Bugün Ahmed Arif’in ölüm yıldönümü. Bedenen aramızdan ayrılışının üzerinden 21 yıl geçti. Arif dizeleriyle toplumun hafızası oldu. Onu yazdığı 33 Kurşun şiiriyle tanırız çoğumuz. Arif’in dizelerinde ezilen ve yok sayılan bir halkın çığlığı ve haklı isyanı vardır.
Üstat Arif’in dizelerinde dile getirdikleri ne yazık ki hep güncel kaldı. Arif tek kitabı “Hasretinden Prangalar Eskittim”de yer alan 33 Kurşun şiiriyle yoksul Kürt köylülerine yönelen katliamın toplumsal hafıza oluşmasını sağladı.
Roboskî Katliamı haklı olarak hemen Ahmed Arif’in dizelerine taşıdığı 33 Kurşun’u akıllara getirdi. Kurşunlar yerini bombalara bırakmıştı bu defa. ‘33 Kurşun’ katliamı, Özalp ilçesi Yukarı Koçkıran köyü sınırlarında yer alan Sefo Deresi’nde  gerçekleşir. 100’e yoksul Kürt köylüsü ‘casusluk’ suçlaması ile gözaltına alınır. Bunlar arasında 33 kişi Türkiye İran sınırında yer alan Sefo Deresi’nde 356 nolu hudut taşında infaz edilirler. Katliam tarihi 28 Temmuz 1943’tür. Yaşanan katliam Mustafa Muğlalı’nın emriyle yaşanır. Katledilenlerin cenazeleri dahi verilmez. Köylülerin uzun mücadelesi sonucu Muğlalı ceza alır almasına, ama Muğlalı’nın ismi askeri kışlalara, meydanlara verilir.
Roboskî Katliamı’nda ise yer bu defa: Şırnak İli Uludere (Qileban) Ortasu (Roboskî) köyüdür. Irak sınırına geçen ve dönmekte olan 17’si çocuk 34 kişi sınırın sıfır noktasında 28 Aralık 2011’de Türk Silahlı Kuvvetlerine ait savaş uçaklarının bombardımanı sonucu katledilir. Aynı katliamda 1 kişi yaralı olarak kurtulurken, 2 kişi de şans eseri sağ kurtulur.
Peki yaşanan katliamdan sonra ne mi oldu? Başbakan Genelkurmaya teşekkür etmekten geri durmaz. Aradan geçen zamana karşın adalet adına bir arpa boyu yol bile alınmaz. Başbakanın ve hükümetin tutumu ise katliam mağdurlarının yaralarını kanatmaya devam eder.
Sözü ölüm yıldönümünde andığımız üstat Ahmed Arif’in 33 Kurşun şiirindeki dizelere bırakalım:
kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız
karşıyaka köyleri, obalarıyla
kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu,
komşuyuz yaka yakaya
birbirine karışır tavuklarımız
bilmezlikten değil,
fıkaralıktan
pasaporta ısınmamış içimiz
budur katlimize sebep suçumuz,
gayrı eşkiyaya çıkar adımız
kaçakçıya
soyguncuya
hayına...

kirvem hallarımı aynı böyle yaz
rivayet sanılır belki
gül memeler değil
dom dom kurşunu
paramparça ağzımdaki...