Kaygusuz’a da sansür!
Yunus Emre’ye sansür tartışmaları henüz soğumamışken 10. sınıf Türk Edebiyatı ders kitabında Kaygusuz Abdal’ın “Nefes” şiirindeki Alevilik kültürüne ait kavramların yer aldığı dizelerin de sansürlendiği ortaya çıktı.Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı yazarlar komisyonu tarafından 10. sınıflar i
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı yazarlar komisyonu tarafından 10. sınıflar için hazırlanan Türk Edebiyatı ders kitabında, “Matem ayı”, “Zülfikar”, “Ali”, “Hû” kelimelerinin yer aldığı dörtlükler makaslandı. Gazetemizde yer alan “Yunus Emre’ye sansür” haberiyle ilgili açıklama yapmak zorunda kalan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in “öküz altında buzağı aramayın” sözleri Kaygusuz Abdal’a uygulanan sansürle boşa düşmüş oldu.
Birbiri ardına ders kitaplarında ortaya çıkan sansürlere şairler, yazarlar ve Alevi dernekleri temsilcileri gazetemize yaptığı açıklamalarla sert tepki gösterdi. Yazarlar, araştırıldığında diğer ders kitaplarında da sansür olabileceğini vurguladı.
SANSÜRLENEN DİZELERİ
İkrarıdır koç yiğidin yuları
Fakıhleri çeksem gelmez
İleri Akpınar’ın yeşil güllü suları
Çağlar gelir pirim Abdal Musa’ya
***
Kılıç sallar Yezidlerin kasdına
Ali Zülfikar’ın almış destin
Tümen tümen genç Ali’nin üstüne
Erler gelir şahım Abdal Musa’ya
***
Her matem ayında kanlar dökülür
Demine Hü deyü gülbank çekilir
Uyandırıp Hak çırağı yakılır
Erler gelir şahım Abdal Musa’ya
KISALTMALAR BELİRTİLMEMİŞ
Ders kitaplarında kısaltmaların yapıldığı bölümlerin üç noktayla gösterilmesi gerekiyor. Yunus Emre ve Kaygusuz Abdal örneğinde olduğu gibi sansürlenen bölümler ders kitaplarında üç noktayla belirtilmiyor. Kaygusuz Abdal’ın ‘Nefes’inde yer alan 3 ara dizenin şiirden çıkarılması makaslandığını gösteriyor.
Şair Ahmet Telli, Kaygusuz Abdal’ın dizelerinin makaslanmasına, “Sansür anlayışı demokrasiyle yok olması gerekirken, daha çok yoğunlaştı. Bu durum demokrasimizin henüz gelişmediğini gösteriyor” diyerek tepki gösterdi. Pir Sultan Abdal'ın 1929 yılına kadar resmi edebiyat derslerinde okutulmadı ve yüzlerce yıl sansürlendiğini dikkat çeken Telli, Sünni-tekçi anlayışın devam ettiğini vurguladı. ÇİRKİNLİKLERİNİ GÖSTERİYOR Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu, “Biz bunlara ‘deyiş’ deriz. Sansürlenen dizeler aşıklar tarafından ezberlenmiştir. Geçmiş kuşaklardan gelecek kuşaklara aktarılmıştır. Hükümet geçmişle hesaplaşması ve yüzleşmesi tarihi gerçekleri ve şahsiyetleri yok sayarak yapıyor. Bu yapılanlar kendi çirkinliklerini ortaya koyuyor. Sansürü kınıyorum” ifadelerini kullandı. Kenanoğlu, yapılan sansürün ‘Aleviliği ders kitaplarına soktuk’ diyenlerin çelişkisini ortaya koyduğunu da belirtti. KARIŞTIRIRSAK DAHA NELER ÇIKACAK Sansürlemedeki amacın gençleri aydınlık düşünceyle buluşturmamak olduğuna dikkat çeken Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Mustafa Köz, bu şairlerin sansürlenen dörtlüklerini kitaplara yeniden aldırmak için TYS’nin ipin ve işin ucunu bırakmayacağını söyledi. Köz, “Yunus Emre 13. yy, Kaygusuz Abdal 14. yy, 20. yy’la doğru geliyoruz. Karıştırırsak daha neler çıkacak. Edebiyat kitapları özgür, eşitlikçi tüm düşüncelere kapalı. Bu yy’da da böyle değil mi? Nazım’ın ilk dönem şiirlerinden bir kaçı kitaplarda. Ötesi yok. Talim ve Terbiye, kendi edebine ve mezhebine göre kesip biçiyor” dedi. ‘YAZAR ÖRGÜTLERİ SUÇ DUYURUSUNDA BULUNSUN’ Şair Yazar Ataol Behramoğlu: Milli Eğitim Bakanlığı adını taşıyan kuruluş -zaten Dini Eğitim Kurumu adını taşımaya daha çok layık görünüyor- bırakın evrenseli, hatta ulusalı ve hatta dinseli, kendini bir mezhebin propaganda ajansı olarak görüyor. Bu kuruluşun başındaki kişi ve çevresi, çağdaşlıktan, uygarlıktan habersiz kimselerdir. Şairleri, şiirleri sansürlemeleri bundandır. Yunus Emre’nin insancıl mistisizmi, Kaygusuz’un zekası, Pir Sultan’ın inancı, Dadaloğlu’nun meydan okuyuşu, Karacaoğlan’daki tensellik, bu gibilerin dar kafasını, sığ kişiliklerini rahatsız eder. Edebiyatla diledikleri gibi, keyiflerince oynuyorlar. Buna izin verilemez. Yaptıkları, edebiyatımıza, kültürümüze karşı işlenmiş bir suçtur. Türkiye Yazarlar Sendikasını ve Edebiyatçılar Birliğini, bu konuda basın açıklaması yapmaya ve sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmaya çağırıyorum. Hacı Bektaş-ı Veli’den sonra Bektaşîlik tarikâtının başına geçen Abdal Musa’ya bağlanarak tasavvuf yoluna girdi. Kaygusuz Abdal (d. 1341- ö. 1444), Bektaşî erkannâmesi üzerinde bazı düzenlemeler yaparak Bektaşîliğin ilk “erkannâmesini” hazırladı. Böylece Bektaşîlik Tarikâtı’nın ilk “tüzük yapıcısı” olarak biliniyor. Didaktik türdeki eserlerinde açık ve yalın bir dil kullandı. Nükteli ve iğneli bir üslubu vardır. Alevî-Bektaşî şiir geleneğini sürdürdü. Bazı şiirlerinde Yunus Emre’nin etkileri görülür. (İstanbul/EVRENSEL)