22 Nisan 2024 16:08

"Termal Turizmi Jeotermal Sondaj Projesi" nedeniyle zeytin ve meyve ağaçları zarar görecek

Miray Madencilik A.Ş.’ye ait “Termal Turizm Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama Sondaj” projesi bilirkişi raporunda kamu yararı olmadığı çevresindeki tarımsal faaliyete zarar vereceği belirtildi.

Fotoğraf: Evrensel

Reklam

Ramis SAĞLAM
İzmir

İzmir Foça Fevzipaşa mahallesinde Miray Madencilik AŞ tarafından yapılması planlanan Termal Turizm Amaçlı iki adet Jeotermal Kaynak Arama Sondaj projesine ilişkin Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün 2023 yılındaki ÇED Gerekli Değildir kararı yargıya taşındı. Foça Belediyesi’nin yargıya taşıdığı olayda mahkemenin atadığı Bilirkişi Heyeti 13 Şubat 2024 tarihinde bölgede yaptığı incelemeleri sonuçlarını 15 Nisan 2024’te mahkemeye sundu.

Bilirkişi Raporunu gazetemize değerlendiren Foça Tarih ve Doğa Talanına Hayır Platformu gönüllü avukatlarından Ruken Arslan, İzmir Valiliğine karşı açılan davada bilirkişi raporu farklı dört disiplin alanı için görüş bildiren bilirkişilerin tamamı yapılması planlanan termal turizm amaçlı jeotermal kaynak arama projesinde kamu yararı olmadığına ve gerçekleşmesi halinde telafisi imkansız zarar doğacağına dikkati çekti.

"YER ALTI SULARINI KİRLETME ÖZELLİĞİNE SAHİP"

Uzman bilirkişilerin, dava konusu etkinliğin toz ve duman çıkaran ve çevreye kimyevi atık bırakan etkinliklerden birisi olduğunun proje tanıtım dosyasında yeterince açıklanmadığının altını çizdiklerini ifade eden Arslan, jeotermal sondaj işlemi sırasında oluşabilen fışkırmalar, akış testi ve kaza nedenleri ile havanın, toprağın yerüstü ve yeraltı sularının kirlenebileceğini belirttiklerini söyledi.

Raporda; yer altı sularının kirleneceğine dikkat çekildiğini söyleyen Arslan, “Davaya konu proje için proje tanıtım dosyasında sondaj kuyularında karşılaşılacak jeotermal akışkanın olası kimyasal özellikleri hakkında hiçbir bilgiye yer verilmediğine vurgu yapılmış. Jeotermal akışkanların kimyasal özelliğinin toprağı, akarsuları ve yeraltı sularını kirletme potansiyeline sahip olup, ÇED sürecinde değerlendirilmesi gerekli en önemli etkenlerden olduğu vurgulanmış” dedi.

AGAÇLAR OLUMSUZ ETKİLENECEK

Foça'nın tarımsal faaliyetleri arasında yüzyıllardır yer alan bağcılığın buhar yoğuşması nedeniyle olumsuz etkileneceği raporda yer alırken, yörede çok yoğun yetiştiriciliği yapılan ve uzun yıllar ürün alınması amacına hizmet eden meyve bahçeleri ve zeytin gibi dikili ağaçları olumsuz etkilemesinin de kaçınılmaz olduğunun altı çizildi.

Uzun vadede tarımsal ürünlerin veriminde düşüşe neden olacağı da açıklanan raporda 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu gereği, zeytin yetiştirmeye uygun alanlar daraltılamayacağı ifade edildiğini söyleyen Arslan, “Raporda bu kapsamda yörede yakın çevrede bulunan tarım arazileri, zeytinlikler ve mevcut içme, kullanma suyu kullanımları birlikte değerlendirildiğinde dava konusu etkinlikte kamu yararı bulunmamaktadır şeklinde görüş bildirilmiştir.” diye konuştu.

İKLİM KRİZİ RİSKİ DEĞERLENDİRİLDİ

İklim krizi riskine dikkat çekilen raporda bilirkişi, Gediz havzasında yeraltı su kaynaklarının baskı altında olduğu, korunması ve sürekliliğinin sağlanması gerektiği sonucu çok önem taşıdığına vurgu yaptığı bilgisini paylaşan Arslan, “Bu nedenle planlanan proje bu bölge ve tüm Gediz havzasının su kaynakları için bir tehdit oluşturmaktadır. Projenin hayata geçmesinde, bilirkişi raporunda yer verildiği gibi yaşamın temel kaynağı olan yüzey ve yeraltı suları ile sürdürülebilir gıda üretiminin temel kaynağı olan toprakların kirletilme potansiyeli taşıması nedeniyle hiç bir kamu yararı olmayıp, gerçekleşmesi halinde Foça ve Foça halkı için bir yaşam tehdidi oluşturacağı açıktır.” uyarısını yaptı.

Bilirkişi Raporunda ön plana çıkan başlıklar:

  • Çevresel etkilerinin ve bu etkilerin en aza indirilmesi konularının jeolojik ve hidrojeolojik yönlerden yeterli olmadığı,
  • Dava konusu etkinlikle ilgili olarak hazırlanan NPTD raporu jeolojik ve jeofizik özelliklerin saha gerçekleriyle uyumlu olmadığına, * Alanda keşfi yapılan sondaj lokasyonlarının rapordaki jeofizik verilerde önerilenlerden farklı olduğu ve bunların hangi veriler doğrultusunda belirlendiğinin NPTD içinde bulunmadığı,
  • Planlanan alanların hem su kaynaklarına hem de toprak varlıklarına çok yakın konumda bulunması ve bu bağlamda özellikle yaşamın temel kaynaklarından olan yüzey ve yeraltı suları ile sürdürülebilir gıda üretiminin anahtarı olan toprakların kirletilme potansiyelinin mevcut olduğu,
  • 96 m3 olarak tasarlanmış havuzun sadece çamur havuzu olarak bile yetersiz olmasına rağmen kuyu temizliği amaçlı çekilen jeotermal akışkan için yetersiz kalacak.

 {{509287}}

Reklam