Ölü sayısı 8 değil 800 olabilirdi

800 KİŞİ ÖLEBİLİRDİ

Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Mehmet Torun, olayla ilgili olarak gazetemize yaptığı açıklamada, “2010 yılında da Yapı Tek diye bir taşeron firmada benzer bir kaza yaşanmış, 30 işçi ölmüştü. Benzer diyorum çünkü Kozlu’da metan gazı patlamadı. Eğer metan gazı patlasaydı 800’e yakın işçiyi kaybebilirdik. Çünkü ocakta o vardiyada 800 işçi çalışıyordu” dedi. Star İnşaat firmasının 7-8 yıldır TTK’dan ihale alarak bu işi yaptığını belirten Torun, madencilik işkolunda taşeron olmaması gerektiğini söylemelerine rağmen giderek yaygınlaştığını kaydetti. Torun, “Kömür madenciliğinde taşeron uygun değil. İş güvencesi olmayan, sendikasız, düşük ücretle çalıştırılıyor işçiler. İş güvenliği tedbirleri alınmıyor” diye konuştu.

SONDAJ PLANI YANLIŞ

Torun, Kozlu’da yaşanan olayla ilgili şu bilgileri verdi: “Kozlu’da TTK ocağında 630 metre derinlikte taşeron bir firmanın çalıştığı bir işyerinde ani metan gazı püskürmesi oluyor ve 8 işçi ölüyor. Beş işçinin cenazesine ulaşıldı, üçünün üzerinde hâlâ 1500 ton malzeme var. Yeraltındaki metan gazı bilenen bir gaz. Geçmiş dönemlerde ani çıkışlar yaptığı da biliniyor. O bilinenler üzerinden sondajlar yapılarak kontrollü bir şekilde çıkartmak gerekiyor. Bu sondaj için her metre karaye bir sondaj planlanır ve bunun boyunun 25 metre olması gerekiyor. Sondaj, işçilerin önündeki olası gazı boşaltmak için gerekli. Buradaki olayda ise hem metre hesabının hem de yeteri kadar sondaj yapılmadığı görülüyor. Alınmayan önlemden dolayı böyle bir gaz püskürküyor ve işçi arkadaşlarımız yaşamlarını yitiriyor.”

‘GÜZEL ÖLMEK İSTEMİYORUZ’

GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, madenlerde taşeronlaşmanın başladığı 2004 yılında yaptıkları eylemlerle “yeraltı hazırlık çalışmalarının taşerona verilmesi durumunda literatüre girmemiş kazalar olur” uyarısında bulunduklarını hatırlattı. Uyarılarının dikkate alınmadığını belirten Alabaş, “Taşeron cinayete dönüştü. Biz maden işçileri olarak cinayetlere kurban gitmek, güzel ölmek istemediğimizi kamouoyu ile paylaşmak isteriz” dedi. 

MADEN Mühendisleri Odası verilerine göre 2011 yılında 79 maden işçisi hayatını kaybetti. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’ne göre ise 2012 yılında 81 maden işçisi hayatını kaybetti. Bu kadar ölümler, madenlerde yapılan denetimlerinde bir yaptırımı olmadığını ortaya ortaya çıkartıyor. Bu rakamların gölgesinde açıklama yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, taşeron Star şirketinin 16 Kasım’da teftiş edildiğini ve 5 konuda eksiklikler tespit ettiklerini itiraf etti. Çelik, bu tespitlerin ardından şirkete yönelik nasıl bir yaptırım içinde olduklarını açıklamazken, sadece para cezası kesildiğini ve uyarıldığı ifade etti.

FACİA, YASANIN YETERSİZLİĞİNİ GÖSTERDİ

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Mustafa Kumlu, Kozlu’daki facianın taşeronlaştırma, denetimsizlik ve ağır ihmal sonucu yaşandığını belirtti. Taşeron uygulamasının sadece madenlerde değil, diğer birçok işkolunda da ölümlü iş kazalarını beraberinde getirdiğini belirten Kumlu, şunları söyledi: “Madenler ise riskleri itibariyle taşeron işçiliğin hiç kullanılmaması gereken yerlerdir. Ama Türkiye’de hemen her kuruma sokulan taşeron işçiliği sırf maliyetleri azaltmak için madenlerimize de sokulmuştur ve maalesef bu acı olayların yaşanmasına zemin hazırlanmıştır. Tüm bunlar tüm iş kollarında ama özellikle ağır ve tehlikeli işlerde taşeron işçilik uygulamasına artık son vermek gerektiğini göstermektedir.”

Kazanın meydana geldiği işyerinde sendikal örgütlenmeyi engellemek için gösterilen çabalara dikkat çeken Kumlu, yaşanan facianın, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın beklentilere cevap veremediğinin ve iş cinayetlerini önleyemediğinin bir göstergesi sayılmasını istedi.

İŞÇİ SINIFI TAŞERONLUKLA HESAPLAŞACAK

EMEP eski Genel Başkanı ve İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmasında, “Zonguldak Kozlu’da 8 madencinin ölümü nedeniyle bütün işçi sınıfımıza başsağlığı diliyorum. ‘İyi öldüler’ diyemeyeceğiz, ‘kaderleri’ de diyemeyeceğiz. Bu ölümlerin, bu iş cinayetlerinin arkasında bir kez daha taşeron çalıştırma var ve işçi sınıfımız her gün canını tüketen bu vahşi kapitalizmle er geç hesaplaşacaktır diyorum. Ülkemizin barış ve demokratikleşme ihtiyacına yanıt verecek yeni bir dönemin başlaması da son derece olumludur, olumlu bir gelişmedir. Bu umudun başarıya ulaşması için tüm halkımızın görüşmeci taraflara çözümde ısrar etmeleri için barış çağrısını yükseltmelerini diliyorum” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)