16 Nisan 2024 16:47

Uzmanlar Aliağa için uyardı: Tek tehlike asbest değil

Asbest ve tehlikeli maddelerin yer aldığı gemilerin söküm için getirildiği Aliağa için uzmanlar kaygılı: “İlçe asbest cehennemine döndü. Gemilerde asbestin dışında da tehlikeli kimyasal atıklar var.”

Arşiv fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel

Reklam

Ramis SAĞLAM
İzmir

Asbestli gemilerin söküm merkezi haline getirilen İzmir’in Aliağa ilçesinde çevre kirliliği ve kanser vakaları giderek artıyor. Çok sayıda yüksek miktarda asbest ve zehirli madde içeren gemilerin son durağı olan Aliağa’ya söküm için getirilen yeni gemilerle birlikte tehlike her geçen gün daha da artıyor. Asbest ve Tehlikeli Atıklar Derneğinin (ASTA) 27 Temmuz 2021’de yayımlanan raporuna göre, Aliağa’da gemi söküm tesislerinin bulunduğu bölgede alınan numunelerde yüksek miktarda asbest olduğu ortaya çıkmıştı. São Paulo, Raymond Croze’un ardından şimdi de tüm itirazlara rağmen İtalyan Donanmasına ait hurda denizaltı, devriye gemisi ve fırkateynin de aralarında olduğu 3 gemi söküm için Aliağa’ya getirildi.

Gemi sökümündeki tehlikenin boyutlarını ASTA Başkanı Cafer Fidan, Gemi Sökümü Önleme Girişimi Sözcüsü Kimya Mühendisi Ertuğrul Barka ve Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Dr. Enver Yaser Küçükgül ile konuştuk.

“BU FELAKETE SON VERİLMELİ”

Aliağa’nın çevre felaketi haberiyle gündeme geldiğini belirten ASTA Başkanı Cafer Fidan, ilçedeki durumun haberlerde aktarılandan çok daha vahim olduğunu söyledi. Çevreyi, canlı ekosistemini tehdit eden durumun ilçede aralıksız sürdüğüne işaret eden Fidan, “İtirazımız ülkeye katma değer kattığı gibi gösterilen bu gemi sökümünün hem ekonomi hem de insan sağlığı için yarattığı tehlikenin göz ardı edilmesidir. Dünyada çoğu ülkenin kabul etmediği bu söküm işlemi hangi standartla yapılmaktadır? Gerçek koruma yöntemleri uygulansa kâr edemeyecek hatta zarar edecekler. İtirazımız bu vahşi para hırsınadır” dedi. Geri dönüşümü yapılan gemilerdeki tek tehlikenin asbest olmadığına dikkat çeken Fidan, “Özellikle savaş gemilerinde radyoaktif birçok atık bulunuyor. Gemilerin neredeyse tamamında ağır metaller, kurşun vb. tehlikeli atıklar var. ASTA olarak daha önce yaptığımızı Aliağa asbest araştırmasında gemi söküm tesisleri yakınında tehlikeli atıkları tespit etmiştik. Bu gemi sökümünde yapılan işlemlerin doğru yapılmadığının kanıtıdır. İlgili kamu kurumları bu duruma bir an önce el atarak bu çevre felaketine son vermelidirler” diye konuştu.

"UYARILARIMIZ DİKKATE ALINMIYOR"

Gemi Sökümü Önleme Girişimi Sözcüsü Ertuğrul Barka, Aliağa’da tehlikeli atık ve asbest barındıran söküm işinin OTOPAN ile başladığını fakat son bulmadığını belirterek “1 ton asbest var dedikleri OTOPAN’dan 77.4 ton asbest çıktı. Ayrıca sorun sadece asbest değil, asbest dışında sayısız tehlikeli atık madde var. Bu tehlike São Paulo, Raymond Croze’un ile de son bulmadığı gibi artarak devam ediyor. Çevre örgütleri olarak bugüne kadar yaptığımız hiçbir uyarı kamu idaresi tarafından dikkate alınmadı” hatırlatmasını yaptı. Aliağa Gemi söküm bölgesinin kaçakçılık için de kullanıldığını ileri süren Barka, “Tehlikeli atıklardan tutun da akaryakıt kaçakçılığına kadar her türlü kirli işler burada yapılıyor. Aliağa temizlenmeden Türkiye temizlenmez!” dedi.

“ALİAĞA TEHLİKELİ ATIK VE ASBEST CEHENNEMİ”

Söküm için Aliağa’ya gelen gemilerle ilgili en doğru bilginin bu gemileri uzmanların incelemesiyle anlaşılabileceğini belirten Dr. Enver Yaser Küçükgül ama bunun bizim ülkemizde mümkün olmadığını ifade ederek “Hurda denizaltı ve diğer askeri gemiler tam bir tehlikeli atık cehennemi” diye konuştu. Söküm için gemilere ait yayımlanmış bir tehlikeli atık envanteri (IHM) raporu göremediklerinin altını çizen Küçükgül, “Bilimsel kriterlere göre namusuyla hazırlanmış bir IHM raporu bugüne kadar yayımlandı mı? Bu sektör saklı, gizli ve her türden suistimale açık. Tam 50 yıldır bu hurdacılar en vahşi yöntemlerle bu işi yapıyorlar. Önlerinde yasal bir engel, denetim ve izleme yok” dedi. Aliağa bölgesi için bu elli yılda onlarca bilimsel rapor yayımlandığına vurgu yapan Küçükgül, “Yayımlanan raporların sonuçları tehlike sınırlarını çoktan katbekat aştı. Tehlike kimsenin umurunda değil. Burada her yıl çevre ve çalışan sağlığı düşünülmeden milyonlarca ton tehlikeli zararlı kimyasal maddeleri içeren söküm yapılıyor, oluşan atıklar bertaraf edilmiyor. Bu maddelerin arıtılması mümkün değil, tek uygulama gömmek olarak sunuluyor” ifadelerini kullandı.

Reklam