27 Nisan 2024 12:03

30 yıldır evlatlarının davasını dimdik takip eden bir ana; Yeter Sivri

Yeter ana Perşembe günü son yolculuğuna, tam da kendisinin istediği gibi, vasiyet ettiği gibi, Oran Pir Sultan Abdal Cemevi’nden, sazlarla, deyişlerle, türkülerle uğurlandı.

Fotoğraf: Sultan Özer/Evrensel

Paylaş

Sultan ÖZER

“Analardır adam eden adamı/aydınlıklardır önümüzde gider./Sizi de bir ana doğurmadı mı?/Analara kıymayın efendiler./ Bulutlar adam öldürmesin.” dizelerinde diyor ya büyük usta Nazım Hikmet; “Analara kıymayın efendiler.”

Bu ülkede analara da, evlatlara da kıydılar. Evlatlarının gözü önünde, cansız bedenini günlerce sokak ortasında bıraktılar anaların, Taybet ana gibi; ya da iki evladını birden aldılar Yeter Sivri ana gibi… Bu ülkede analara da, çocuklara da çok kıydılar, kıymaya da devam ediyorlar.

Yeter anayı 2 Temmuz 1993 Madımak Katliamı’nın ardından, mahkeme salonlarındaki direnci ile, davayı takipteki ısrarı ile, sadece kızlarını değil, 33 can’ı kendi evladı, kardeşi, yoldaşı gibi sahiplenmesiyle tanıdım. Öyle dik duruşlu, kararlı, korkusuz, evlatlarına sahip çıkan bir anaydı ki…

Yeter ana, o kanlı katliamda, öpüp koklamaya kıyamadığı canlarını, iki kızı  Asuman ve Yasemin Sivri’yi kaybetti. İki evladından geriye kalan odayı, sanki geri döneceklermiş gibi korudu, kolladı. Kimselere dokundurtmadı kızlarından geriye kalan hatıraları…

DAVANIN YILMAZ TAKİPÇİSİ OLDULAR

Eşi Ahmet amca ile katliam duruşmalarını ilk gününden itibaren yılmadan, bıkmadan takip etti Yeter ana; diğer analarla birlikte… Kimi zaman adliye önünde sanki suçlu onlarmış gibi yerlerde sürüklendi, kimi zaman katillerin affedilmesi ile yürekleri yandı, adeta katliamı yeniden yaşadı, ama hiç yılmadı davayı takip etmekten; her 2 Temmuz’da Sivas’a, o kanlı Madımak önüne gitmekten…  

HEP “ADALETİ” ARADILAR

Yeter ana da diğer analar da hep “adalet” istedi, “adaleti” aradılar. Evlatları gitmişti, geri gelmeyecekti, ama hiç olmazsa “adalet” yerini bulsun, katiller, azmettirenler cezalansın ki, başka anaların yüreği yanmasın istediler. 30 yıl boyunca bu takipten çık bıkmadılar, kimi zaman acılarını içlerinde yaşadılar, kimi zaman çığlık oldu tepkileri.

KATİLLERİ AFFEDİLDİ, KATLİAMLARI YENİDEN YAŞATTILAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan iki kez evlatlarının katillerini affedince, yürekleri o günkü gibi yeniden yandı. Erdoğan, yüzlerce hasta mahpus varken, affetmek için Madımak katillerini seçti; önce Ahmet Turan Kılıç’ın, daha sonra Hayrettin Gül’ün cezalarını kaldırdı, anaların yüreklerini bir kez daha yakarak…

Dava zaman aşımına uğratıldı iki kez, yine anaların yüreklerini yakarak aldılar bu kararları. Öyle ki Erdoğan zamanaşımı kararını, “Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun” diye karşıladı…

Yeter ana da diğer ana, babalar da öfkeyle, acıyla, hüzünle karşıladı bu kararları; yeniden yeniden yaşattılar onlara Madımak katliamını…

Yeter ana 30 yılı aşkındır hep kararlı oldu. Kararlı ama yaralı, kararlı ama yaslı, kararlı ama gözü yaşlı… Kararlı ama gözünün ışığı eksik… Gözleri eskisi gibi  parlamıyordu, hep hüzünlü… Baktığınızda, tanımasanız da çok büyük bir acı yaşadığını görüyor, anlıyordunuz…

VASİYET ETTİĞİ GİBİ UĞURLANDI

Yeter ana Perşembe günü son yolculuğuna, tam da kendisinin istediği gibi, vasiyet ettiği gibi uğurlandı. Oran Pir Sultan Abdal Cemevi’nde, sazlarla, deyişlerle, türkülerle uğurlandı Yeter ana.

33 Can’ın anaları, yakınları, onlarca seveni, Alevi örgütleri, kitle örgütleri yöneticileri çok sayıda kişi buluştu Yeter anayı uğurlamak için.

Dertli Divani Dede uğurladı Yeter anayı ki, kendisi böyle istemiş. Alevi geleneğine göre uğurlayan Divani; “Toprak ananın kucağına sırlamak için yola çıktık. O yıllar yılı bu acı ile yaşadı. Bu acıyla, öpmeye, sevmeye kıyamadığı canlarının acısıyla… Mücadele verdi, ama sağlığı elvermedi. Onun duruşu mücadelesi her daim bizimle olacak” dedi. Alevi geleneklerine göre gülbenglerin, duaların okunduğu törende, sazlar çalındı, türkülerle uğurlandı Yeter ana; gözyaşları içinde…

ANNEYE SON VEDA

Anasının tabutuna kız kardeşlerinin tülbentlerini seren, onları annesi toprağa düşmeden kız kardeşleri ile buluşturan Yalçın Sivri, gözyaşları içinde, “Tek tesellim, kardeşlerime kavuştu” dedi.

Rahmi Sivri de Hollanda’dan katıldı yengesinin cenazesine. Asuman ve Yasemin ile birlikte Sivas’a giden ve 33 can içinde yer alan Carina Cuanna’nın annesinin selamını getirdiğini, 33 canı andığını söyledi Rahmi Sivri de.

Cemevinden sonra, Karşıyaka Mezarlığı’ndaki 33 can’dan 25’inin yattığı Madımak Anıt Mezara gidildi. Burada da anne babaların, yakınlarının gözyaşları içinde, Hakan Erol’un yönettiği bir tören daha yapılıp, sonrasında ise Yeter ana, annesi Güley ana ile paylaştığı yerde toprağa verildi.

“ÜLKEMİZİN ACISI BU”

Kızlarının mezarından getirilen topraklar üzerine döküldü. 30 yıldır davanın savunucusu, ailelerin dostu Avukat Şenal Sarıhan şunları söyledi: “Aslında bugün hepimiz konuşma özürlüyüz. Bir annenin acılarla 30 yıl nasıl mücadele ettiğine tanık olmuş bir kadın olarak, bir anne olarak konuşuyorum; bu aslında ülkemizin sızısı, ülkemizin acısıdır. Ama ben, acılar kadar daha büyük bir şeye de tanıklık etmiş bir arkadaşınızım. O tanıklık, 30 yıldır devam eden bir davanın kapısında dimdik duran anaların tanıklığıdır.”

Cenaze töreni Hakan Erol ve Madımak’ta kardeşi Gülsün Karababa’yı kaybeden sanatçı Zeynep Karababa’nın türkülerinin ardından sona erdi.

ÖNCEKİ HABER

14 doktor ve 17 hemşireye 'yenidoğan' gözaltısı

SONRAKİ HABER

Birleşik Kamu İş: Açlık sınırı 20 bine dayandı, yoksulluk sınırı 58 bini geçti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...