12 Haziran 2012 08:53

Unkapanı’ya giden yol…

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kürtajla ilgili sözlerine kadınların tepkisi sürüyor. Gazeteniz Evrensel ‘Söz Kadınların’ köşesi ile kadınların hislerine, düşüncelerine kürsü olmaya çalışıyor. Bugün ‘Unkapanı’ya giden yol…’ başlıklı yazısıyla 30 yaşındaki bir kadın merdiven

Unkapanı’ya giden yol…
Paylaş


Bundan 18 yıl önceydi. Henüz 30 yaşındaydım. Büyük oğlum daha 4 yaşında. Ama karı-koca çalışmak zorundaydık ve çalıştığımız işyerlerinde kreş de olmadığı için oğlum, bizden ayrı ya kendi annemin ya da kayınvalidemin yanında büyüyordu. Sonra, plansız bir şekilde ikinci çocuğa hamile kaldım. Ben aldırmak istedim çünkü aynı şeyi bu çocukla da yaşayacaktık. Fakat eşim aldırmaya gönüllü davranmadı. Kürtaj yasak değildi tabii o zaman. Ama eşim rıza göstermediği için devlet hastanesine gidemiyordum çünkü eşimin de imzası gerekiyordu. Ben de elimde olan az bir parayla bunu daha ucuza, gizli ve izinsiz bir şekilde yapabileceğim bir yer aradım. O zaman komşum imdadıma yetişti. Kolumdan tuttuğu gibi beni Unkapanı’da bir kadın doğumcuya, nam-ı diğer Kasap Şükran’a götürdü. Yaptığı illegal kürtajlardan dolayı halk arasında da basında da bu unvanı kazanmıştı. Komşum da buraya sık sık geldiğini, birçok kadını da getirdiğini ve oldukça ucuz olduğunu söyledi. Bunların hepsi de doğruydu, üstelik eşinin rızasını da almıyordu. Kasap Şükran, bu durumda birçok kadına iyilik yaptığını söyleyip övünüyordu.
Gittiğimde ilk girişte bir oda içerisinde çekyatlar vardı. Ve bir sürü kadın… Adapazarı’ndan, Bolu’dan, İzmit’ten, Anadolu Yakası’ndan… Benim gibi az parayla bu sıkıntıdan kurtulmayı düşünen bir sürü kadın sıra bekliyorduk. En sonunda sıra bana geldi. Bir odadan içeriye girdiğimde üç çatal ve her birinin önünde bir tabure vardı. İçeriye giren üç kadın, üçümüz birden girip çatala çıktık. Sıra bana geldiğinde Kasap Şükran’ın telefonu çaldı. Duyduğum bir erkek sesiydi. Anladığım kadarıyla bir ev meselesi üzerine uzun uzun tartıştılar. 30 bin doları birine kaptırmış, karşılığında evi alamamış, bunun hesabını soruyordu. O zaman şöyle düşünmüştüm: Bu kadar az paraya kürtaj yapıyor, bu kadar çok paraya sahip olup da nasıl kaptırıyor? Demek ki sürümden kazanıyormuş.
Bizi sırayla taburelere oturtup kişiye özel şırınga ile aynı anda üçümüzü de kürtaj yapıp eve gönderdi. Çok memnundum çünkü istemediğim bir gebelikten kurtulmuştum. Derken, asıl hikaye bundan sonra başladı. O koşullarda yapılan kürtajdan sonra 40 gün boyunca kanamam oldu. Artık halsiz düşünce devlet hastanesine gittim. Kürtajdan parça kaldığını söylediler.
Sıhhi bir ortamda olmadığını ve niye devlet hastanesine gitmediğimi sorguladılar. Bir ay sonra kürtajın kürtajını oldum. Uzun süre kansızlık problemi yaşadım. Ben eşimden izin almadan istemediğim gebeliğime son verme cesareti göstermiştim. Birçok kadın gibi…Yasak olsaydı bile yine de birçok kadın gibi mutlaka bunun çaresine bakardım. Yalnız bir farkla… Yasak olduğu koşullarda yine içimde bir parça kalsaydı tam teşekküllü bir devlet hastanesine gidemezdim. Belki de aşırı kanamadan hayatımı bile kaybedebilirdim. Şaka gibi… Sanki anneleri bir kez daha cezalandırıyorlar. Çünkü biliyorlar ki hangi şartlarda olursa olsun istemediği gebeliği mutlaka sonlandıracak. Kendi hayatına mal olsa bile…
Çok duymuşuzdur, şiş sokan, kanat sokan, yüksekten atlayan, kendini yerden yere atan, ağır yük taşıyan, karnına ve kasıklarına yumruk atan… Yeter ki düşük yapsın. Bu çaresizlik içinde kadın, ölümüne bile olsa çaresine bakar. Yani kısacası bu yasaklar kadın ölümlerini artıracaktır.
Duyuyorum, son zamanlarda günde şiddet yüzünden ortalama 5 kadın ölüyor. Bu yetmeyecek, istemediği gebeliğe son vermek isterken kendi hayatlarını kaybeden kadınlar eklenecek bu sayıya. Zengin kadınlar yurt dışında, fukara kadınlar ise merdiven altında kürtaj olacak. Kürtaj asla engellenemez.

*İSTANBUL


Madam Restell

Madam Restell 6 Mayıs 1812 yılında İngiltere’de Ann Trow adıyla doğmuştur. İşçi bir aileye doğan Ann, 15 yaşında kasaplık yapan bir ailenin yanına hizmetçi olarak verilir. Hemen 1 yıl sonra, 16 yaşında ise evlendirilir ve 19’unda bir kızı olur. Daha sonra eşiyle beraber ABD’nin New York kentine göç ederler. Çok geçmeden kocası sarı hummaya yakalanır ve hayatını kaybeder. Kocasının ölümüyle yoksullukla tek başına savaşmak zorunda kalan Ann terzilik yapmaya başlar. 1836 yılında ise New York Illustrated Times gazetesinde çalışan Rus asıllı göçmen Charles Lohman ile evlenir. Ann’in hayatındaki bir dönüm noktası olan bu evliliğin ardından erkek kardeşinin New York’a taşınıp bir eczanede çalışmaya başlamasıyla yoksul kadının hayatı tamamen değişecektir. Çünkü Ann’in kadın sağlığına olan ilgisi, kocası ve erkek kardeşinin desteğiyle birlikte ticari meyvelerini vermeye başlar. Çeşitli hastalıklar için gizli reçetelerin yanı sıra hazırladığı doğum kontrol hapları “Madam Restell” markası altında piyasaya sürülür ve gazetelerde verilen reklamlarında etkisiyle çok geçmeden diğer şehirlere, hatta diğer eyaletlere kadar genişler. 29 Aralık 1840 tarihli Sun gazetesindeki bir ilan şu şekildedir: KADIN HAPLARI – MADAM RESTELL, Kadın Doktoru, kadınları haplarının şaşmaz bir ******** düzenleyici olduğu konusunda bilgilendirir. ********** durumunda kullanılmamalıdır. Sadece kendisi tarafından hazırlanır ve satılır. Yukarıda ****** şeklinde geçilen yerler illegal koşullarda hazırlanıp satışa sunulduğu için belirtilemeyen “ay hali” ve “hamilelik” kelimeleridir. Madam Restell’in ününün asıl kaynağı ise yasal olmayan koşullarda gerçekleştirdiği kürtajlardır. Birçok defa muhafazakar kanun adamları tarafından yakalansa da bazen delil yetersizliğinden bazen rüşvet, bazen de toplumda “saygın” insanların eşlerinin kürtajlarını açığa vurmakla tehdit ederek tutuklamalardan kurtulur. 1841 yılında ise Hudson Nehri’nde bulunan bir kadın cesedine yapılan otopsi sonucu kadının merdiven altı kürtaj yüzünden öldüğü ortaya çıkar ve Madam Restell bu suçlamayla tutuklanır. Fakat yine kanıtlanamadığı için serbest bırakılır. 1878’deki son tutuklanışı ise oldukça çarpıcı bir şe-kilde gerçekleşir. Dönemin muhabirlerinin anlattığına göre, ünlü 5. Cadde’deki malikanesi basıldığında Madam Restell, sağ eli yumruk şeklinde, yerde utancından ağlayan örtülü bir kadının rahminde tam bir kürtaj operasyonunun ortasındadır. 40 yılı kürtaj yaparak geçen ha-yatı intiharla sona erdiğinde Madam Restell’in servetinin 500 bin dolar (bugünün parasıyla 12 milyon dolar) olduğu söylenmektedir. Madam Restell, ABD tarihinde kürtaj tartışmaların önemli bir konusu olmuş, hakkında birçok yazı ve makale kaleme alınmıştır.

ÖNCEKİ HABER

Kapısız penceresiz binada kentsel dönüşüm sergisi

SONRAKİ HABER

Halk iktidarı dışındaki çözümler sermayeye yarar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...