Özer AKDEMİR
İzmir
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (YSGP) İzmir İl Örgütü Manisa Köprübaşı ilçesi ve civarındaki köylerde eski uranyum madeninden kaynaklı radyoaktif kirlilikle ilgili İzmir Valiliği ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına başvurdu. Yöredeki kirliliğin bilimsel raporlarla ortaya konduğunun belirtildiği başvuru dilekçesinde bilimsel çalışmaların radyoaktif tehlikenin Gediz’e ve oradan da İzmir Körfezi’ne ulaştığını gösterdiği belirtilerek, gerekli önlemlerin alınması istendi.
MANİSA VALİLİĞİ HAFİFE ALIYOR
YSGP adına daha önce TAEK, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Manisa Valiliğine Köprübaşı’daki kirlilikle ilgili başvuralar yapan partinin önceki dönem eş genel sözcüsü Av. Arif Ali Cangı’nın dilekçesine Manisa Valiliğinden yanıt geldi. TAEK’in bölgede yaptığı çalışmaları aktaran ve radyoaktif tehdidin halk sağlığı için bir risk oluşturmadığını ileri süren Manisa Valiliği, yöredeki toprak ve sulardan alınan numunelerle ilgili analiz sonuçlarının da belli olduğunda kamuoyu ile paylaşılacağını dile getirdi. Cangı Manisa Valiliğinin bu yanıtını, alanda yapılan yüksek orandaki radyasyon ölçümlerinin hafife alınmaya çalışıldığı şeklinde yorumladı. Köprübaşı’daki radyasyonun Gediz Nehri’ne oradan da Ege Denizi’ne ve İzmir Körfezi’ne taşındığının yapılan bilimsel çalışmalarla ortaya konduğunu belirten Cangı, bu kirlilikle ilgili İzmir Valiliği ve Büyükşehir Belediyesine de YGSP adına başvuru dilekçesi verdi.
NÜKLEER KİRLİLİK İZMİR KÖRFEZİ’Nİ ETKİLEDİ Mİ?
Dilekçesinde 2004 yılında Ege Üniversitesi (EÜ) Nükleer Bilimler Enstitüsü tarafından yapılan araştırmada, İzmir Körfezi’nin, Gediz Nehri’nin taşıdığı ağır metal ve çamurlu tortularla kirlendiğinin ortaya konduğunu aktaran Cangı, Prof. Dr. M. Nurullah Kumru tarafından yapılan araştırmada bu durumun İzmir Körfezi’nin temizlenmesi için harcanan 40 yıllık çabanın boşa gidebileceği anlamına geldiğinin ortaya konduğunu dile getirdi. Cangı, Kumru’nun araştırmasında uranyum, toryum, radyoaktif potasyum ve radyum değerlerinin ölçüldüğü, kimyasal analizlerde de kurşun, krom ve bakır gibi elementlerin ölçüldüğünü ifade ederek, “Bu araştırma ile yukarıda belirtilen Köprübaşı’daki araştırma sonuçları birleştirildiğinde, Köprübaşı’daki radyoaktif kirliliğin, Gediz Nehri’ne oradan da İzmir Körfezi’ne bulaşmış olabileceği ortaya çıkmaktadır” dedi.
Cangı, Köprübaşı uranyum yatağı çevresinde tespit edilen tehlikeli boyuttaki kirliliğin Gediz Nehri’ne ve İzmir Körfezi’ne etkileri konusunda yapılmış bir araştırma olup olmadığını sorarken, “Şimdiye kadar yapılmış bir araştırma yoksa, bu konunun ciddiyetle ele alınmasını, gereken bilimsel inceleme ve değerlendirmelerin yaptırılmasını” talep etti. Cangı dilekçesinde, çalışmalar sonucu ortaya çıkacak çevre sağlığı ve canlı yaşamını tehdit eden unsurlar için kurumlar tarafından gereken önlemlerin alınmasını da istedi.
Evrensel'i Takip Et