İşçilerle birleşerek büyüyeceğiz, güçleneceğiz

Aytekin Bulut

10 sendikanın bir araya gelerek oluşturduğu Sendikal Güçbirliği Platformu ikinci bölge toplantısını, Lüleburgaz’da yaptı. Toplantıya, Sendikal Güçbirliği Platformu içinde yer alan sendikalardan Kristal-İş Genel Başkanı Bilal Çetintaş, Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, Deri-İş Genel Başkanı Musa Servi, Hava-İş Genel Başkanı Atilla Ayçin, Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel,  TÜMTİS Genel Başkanı Kenan Öztürk ve Belediye-İş Genel Sekreteri Nihat Ayçiçek katıldı. Basın-İş, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Tez Koop-İş ve TOLEYİS genel başkanları, mazeretleri nedeniyle toplantıya katılamadılar.

Toplantıya işçilerin ilgisi bir hayli fazlaydı. Toplantının yapıldığı 350 kişilik Aşkiye-Neşet Çal Sahnesi, Trakya’daki sendikaların şube yöneticisi ve işyeri temsilcileri ile birlikte, sendikalı ve sendikasız işçiler tarafından iyice dolduruldu.

‘TÜM İŞÇİ VE EMEKÇİLER İÇİN YOLA ÇIKTIK’

Toplantının açılışını, ev sahibi olarak, Kristal-İş Genel Başkanı Bilal Çetintaş yaptı. Çetintaş, yaptığı konuşmada, işçilerin sorunlarının ağırlaştığını, işyerlerinin adeta birer çalışma kampına dönüştüğünü ve ellerindeki hakların birer birer geri alındığını belirterek “Kıdem tazminatının kaldırılmasını grev kararı sayacağını, ‘genel kurul kararı’ haline getiren Türk-İş yönetiminin sesi çıkmıyor. Kritik bir eşikteyiz. Ya birlik olup mücadele edeceğiz ve güçleneceğiz, ya da teslim olup yok olacağız. Biz, sendikalı ve sendikasız tüm işçi ve emekçileri birleştirmek, onların haklarını savunmak için yola çıktık” dedi.

‘ÜCRET DEĞİL SINIF SENDİKACILIĞI’

İkinci konuşmayı, Eylül ayı dönem sözcüsü Hava-İş Genel Başkanı Atilla Ayçin yaptı. Ayçin toplantının amacını açıklarken, bu hareketin, Türk-İş genel kuruluna endeksli bir hareket olmadığını vurgulayarak “Bu hareket genel kuruldan sonra da devam edecek. Yeni bir yürüyüş başlatmak üzere bir araya geldik. İşçilere rağmen değil, işçilerle birleşerek büyüyeceğiz, güçleneceğiz. Bu toplantıyı işçilerin düşüncelerini öğrenmek, önerilerini almak, işçilerle bütünleşmek için yapıyoruz” diye konuştu. Ücret sendikacılığı değil, sınıf sendikacılığı yapmak istediklerini dile getiren Ayçin “Yeni bir soluk, yeni bir nefes olmalıyız. Türk-İş sermayenin değil, işçi sınıfınındır. Ancak patronların eline geçmiştir. Bu anlamda, Türk-İş genel kurulunu önemsiyoruz. ‘Ankara’da Türk-İş var’ sözünü, genel başkana anımsatmak istiyoruz. Yandaş medya, yandaş bilmem ne yanında bir de yandaş sendikalar oluşturulmaya başlandı. İşçi sınıfı yandaş olmamalı, kendi bağımsız örgütünü oluşturmalı” dedi. Şimdilik 10-11 sendika olarak yola çıktıklarını söyleyen Ayçin bugün için isminin bu platformla anılmasını istemeyen başka sendikaların da olduğunu, ileriki zamanlarda sayılarının daha da artacağını belirtti.

Kazanmasalar da Türk-İş’in içinde kalacaklarının altını çizen Ayçin, “Bunu ısrarla söylüyoruz. Bu yürüyüşü inatla sürdüreceğiz. Türk-İş’in yüzünü sınıfa döndüreceğiz, buna çalışıyoruz, bu konuda kararlıyız” şeklinde salondaki işçilere söz verdi.

