22 Eylül 2011 09:10

‘Sığınma evleri denetimine açılmalı’

Kadına yönelik şiddet haberlerine her gün bir yenisi eklenirken, koruma amaçlı kurulan sığınma evlerinin sayısı oldukça yetersiz. Nüfusu 50 binin üzerinde bulunan 206 belediyeye zorunlu olan sığınma evi sayısının 70’e yakın olması dikkat çekiyor. Kadın Dayanışma Vakfı Danışma Merkezi Çalışanı Yelda Şahin Akıllı, s

‘Sığınma evleri denetimine açılmalı’
Paylaş
Nagihan Akarsel

Birleşmiş Milletler Kadınlara Yönelik Her türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW), Pekin Şart, Avrupa Birliği Komisyonunun İlerleme Raporu ve 3. Katılım Ortaklık Belgesi’nde imzası olmasına rağmen Türkiye, kadına yönelik şiddete karşı yeterli bir düzenleme henüz yapamadı. Bu düzenlemelerin başında da sığınma evleri geliyor. “Sığınma Evlerinin Yeniden Yapılandırılması İstişare Kurultayı”nın açılışında konuşan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, bu konuda yeni düzenlemelerin yapılacağının sözünü verdi. Kadın Dayanışma Vakfı Danışma Merkezi çalışanları Aysel Ergün ve Yelda Şahin Akıllı sığınma evlerinin durumunu ve sorunlarını değerlendirdi.

SADECE 70 EV VAR

Belediyeler Yasası’na göre nüfusu 50 binin üzerindeki belediyelerin “sığınma evi açma” zorunluluğu bulunduğunu ifade eden Yelda Şahin Akıllı, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünden alınan bilgilere göre, Türkiye’de Büyükşehir Belediyeleri dahil, nüfusu 50 binin üzerinde 206 belediye bulunduğunu ama buna rağmen sığınma evi sayısının 66 ile 70 arasında değiştiğini söyledi. Akıllı, şiddete uğrayan kadının ilk başvuru yerinin emniyet olduğunu ifade ederek, orada kadınların doğru yönlendirilmesinin önemli olduğuna işaret etti. SHÇEK söz konusu olduğunda devletin başvuran hiçbir kadının sokakta kalmamasını öngördüğünü ifade eden Akıllı, “Ama istasyon sığınaklarında mesela onlarca kadın kalıyor. Örneğin 20 kapasitelik bir yerde 30-40-50 kadının kaldığını düşünün. Geri çeviremeyeceği için, polis sığınma evine götürmüş. Geri çevirmiyor ama kaldığı yer çok kalabalık ve kalacağı zaman çok sınırlı” dedi.
Kadınların sığınma evlerinde 3 ay en fazla 6 ay kaldıktan sonra iş, istihdam ve can güvenliği konusunda gönül rahatlığıyla çıkmaları gerektiğini ifade eden Kadın Dayanışma Vakfı Danışma Merkezi Çalışanı Aysel Ergün de, bunlar olmadıktan sonra var olanın üstünde sığınma evi yapılsa da bu sorunun çözülmeyeceğini kaydetti. Nitelik ve niceliğin birlikte düşünülmesi gerektiğini söyleyen Ergün, mevcut sığınma evlerinin sadece odalardan oluşan ve kadınları geçici süre sadece can güvenliğini sağlamak için barındıran, gizliliği konusuna hassasiyet gösterilen, iki üç ay kaldıktan sonra herhangi bir destek mekanizması sunulmadan çıktığı yerler olarak gözlemlediklerini söyledi. Ergün, şöyle konuştu: “Duymayan bir kadını oraya gittiğinde onu işaret dili bilen bir kadın karşılayacak. Ya da ortopedik engelli bir kadınsa kalacağı yerin rampasının merdivenlerinin olmaması gerekiyor. Ya da yabancı uyruklu bir kadınsa çevirmenler olacak gibi. En önemli taleplerimizden biri sığınma evlerinin kadın örgütlerinin denetimine açılması. Bu sığınma evi nasıl işliyor? Personeli yeterli mi, uzman mı? Biz onun içine giremiyoruz çünkü. Hiç bir kadın kurumu sığınma evlerine giremiyor. Herhangi bir başvurumuzla ilgili bilgi almak ya da içeriye girmek gibi bir durumumuz yok. Bu sığınaklar nasıl işliyor? Biz bilmek istiyoruz” (Ankara/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Yeşilyurt’ta baz isyanı

SONRAKİ HABER

Rezaletin böylesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa