29 Temmuz 2012 15:44

Toplama kampı gibi çadırkent

Bölge illerinden “mevsimlik işçi” olarak çalışmak için Bursa’nın Yenişehir İlçesi’ne gelen işçiler yerleştirildikleri çadırkentte çok ciddi sorunlarla yaşamak zorunda kalıyor. 300 aileden oluşan 2 bin 500 kişinin kaldığı çadırkentte, elektrik ve su bulunmazken, işçilerin çıkard

Toplama kampı gibi çadırkent
Paylaş

Diyarbakır, Mardin, Batman, Urfa gibi bölge illerinden mevsimlik işçi olarak çalışmak için her yıl Bursa’nın Yenişehir İlçesi’ne bağlı Çardak Köyü’ne 300 aileden oluşan yaklaşık 2 bin 500 kişi geliyor. Tarlalarda çalışmak için Bursa’ya gelen aileler, Bursa’da ayrımcılığın yanı sıra zor şartlar ile de mücadele etmek zorunda kalıyor. İşçiler, çadırkentte elektrik ve su gibi temel doğal ihtiyaçların olmamasından dolayı zor şartlar altında yaşamlarını idame ettirmeye çalışıyor. Günde 20 TL yevmiye ile tarlalarda çalışan işçiler, sadece tarlalarda çok sıcak hava ile mücadele etmiyor, aynı zamanda çalışma dışında kaldıkları çadırkentte de çok zor şartlar ile mücadele ediyor. 2 bin 500 kişinin kaldığı çadırlarda, özellikle kadınlar ve çocuklar sabah saat 05.00’da tarlalara gidip yaklaşık 40 derece sıcaklık altında akşam 06.00’a kadar çalışıyor. İşçiler, çadırkentte su olmadığı için sondaj ile yerin yaklaşık 7 ile 20 metre altından su çıkarıyor; ancak çıkardıkları su da hem çamurlu hem de hemen yanı başlarında kurdukları tuvaletlerden sızan su karıştığı için birçok hastalığa da davetiye çıkıyor. İşçilerin kullandığı suya sadece tuvalet suyu da karışmıyor. Çadırkentin hemen yanı başında bulunan tarlalarda gübreleme için kullanılan kimyasal maddeler de karışıyor. Çadırkentte su olmadığı halde çeşmelerin yapılması çadırkent sakinlerinin tepkisine neden olurken, çadırkentteki elektrik sorunu da jenaratörler ile karşılanıyor.

BİR TUVALETİ 70 KİŞİ KULLANIYOR!

Kadınlar kazdıkları yerlere yerleştirdikleri tandırlar ile ekmek pişirmeye çalışırken, çamaşır ve bulaşıklar da sondajlanan kirli sularla yıkanmaya çalışılıyor. Çocuklar ise, yaşanan tüm zor şartlara rağmen gülmeye ve eğlenmeye devam ediyor. Bir tuvaleti kadınlı-erkekli yaklaşık 70 kişinin kullandığı çadırkentte, mutfak ve banyolar ise aynı yerde bulunuyor. Ramazan nedeniyle oruç tutanlar iftarlarını karanlıkta açarken, namaz kılanlar ise, abdestlerini sondajla çıkan kirli su ile almak zorunda kalıyor.

‘ÇOCUKLARIMIZIN HEPSİ HASTA OLDU’

Mardin’in Derik İlçesi’nden 3 ay önce 9 kişilik ailesi ile birlikte Bursa’ya mevsimlik tarım işçisi olarak gelen Recep Cacu (60) ise, ekmek parası için geldiklerini, ancak kimsenin kendilerine sahip çıkmadığını dile getiriyor. Cacu, çok çaresiz kaldıklarını belirterek, aç kalıyoruz, susuz kalıyoruz, çocuklarımızın hepsi hasta oldu. Temiz su olmadığı için bu kirli suyu hem içiyoruz hem bu su ile banyo yapıyoruz hem de abdest alıyoruz. Ne yapalım mecburuz” diyor. Cacu, büyük bir zulüm yaşadıklarını ve yetkililerin seslerini duymalarını istiyor.

‘YETKİLİLER İLGİSİZ’

Konuya ilişkin Yenişehir’de bulunan yetkililerle konuştuklarını dile getiren BDP Bursa İl Başkanı Mehmet Dilek ise, yetkililerin işçilerin sorunlarına duyarsız kaldığını söylüyor. Dilek, çadırkentte yaşanan sorunlara ilişkin BDP’li milletvekilleri üzerinden Meclis’e soru önergesi verdiklerini, Meclis’in önergeye verdiği cevapta, “çadırkentteki bütün sorunların çözüldüğünü, bütün altyapı sistemlerinin oluşturulduğunu ifade ettiklerini”; ancak gerçekte öyle bir şeyin olmadığını ifade ediyor. Dilek, 25 Temmuz’da bir kez daha kaymakam ile görüştüklerini ve kaymakamın işçi çavuşları üzerinden çadırlarda yaşayan her aileden 2 bin lira depozito aldıktan sonra elektrik verebileceklerini söylediğini belirtiyor. Ancak iki ay sonra işçilerin sonbaharın gelmesi ile başka bir yere göç edeceğini dile getiren Dilek, kaymakamlığın hangi ara ihale yapacağını ve hangi ara işçilere elektrik vereceğini pek anlayamadıklarını ifade etti. Çadırkentte yaşayanların da Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olduğunu belirten Dilek, çadırkente yaşayanların Kürt olmasından kaynaklı hem yetkililer hem de Yenişehir halkı tarafından dışlandığını belirtiyor. Çadırkente yaşayan insanların çoğunluğunun kirli su nedeniyle hasta olduğunu ve Bursa Tabip Odası’nın da yaptığı araştırmalarda bunu belirttiğini aktaran Dilek, Bursa’daki yetkililerin korkularının çadırkentte yaşayan insanlara elektrik ve su verilmesi ile insanların Bursa’ya yerleşilmesi olduğuna dikkat çekiyor. (Bursa/DİHA)


ÇADIR BAŞI 2500 TL

Diyarbakır’dan mevsimlik işçi olarak çalışmak için Bursa’ya gelen İsa Alukmen (55) adlı yurttaş, yaşananlara isyan ediyor. Bursa’ya gelerek perişan olduklarını ifade eden Alukmen, içi çamurlu su bulunan bidonu kaldırarak, “Başbakan ve Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum; eğer siz bu suyu içecekseniz ben de içerim. Hepimiz bu su yüzünden hasta olduk. Ben Başbakan’a, Cumhurbaşkanı’na, CHP’ye, Bursa’da bulunan mülki amirlerin hepsine yazı yazdım; ama kimse bize yardımcı olmadı. Bir sokak lambası bile yok. Çocuklarımız geceleri korkuyor dışarı çıkamıyor. Bize diyorlar, ‘size elektrik vereceğiz, ama her çadır başı 2 bin 500 TL para vereceksiniz.’ Ben nereden bulayım o parayı; ama kimsenin umurunda değil. Kürt oldu mu kimsenin umurunda olmuyor. Bize ‘ölün’ diyorlar. Bizim hayvandan farkımız yok, yük hayvanı gibi iş yapanı çalıştırıyorlar, iş yapamaz oldu mu diyorlar sen öl.

ÖNCEKİ HABER

Egemenlere karşı birleşik mücadele

SONRAKİ HABER

3 çocuk var ama iş yok, sigorta yok, tedavi yok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...