25 Haziran 2024 15:43

“Gerçek adalet tesis edilmediği sürece bu dava asla kapanmayacak”

10 Ekim davasında bugün görülecek karar duruşması ilişkin konuşan Avukat İlke Işık, “Gerçek adalet tesis edilmediği sürece bu dava asla kapanmayacak” dedi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Damla KIRMIZITAŞ
Ankara

10 Ekim Ankara Katliamının davasının karar duruşması bugün Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Dava avukatlarından İlke Işık, gerçekleri gizleme amacı güden ve 9 yıllık devlet ve yargı pratiğiyle örtüşen bir mütalaa verildiğine dikkat çekerek, “Gerçek adalet tesis edilmediği sürece bu dava asla kapanmayacak. Bu dava onların bitti dediği biçimde asla bitmeyecek. Çünkü tüm sorumluların yargılandığı gerçek bir adalet istiyoruz. 2015 döneminde öldürülen bütün insanlar için, ülkede kaosa, teröre ve zorbalığa mahkum etmek isteyen bu sisteme karşı adalet isteyen herkesi duruşmaya çağırıyoruz” dedi.

10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonundan İlke Işık, 10 Ekim Ankara Katliamı yargılamasının Kasım 2016’da başladığını ve farklı biçimlerle devam ettiğini ifade etti. Katliamın insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu vurgulayan Işık, “IŞİD’i, IŞİD’in insanlığa karşı Ortadoğu’da, Türkiye’de, Avrupa’da işlediği bütün suçlardan bağımsız düşünmek mümkün değil. IŞİD o gün emek, demokrasi ve özgürlük için alana gelmiş, Ankara Garından Sıhhiye Meydanına yürümek isteyen ve ülkede 2015 Haziran’ından sonra yaşananlar olmasın diye gelmiş insanları hedef aldı. Çünkü onun için düşmandı, imansızdı ve öldürülmeyi hak etmiş bir kitleydi. Nitekim bunu Êzidî kadınlarını köleleştirerek, Suriye’de insanları evsiz barksız bırakıp öldürerek, Avrupa’da çeşitli eğlence kulüplerine yaptığı eylemlerle de gösterdi. İddianame başından beri bunu görmedi. Bir IŞİD saldırısı dedi. Birkaç sanık buldular. Bu sanıklar birbiriyle bağlantılı olmayan sanıklardı” diye konuştu.

“İSTİHBARATLARA RAĞMEN HİÇBİR ÖNLEM ALMAMIŞLAR”

Dosyada İlhami Balı’nın 1 numaralı sanık olduğunu söyleyen Işık şöyle devam etti: “IŞİD’in en üst emiri ilan ettiler. Süreç içinde gördük ki İlhami Balı sadece sınırı kontrol eden, kaçakçılarla muhabbeti kuran, sınır geçişlerini sağlayan biriydi. Önemsiz biri değildi ama IŞİD’in en üst düzeydeki yöneticisi değildi. İddianame Ahmet Güneş’i, Nusret Yılmaz’ı, Mustafa Delibaş’ı; Adıyaman’daki bütün canlı bombacıları örgütleyen Mustafa Dokumacı ve adamlarını görmezden geldi. Bilerek görmezden geldi. Çünkü o bağlantıları asla kurmadı. IŞİD’lilerin bu kadar kolay palazlanıp, bu ülkede aynı hücrenin 2015 döneminde 6 katliam örgütlemesine izin veren o mekanizmayı zaten hiç tartışmadılar.”

2018’de Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 19 tutuklu sanığa ceza verdiğini hatırlatan Işık, “Alt alta toplayınca rekor cezalar verdiklerini söylediler. Zaten vereceklerdi ki bunun için alkış beklediler. Buna adalet dediler. O zaman IŞİD’lilerin avukatları da şunu söylüyordu: Neden sadece bu dosyada tutuklanıyorlar ki? Evet, her yerde salındılar, serbest gezdiler. Ahmet Güneş insan infaz etmiş, bu görüntülere rağmen yakalanıp 6 ay cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakılmış. Ardından da Suriye’ye gitmişti. Bu ve bu gibi bir sürü katliamın muhtemelen emirlerini vermiş kişilerden biri olmasına izin veren, bu devletin mekanizmasıydı, yargı sistemiydi; onu yakalamayan emniyetti, istihbarattı. İnsanlığa karşı suçu görmedikleri gibi IŞİD’lilerle ilgili olan araştırmayı da yapmadılar. Ankara’nın göbeğinde gerçekleştirilmiş bu katliamdaki devlet sorumluluklarına da asla bakmadılar. Ankara Valiliği, emniyet müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı tertip komitesine her türlü önlemi aldığını söyledi. Ama biz süreç içinde öğrendik ki istihbaratlar gelmiş, IŞİD’in miting gibi kalabalık yerlerde canlı bomba eylemi yapmasını bekliyoruz yazan 14 Eylül tarihli istihbarat bile varmış. Hiçbir önlem almamışlar bu istihbaratlara rağmen” diye konuştu.

