İşçi adalet arıyor
23 EKİM’DE HUKUKİ SÜREÇ BAŞLIYOR
Şekerteks işçileri 4 Ekim günü, sayım yapılıyor denilerek fabrikaya sokulmadılar. İşçiler, bu olaydan sonra, fabrikada işlerin iyi gitmediğini, bazı alacaklıların icra yoluna giderek fabrika içindeki mallara el koydurduklarını öğrendiler ve direnişe geçtiler. Patron, sadece ücretlerine karşılık, senet vermek istedi, ama işçiler, herhangi bir garantisi olmadığı için, senedi kabul etmediler. İhbar ve kıdem tazminatlarını ağzına hiç almamış patron. İşçiler, 23 Ekim Salı günü, fabrikanın önündeki bekleyişlerini sona erdirip hukuki süreci başlatacaklar.
EVDE NE ELEKTRİK VAR NE DE TÜPÜMÜZ
Özellikle kadın işçiler çok dertli. Hanife Boz, “On gündür, evimde elektrik yok, ödeyemediğim için kesildi. Tüp alamıyorum. Bir asker oğlum var, bayramda gelecek. Ama geri göndermeye param yok, ne yapacağım bilmiyorum. Kayınvalidem hasta, kiramızı ödeyemiyoruz, banka borçları birikti” diye anlatıyor.
Bir başka kadın işçi Safiye Bay ise, “Dolaplarımız bomboş” diyor: “Üçüncü taksitimi yatıramadığım için banka yasal takip başlattı. Patron, ‘kredi çekerken bana mı güvendin’ diyor. Sana değil, kendime güvendim. Ama sen benim emeğimi çaldın, vermiyorsun, suçlu sensin!”
Fatma Kaba da Şekerteks işçisi. Kaba, “Eşim rahatsız, iki çocuk okulda. İstekleri var, ama karşılayamıyorum. Servis parası, defter, kalem, yanına harçlık lazım… Önümüz bayra, gelen kış” derken Firdevs Angı alıyor sözü ve soruyor: “59 yaşındayım ve çalışıyorum. Evde yaşlı dedeye bakmak zorundayım. Patron, bu yaşta birinin parasını çalmaya utanmıyor mu?” (Kırklareli/EVRENSEL)
‘MALIN MÜLKÜN VARSA ADALET DE VAR’
İşçilerden Mustafa, “Önce devlet alacakları, sonra ipotekli alacaklar, sonra bilmem ne alacakları, kalırsa ve zamanında dava açabilirse, işçi alacakları!” diyerek isyan ediyor. “Bu nasıl adalet Allah aşkına, biri bunu açıklasın da anlayalım! İşçi burada açlıktan ölecek, gelen bayram, gelen kış, çocuklar evde aç susuz, elektrikler kesik, borçlular kapıda, bankalar yasal takip başlatmış, bize diyorlar ki, ’Siz bekleyin bakalım… Önce devlet alacaklarını bir alsın, sonra ipotek koyduran bankalar, şirketler, eğer kalırsa siz alırsınız…’, buyurun cenaze namazına. Ben şunu anladım; paran varsa adalet var, paran yoksa yat öl arkadaş!” diyor Mustafa. Kırklareli Belediyesine ve destek olan kişilere teşekkür eden Şekerteks işçileri, tüm Kırklareli halkını basın açıklamasına katılmaya davet ediyorlar.
SENDİKALAR İŞÇİNİN KAYBETTİKLERİ GÜVENİ YENİDEN KAZANMALI
TEKSİF’in Lüleburgaz İrtibat Bürosu Örgütlenme Sorumlusu Cengiz Atlı, “Bölgede, Çorlu, Çerkezköy, Lüleburgaz üçgeninde, örgütlenme düzeyi, özellikle tekstil işkolunda, çok düşük. İşçilerle sendikalar arasında bir güven bunalımı var” diyor. İşçilerin güvenini yeniden kazanmak gerektiğine dikkat çeken Atlı şu noktalara dikkat çekiyor: “Şekerteks’in kurulduğu yer, bu üçgenin dışında, Kırklareli’nin Kofçaz yolu üzerinde, sanayinin yeni yeni çoğalmaya başladığı bir bölge. Patronların cesareti, işçilerin bu örgütsüzlüğünden ileri geliyor.
İşçiler, kendi örgütlülüklerini yaratmadığı sürece, buna benzer olaylarla daha da sık karşılaşacağız. Direnişin ilk gününden bu yana işçilerle birlikte olduk. Ne yapabilecekleri, nasıl yapacakları konusunda onlarla konuştuk, önerilerimizi anlattık. Kendi aralarında örgütlülüğün çok önemli olduğunu, işçilere danışmadan, işçilerle tartışmadan hiçbir karar almamaları gerektiğini, seçtikleri komiteyi tanımalarını, alınan kararların arkasında durmalarını, işçi inisiyatifini korumalarını istedik.
Evrensel'i Takip Et