Genç Hayat yazısına 11 ay hapis cezası!
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özen’i ve üniversite yönetimini gazetemizin Genç Hayat ekinde eleştiren KTÜ öğrencisi 22 yaşındaki Gizem Görnaz, 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı.KTÜ Orman Fakültesi 2’inci sınıf öğrencisi Gizem Görnaz, gazetem
KTÜ Orman Fakültesi 2’inci sınıf öğrencisi Gizem Görnaz, gazetemizin Genç Hayat ekindeki ’Yakarım KTÜ’yü de yakarım’ başlıklı yazısında, üniversiteye kayıt sırasında bağış adı altında alınan 100 liranın, KTÜ Güçlendirme Vakfı’nın kasasına girdiğini belirtmişti. Bunun üzerine KTÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özen, Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı’na ’Basın yoluyla hakaret’ suçlamasıyla şikayette bulundu. Savcılık soruşturmasının ardından Gizem Görnaz hakkında dava açıldı.
CEZA ERTELENDİ
Trabzon 2’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen karar duruşmasına katılan ve suçlamaları kabul etmeyen Gizem Görnaz, "Kimseye hakaret etmedim. Amacım, medya yoluyla okulda yaşananları duyurmaktı" dedi ve beraatini istedi. Yargılama sonunda Gizem Görnaz’a 1 yıl 2 ay hapis cezası veren mahkeme, iyi halini gözönüne alarak cezayı 11 ay 20 gün hapis olarak belirledi ve erteledi.
Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Gizem Görnaz şöyle konuştu: “Bu dava 2 ay önce sonuçlandı ama yeni gündeme oturdu. Açıkçası çok da önemsemedim. Ben hâlâ hakaret ettiğimi düşünmüyorum. Kayıt sırasında alınan paraların geri ödenmesi için o yazıyı yazdım.” (HABER MERKEZİ)
GİZEM GÖRNAZ'IN YAZISI
Yakarım, KTÜ’yü de Yakarım
Bir sigara parasıyla başlayan harç parası bugün devasalaşmış ve yanında kâr güdümlü çokça sorun getirmekten de kaçınmamıştır.
Her sene Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde (KTÜ) okulumuza kaydolurken bağış adı altında bizlerden alınan 100 liralar ve her dönem harç yatırırken ödediğimiz 25 liralar KTÜ Güçlendirme Vakfı adı altında rektör ve ekibinin cebine gitmiştir. İşin ilginç yanı ise bizler bu paraları yatırmadığımız takdirde ne okul kaydı yaptırabiliyoruz ne de ders kaydı yapabiliyoruz.
Bizlerden 5 sene boyunca sömürülerek alınan bu paralara dair müfettişler tarafından somut sonuçlar ortaya konulmuştur ve hırsızlığa müdahale etmişlerdir. Ne var ki bu sömürü yeni dönem içinde devam etmiş ve kâr beyinlilerce yeni ekmek kapısı olarak görülmüştür. KTÜ rektörü ve aynı zamanda vakıf başkanlığı yapan İbrahim Özen’in ise bu paralarla otuz bin liralık halı, seksen bin liralık çay vs aldığı ve hatta kadın pedine varana kadar ihtiyaçlarını karşıladığı ortaya konmuş ve hakkında hukuki süreç başlamıştır.
Pek tabii nedenler sonuçlarını doğurur misali İbrahim Özen’in bu rahatlığı karşısında KTÜ’de geniş ve tepkili bir öğrenci kitlesi doğurmuştur. Yapılanları yanlarına bırakmayacaklarını söyleyen bu öğrenciler KTÜ öğrencileri adı altında bir platform yaratmış ve çalışmalarına başlamıştır. Önce ulusal basında yer alan bir haberin dağıtımını örgütleyerek işe başlamıştır. Öğrenciler daha sonra kantin sohbetleri, tiyatro ve adliyenin önünde yaptığı basın açıklamasıyla bu süreçte kendilerini var etmişler ve bu olayı tüm çıplaklığıyla teşhir etmişlerdir.
Rektör İbrahim Özen’in hukuki süreci bir yana dursun, başlayan bu kampanyayla artık öğrenciler parasız, demokratik ve bilimsel eğitimi tartıştırmakta ve bu hırsızlık gün be gün teşhir olmaktadır.
İbrahim Özen 3 hafta boyunca tek bir açıklama yapmamış fakat gelinen süreçle beraber geçen hafta artık paranızı talep ettiğiniz takdirde dilekçelerinizle gelirseniz bu paraları geri alabilirsiniz, demişti. Yaptığı bu açıklamadan sonra KTÜ'lü öğrenciler boş durmamış, hemen dilekçe kampanyası başlatarak YÖK’ün ve KTÜ’deki tüm yolsuzlukların karşısında mağdur olan öğrencilerle beraber 2 Kasım 2010’da saat 12.00’de dilekçeleriyle rektörlüğe giderek bir YÖK eylemi yapmışlardır.
Artık Sn. İbrahim Özen sözünde durur mu durmaz mı bilinmez ama gelinen noktada KTÜ öğrencilerinin susmayacağı, durmayacağı kesin. Parasız, bilimsel ve demokratik üniversite talebi ve YÖK’süz bir hayat her öğrencinin, her KTÜ’lünün hakkıdır.