Genelge var sonuç yok!
“KADIN İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin Sağlanması” başlıklı Başbakanlık Genelgesi’nin yayınlanmasının üzerinden 2 yıl geçti. Kadın Emeği Ve İstihdamı Girişimi Platformu, 12 ilde (Adana, Ankara, Antalya, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Şanlıurfa, Trabzon ve Van) genelgenin kadın istihdam
Genelgede “4857 sayılı İş Kanunu’nun ilgili hükümleri gereği kamu ve özel işyerlerinde kreş ve gündüz bakımevi yükümlülüğünün yerine getirilmesi sağlanacak ve denetlenecektir” ifadesi yer alıyor. Ancak iki yıl içinde sadece İstanbul Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’nde 300 çocuk kapasiteli bir kreş faaliyete geçti. Burada da fiyat çok yüksek!
Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Şubat 2012’de imzaladığı protokolden sonra Organize Sanayi Bölgeleri’nde kreşler açılacağı sözü verildi bir kez daha. Manisa, Gaziantep, Diyarbakır, Van ve Urfa’daki OSB’lerde kreş sorunu, şimdilik yatırım ve proje boyutuyla da olsa, gündeme alınmış.
YEREL YÖNETİMLER
Araştırmanın gerçekleştirildiği illerdeki yerel yönetimlerde ise durum şöyle: Antalya’da yerel yönetimlere ait iki kreş mevcut, ancak bu kreşlerden gerçek ihtiyaç sahipleri yararlanamıyor. Denizli’de ise geçmişte var olan belediye kreşlerinin yerini, etüt merkezi olarak faaliyet gösteren “bilgi evleri” almış. Bu değişikliğin gerekçesi ise “kreşlerin yeterli talep görmemesi ve etüt merkezlerinden yararlanma yaş aralığının daha geniş olması.” İldeki kadınlar ise “belediye kreşine çok fazla talep vardı ve talep devam ediyor; çünkü ilde kreşlerle ilgili ciddi bir ihtiyaç var” diyor. Urfa ve İstanbul’da yerel yönetimlere ait kreşler var ama ihtiyacı karşılayacak sayı ve kapasitede değil.
ÜCRET FARKI YÜZDE 46
- Türkiye’deki her 100 kadından 30’u işgücüne katılabiliyor, 25’i gelir getirici bir işte çalışabiliyor.
- İstihdama katılan her 100 kadından 42’si tarım sektöründe, 15’i sanayi sektöründe, yaklaşık 43’ü ise hizmetler sektöründe çalışıyor.
- Kadın istihdamının sanayide yoğunlaştığı hiçbir bölge yok. Sanayide, kadın istihdamının yüzde 20’sinden fazlasının toplaştığı 5 bölge ise tekstil ve gıda ürünleri imalatı gibi sanayi dallarının kümelendiği bölgeler.
- Devlet Personel Başkanlığı’nın 2011 yılı verilerine göre kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen 100 personelin 37’si kadın. Bürokrasideki 100 üst düzey yöneticinin 13’ü kadın.
- İşgücüne katılmayan 100 kadından 62,1’i işgücüne katılmama nedeni olarak “ev kadını” olmalarını gösteriyor
- Türkiye’de eşdeğer işlerde kadın ve erkek arasındaki ücret farkı yüzde 46 civarında.
- Tarım sektöründe kadın ve çocukların yevmiyesi, erkek tarım işçilerinin yevmiyelerinin çok altında.
- Sigortasız çalıştırma, mesai ücretinin sigorta primlerine yansıtılmaması ya da fazla mesai ücretinin verilmemesi, yıllık izin kullandırmama, servis-yemek olanaklarının sağlanmaması, kreş ve emzirme odası gibi doğrudan kadın çalışanlarla ilgili hakları kullandırmama da düşük ücret politikasında etkili. Bu politikalar tüm işçiler için geçerli olmakla birlikte kadınları daha fazla mağdur ediyor. Örneğin kadınların bir kısmı, eşlerinin sigortası olduğu gerekçesiyle sigortalanmıyor.
EV EKSENLİ ÇALIŞMANIN SORUMLUSU KİM?
Genelgenin 12. maddesinde ev eksenli çalışmaya yönelik sistematik ve düzenli bilgi toplanması ve araştırmalar yapılması salık veriliyor. Ancak bundan sorumlu kim, bilinmiyor. Araştırmanın yapıldığı 12 ilde görüşülen kamu kurumlarından hiçbiri konuyla alakadar değil.
KADINLAR UYKULARINDAN VAZGEÇEMEDİKLERİ İÇİN İŞSİZMİŞ!
Başbakanlık genelgesi, meslek kurslarının kadın istihdamı için önemine vurgu yapıyor. Ancak açılan mesleki kurslar istidam garantili olsa bile işsizliği ortadan kaldıracak nitelikte değil. 2011 yılı içerisinde açılan 2652 istihdam garantili kurstan yararlanan sayısı 60.695, bunların 33.714’ü (yüzde 55) kadın; istihdam edilen kadın sayısı ise 15.379.
Kadınlar tüm illerde çoğunlukla kuaförlük, dikiş-nakış, hasta ve yaşlı bakımı gibi işlerin eğitimine yönlendiriliyor. Ancak kursu düzenleyen kurumlar, kadınların bu kurslara günlük yevmiyeler nedeniyle katıldıklarını ve aslında bu alanda istihdam edilmek istemediklerini söylüyor. Kurslar açılırken, bölgesel ihtiyaçlar ve kadınların talepleri dikkate alınmıyor. Kadınlar meslek kurslarından “sertifikalı işsizler” olarak mezun olurken ve iş bulamazlarken kamu kurumlarının yöneticilerine göre bu durumun nedeni “tembellik” ya da “kadınların güzellik uykularından vazgeçememesi.”