“IŞİD’LİLERİN CEZA ALMASIYLA YETİNMEMİZİ BEKLEDİLER”

İkinci kez mütalaa verildiğini belirten Işık, “Tek bir kamu görevlisinin bile sorumluğunu değerlendirmeyen bir yargı mekanizması var karşımızda. Yaptığımız onlarca suç duyurusunu görmezden geldiler. AYM bile en son verdiği kararla Ankara Emniyet Müdürlüğü görevlilerine sorumluluğuna yok dedi. 9. yılda Ankara 4.Ağır Ceza’dan, savcılıklardan, Gaziantep Emniyet müdürlüğünden, İçişleri Bakanlığından ve AYM’de kurulmuş yekpare bir duvar var. Devletin mekanizması dört bir koldan bu katliamla ilgili bir yere kadar gidebilirsiniz diyor. Bir noktadan sonra gitmenize izin vermeyeceğiz diyor. Bu konudaki her türlü talebimizin reddedildiği, sadece IŞİD’lilerin ceza aldığı ve bununla yetinmemizi isteyen bir devlet gerçeği var” dedi.

“İNSANLIĞA KARŞI SUÇ GÖRMEZDEN GELİNDİ”

Yargıtay’ın bozma kararını hatırlatan Işık şöyle konuştu: “Süreç içerisinde Mustafa Budak hayatını kaybetmişti. Katliam nedeniyle Budak’ın öldüğünü kabul etti Yargıtay. Yine örgüt üyeliğinden dava açılan Erman Ekici’nin zaman içerisinde bizzat Yunus Durmaz’ın katliam emrini taşıyan kişi olduğunu, Suriye’de bulunduğunu; Ahmet Güneş, Nusret Yılmaz, İlhami Balı, Deniz Çelebi’yle çok yakın çalışan önemli bir IŞİD’li olduğu ispatlanınca Yargıtay bunun üzerinden insan öldürmekten ve katliam sorumluluğundan dava açılmalı demişti. Bu aşamada yeni iddianame düzenlendiğinde insanlığa karşı suç iddianamesi ilginç bir şekilde sadece Erman Ekici için hazırlandı. Erman Ekici şu an ülkede bu suçtan yargılanan ilk ve tek sanık. Son duruşmada verilen iddianame insanlığa karşı suçu görmezden geldi. Bulunmayan ama bulmak için parmaklarını kıpırdatmadıkları sanıklar var.”

“ADALET İSTEYEN HERKESİ DURUŞMAYA ÇAĞIRIYORUZ”

2018’den sonra dosyaya çok sayıda belge geldiğini, tanıkların dinlendiğini fakat mütalaada bunların yer almadığını belirten Işık, “Gerçekleri gizleme amacı güden ve 9 yıllık devlet ve yargı pratiğiyle örtüşen bir mütalaa verdiler. Bu dosyayı bir an önce rafa kardırmak istiyorlar. Çünkü 3 ayda bir aileler buraya geliyor. Bu dosyanın bir sahibi var. Bütün Türkiye bu dosyayı takip ediyor. Hala insanlar her seçim olduğunda şu soruyu soruyor: 2015 Haziran-Kasım arasında ne oldu? AKP iktidarı nasıl kaybetmişken iktidarı geri aldı? Biz onların sözlerini asla unutmayacağız. Burhan Kuzu’nun söylediği ‘Kaos mu istiyorsunuz? Buyurun size kaos’ sözü, Cumhurbaşkanının ‘400 vekil verin, bitsin’ sözünü... Bu davanın takip edilmesi aslında o günleri hala hatırda tutuyor. Her birimiz için bir adalet arayışının karşılığı ve sembolü 10 Ekim davası. . 2015 dönemi önemli bir dönem. Gerçek adalet tesis edilmediği sürece bu dava asla kapanmayacak. Bu dava onların bitti dediği biçimde asla bitmeyecek. Çünkü tüm sorumluların yargılandığı gerçek bir adalet istiyoruz. Bu mücadele sürecek. 2015 döneminde öldürülen bütün insanlar için, ülkede kaosa, teröre ve zorbalığa mahkum etmek isteyen bu sisteme karşı adalet isteyen herkesi duruşmaya çağırıyoruz” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan, Putin ile telefonda görüştü

SONRAKİ HABER

Direnen renkli çiçekler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa