El insaf!
Emniyetteki 72 saatin ardından adliyedeki sorgu işkencesi ise 28 saatten fazla sürdü. Gece boyunca Nöbetçi 14. ve 15 Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından ifadeleri alınan isimler, sıralarının gelmesini daracık adliye nezaretinde bekledi. Gece boyunca devam eden ifade alma işlemleri dün öğleden sonraya kadar devam etti. Tutuklama talep edilen 47 kişinin ifade alma işlemlerinin uzaması ve görülen diğer dosyalar nedeniyle duruşma salonlarında yer olmadığı gerekçesiyle, ifade işlemleri adliye bahçesinde bulunan konteynırlarda devam etti. Saatlerce devam eden yargılama nedeniyle haklarında tutuklama istenen siyasiler, daracık adliye nezarethanesinde tutulurken, yakınları ve destekçileri ise adliye kapısında gece boyunca soğuk havaya rağmen bekledi. Önceki gün sabah 09.00’da başlayan ve 30 saate yakın süren savcılık ve mahkeme süreci nedeniyle gözaltında olanlar ve avukatlar çok zor durumda kaldı. Yaşananları işkence olarak değerlendiren avukatlar bu durumu tutanak altına aldırdılar. BDP MYK üyesi Mustafa Avcı’nın, Kürtçe ifade verme isteği tercüman yok bahanesiyle kabul edilmedi.
SAMANYOLU YİNE BİLDİ
Sabah 09.00’da adliyeye getirilen 50 kişiden İhsan Eliaçık, Didem Arda, Osman Aslan savcılık tarafından 19:45’te serbest bırakılırken 47 kişi ise tutuklama talebiyle Sorgu Hakimliğine sevk edildi. Samanyolu TV, savcılığın kararını bekleyen avukatlardan önce salıverme kararlarını haber bülteninden geçti.
VEKİLLİKTEN ÇEKİLMEK SUÇ
Tutuklanmaları istenen 47 kişinin sorgusuna 23:30’da başladı. Sorgular iki hakim tarafından yürütüldü. Duruşma salonlarından birinin anahtarı bulunamadığı gerekçesiyle, hakimlerden biri yaklaşık 1.5 saat geç başladı. İlk olarak Mustafa Avcı’nın sorgusu yapıldı. Savunma hakkının kısıtlanmaması için avukatlar sorgunun toplu yapılmasını talep ettiler. Ancak bu talep reddedildi. Mustafa Avcı, BDP ve Kürt halkına karşı siyasi bir soykırım yürütüldüğünü, yasal bir partinin üyesi, yöneticisi olduğunu belirterek; Siyaset Akademisinde örgüt propagandası yapıldığı, seçimlerde adaylıktan örgütün baskısı nedeniyle çekildiği suçlamalarını reddetti.
AKP’YE SERBEST BDP’YE YASAK
Avcı’nın avukatları, soruşturmanın siyasi iktidarın yönlendirmesi altında, BDP’yi siyaseten zayıflatma amacıyla yürütüldüğünü, Terörle Mücadele Kanunu ve Özel Yetkili Mahkemelerle çifte hukuk yaratıldığını, siyasi iktidarın müdahaleleriyle yargılama adaletinin tamamen bozulduğunu; bu haliyle soruşturmanın Hitler, McCarthy ve 12 Eylül yargılamaları ile kıyaslanabileceğini söylediler. Siyasetin AKP’ye serbest, muhalif partilere yasak haline getirildiğini, suçlama yöneltilen Siyaset Akademisinin BDP’nin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmiş, yönetmeliği olan yasal bir kurul olduğunu, AKP’nin Siyaset Akademilerinin herhangi bir soruşturmaya uğramadığını söylediler. KESK yöneticiliği ve devlet memurluğundan sonra, BDP içinde aktif siyaset yürüten müvekkillerinin, hayatının 50 yılı boyunca tamamen ısrarla demokratik yol ve yöntemleri tercih ettiğinin açık olduğuna vurgu yapan avukatlar soruşturmaya tepki gösterdiler.
YİNE MADDİ HATA BAHANESİ
Avukatlar, dosyadaki kısıtlama kararını eleştirerek kendilerinin ulaşamadıkları bilgilere bazı basın yayın organın ulaşmasına dikkat çektiler. Sorgular devam ederken avukatların, dosyadaki kısıtlama kararının 2010 yılından kalma 2010/521 sayılı başka bir dosyaya ait kısıtlama kararı olduğunu fark etmeleri ve mahkemeden soruşturma evraklarının fotokopisini istemesi ile gecenin en hareketli saatleri yaşandı. Her iki sorgu hakimi, “maddi hata” olduğu gerekçesi ile avukatların dosyadan örnek isteme taleplerini reddettiler. Sanık avukatları, bu kısıtlama kararının bir hukuki skandal olduğunu, bu kararların ne kadar keyfi ve otomatiğe bağlanmış kararlar olduğuna kanıt olduğunu vurguladılar.
NOTLAR SUÇ SAYILDI
Ragıp Zarakolu’nun sorgusu dün sabah 08:30, Prof. Büşra Ersanlı’nın sorgusu ise sabah 09:30 civarında yapıldı. Ersanlı’nın savunmasını savcılık ve sorgu hakimliğinde Büşra Ersanlı’nın sadece BDP’de değil, yaklaşık 6 yıldır 20 ilde, aralarında AKP, CHP ve MHP’nin de olduğu 20’ye yakın partiye yerel yönetimler üzerine ders verdiğini belirten avukatları, kısıtlama kararının hukuka aykırılığına dikkat çektiler. Arama sırasında, bir akademisyenin evinde bulunabileceği gibi, sayısız miktarda seminer ve toplantı notu bulunduğunu, ancak bunlardan aralarında ‘Kürt, özerklik, yerel yönetimler’ kelimelerinin geçtiği notların suç konusu doküman iddiasıyla dosyaya konulduğunu belirttiler. Ersanlı; kendisine okunan bu notların bir kısmının TESEV’de, bir kısmının KADER’de, bir kısmının ise BDP veya başka partilerde yapılan toplantılarda; çoğunu eleştirmek veya cevap vermek için almış olduğu, başkasına ait cümleleri içeren notlar olduğunu, bu notların yanında konuşan kişinin adı veya ünlem, soru işareti gibi işaretlerle kendisinin katılmadığı başkalarına ait görüşler olduğunun açık olduğunu; ancak kendisinin bir bilim insanı olması nedeniyle her düşünceyi araştırmak amacıyla not ettiğini söyledi.
AÇILIŞA KATILMAK DA SUÇ
Yayıncı Zarakolu ise, sadece Siyaset Akademisinin açılışına ve bir ödül törenine katıldığı için suçlanıyor. Suçlamalar karşısında konuşan Zarakolu, BDP Siyaset Akademisinde ders vermediğini, ancak vermek istediğini ifade etti. Avukat Ercan Kanar, soruşturmanın siyasi iktidarın perspektifi doğrultusunda kirli bir soruşturma olduğunu, savcı ve hakimlerin bağımsız davranması gerektiğini, BDP’nin yasal bir kuruluş, Siyaset Akademisinin yasal ve demokratik bir faaliyeti olduğunu, Zarakolu’nun bir insan hakları aktivisti olduğunu belirterek BM 1998 İnsan Hakları Savunucularının Korunmasına Dair Prensipler uyarınca baskı altına alınmasının, soruşturma ve tutuklama ile tehdit edilmesinin doğru olmadığını belirterek salıverilmesini istedi.
TUTUKLANDILAR
Sorgulamaların tamamlanmasının ardından karar veren hakimler Ragıp Zarakolu, Büşra Ersanlı ve Mustafa Avcı’nın da aralarında bulunduğu 44 kişiyi tutukladı. Bu karar duruşma salonunda alkışlarla protesto edildi.
(İstanbul/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et