‘BEDEL ÖDEMEYİ GÖZE ALMALIYIZ’

Ayçin’den sonra söz alan Petrol-İş Trakya Şube Başkanı Turgut Düşova, genel başkanlarının arkasında olduklarını, bu yürüyüşe ellerinden gelen desteği vereceklerini vurgulayarak, “Bu yürüyüşün başarıya ulaşması için, ciddi bedeller ödenmesi gerekse bile bundan kaçınılmaması gerekir. Maalesef bugün için sendikalar işçiler, emekçilere için umut olamıyor. Bu aynı zamanda bir özeleştiridir. Ama bunu aşmalıyız, aşabiliriz, bunun için bedel ödemeyi göze almalıyız” dedi. (Lüleburgaz/EVRENSEL)

‘HAREKET ARTIK YOLA ÇIKTI’

Daha sonra 10’u aşkın işçi söz alarak, taşeron işçiliği, kıdem tazminatı, işten atmalar, asgari ücret gibi konularla ilgili sorular sordu. İşçiler konuşmalarında sendikaların bu konularda gerekli dik duruşu sergileyemedikleri konusunda görüş bildirdi. Bir işçi, “Kumlu’dan kumu alıp, kum saatini tersine çevirmenin zamanı gelmiştir” derken, bir başka işçi, “geç kalmadınız mı” diye sordu. Bir başka işçi de, “Aakara’daki Türk-İş binasına girip oraya kapanan değişiyor, o binaya bir daha işçiler giremiyor. Sizin değişmeyeceğinizi nerden bilelim” diyerek, kaygılarını dile getirdi.

İşçilerin konuşmalarına ve sorularına yanıt vermek için söz alan Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, kıdem tazminatının elde kalan son kale olduğunun altını çizerek “AKP’nin çıkarmak istediği fonda, gün sayısı, ödenme biçimleri, hak etme şartları, süreler, miktarlar işçilerin aleyhine değiştirilecek” dedi.
Hareketin yola çıktığını vurgulayana Öztaşkın, “Yola çıkmadan önce, bütün ilkelerini belirlemiştir, neyi nasıl yapacağını çok iyi bilmektedir. Hiçbir güç bizi bu yoldan döndüremez. Biz umudu örgütlemeye çalışıyoruz. Dayanışma ve mücadele ruhunu yeniden canlandırmak istiyoruz. Bu toplantıları, bu uğraşın yerel ayaklarını oluşturmak için yapıyoruz. Biz Türk-İş’i yönetmeye talibiz. Biz Türkiye işçi sınıfının kaderini değiştirmeye talibiz. Bu hareket, örgütlü örgütsüz, sendikalı sendikasız bütün işçileri kucaklayacak” diye konuştu.

MÜCADELEMİZİ SİYASAL MÜCADELE İLE TAÇLANDIRMALIYIZ

Sendikalar olarak işçilere, ‘AKP’ye oy vermeyin’ dedikleri halde, işçilerin kendilerini dinlemediğini ve kalkıp AKP’ye oy verdiklerini, TEKEL işçisinin en çok olduğu kentten, AKP’ye yüzde 70 oy çıktığını dile getiren Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, “Bunu görmezden gelemeyiz” dedi.

Başbakan Erdoğan’nın Türk-İş genel kurulunda, ‘siz kim oluyorsunuz’ diyerek sendikacılara kafa tuttuğunu, bir kısım delegeden de alkış aldığını anımsatan Türkel, “Biz bunlara karşı bir sınıf mücadelesi başlatmak için yola çıktık. Bu mücadelemizi siyasal mücadele ile taçlandırmalıyız. Bütün bunların düzelmesi için emekten yana bir iktidarın, -ehvenişer olsun diye ‘sosyal demokrat iktidar’ demiyorum, emekten yana bir iktidar diyorum- ülke yönetimine gelmesi gerekiyor” dedi.

Konuşmasının sonunda işçilere “Kumlu’yu biz seçtik, şimdi indirme zamanı, var mısınız?...” diyen Türkel’in sözleri, salondan büyük alkış aldı.

Deri-İş Genel Başkanı Musa Servi, özelleştirme mücadelelerinde sendikaların ortaklaşamadıklarını, her sendikanın tek başına kaldığını, AKP ve sermaye sınıfına karşı verilen mücadelede bunun aşılması gerektiğini anlatarak, “Bugün üye sayısını arttıran sendikalar, yandaş sendika olan Hak-İş ve Memur-Sen’dir. Ortak mücadele etmekten başka çaremiz yok” dedi.