptığımız işin ne kadar doğru, haklı ve kazanacak olduğumuzu gösteriyor” dedi. 


62 ÜLKEDEN 1406 AKADEMİSYEN: CADI AVINA SON VERİN

Bölge’deki savaş halinin sona ermesi için “Bu suça ortak olmayacağız” isimli bildiriye imza attıktan sonra hedef haline getirilen akademisyenlere uluslararası destek geldi. Aralarında Noam Chomsky’nin de yer aldığı 62 ülkeden 1406 akademisyenin imzaladığı mektupta “cadı avı”na son verilmesi, tutuklu akademisyenlerin serbest bırakılması çağrısı yapıldı.Cumhuriyet’in haberine göre, uluslararası destek mektubunda, 15 Mart’ta 3 akademisyenin tutuklandığı, akademisyenlere destek için adliyede bulunan İngiliz akademisyenin de sınır dışı edildiği kaydedilerek, “Uluslararası topluluklardan, seçilmiş temsilcilerin Türkiye Hükümetine seslenerek Barış için Akademisyenler hakkında başlatılmış olan bu cadı avına son verilmesi, tutuklu akademisyenlerin serbest bırakılması, akademik özgürlüklere saygı duyulması, görevden uzaklaştırılan ya da işten çıkarılan akademisyenlere görevlerinin geri verilmesini talep ediyoruz” ifadelerine yer verildi. 

ÖNCEKİ HABER

Bir anne; Evladı katledilmiş yüz metre ötede, cenazesini alamıyor

SONRAKİ HABER

Reza Zarrab'ı tutuklatan Savcı Pret Bharara, mesaj yağmuruna tutuldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa