23 Ocak 2013 14:51

Bergama’dan tarihe son notlar

TARLALARIN ORTASINA SİYANÜR BARAJI

Madenin son sahibi Koza Altın Şirketi, Ovacık’taki cevher bitmesine rağmen buradaki tesisleri siyanürle altın ayrıştırma merkezi haline getirmek için kapasite artırımına gitti. Şirketin planı, Kozak Yaylaları ve Havran Küçükdere’deki madenlerden çıkarttığı cevheri burada ayrıştırmaktı. Şirket bu hamle ile her madene ayrı ayrı siyanür tesisi kurma masrafından kurtulma, hem de o bölgelerde yükselen tepkileri bir ölçüde azaltma amacını güdüyordu. Kapasite artırımı kararı ile Ovacık madeninin hemen yanına, verimli tarım arazilerinin ortasına ikinci bir atık barajı konduruldu. Daha doğrusu madenin açık ocağından çıkarılıp bu alana yığılan pasalar, bir iki teknik düzenleme ile atık barajı haline getirildi.

Madenin kapasite artırımına karşı TMMOB’ye bağlı bazı odalar, EGEÇEP ve Ekoloji Kolektifleri Derneği tarafından ÇED Daire Başkanlığı aleyhine dava açıldı. Bu kapsamda önceki gün yapılan bilirkişi keşfine katılan Av. Arif Ali Cangı, pasalardan yapılan barajın yönetmeliklere aykırı olduğunu söyledi.


NARLICA’DAKİ ATEŞ SÖNMEDİ

3 Narlı köylüsü keşfe alınmadıkları için atık barajının önünde bekleyen çevrecileri görüp araçlarını durdurdu. Bu olaydan haberdar edilmedikleri için sitem ettiler. Yıllar önce yapılan eylemlere katıldığını belirten Hüseyin Andaç, “Haberimiz olsaydı köyü buraya yığardık. Biz çok mücadele ettik ama buraları mahvettiler. Yine de köylerimizin büyük çoğunluğu madene karşı. Bugün desek yine yollara düşerler” dedi. Köy Azası Selahattin Çokal ise madenden sonra özellikle kanserlerin arttığını, yetkililerden kimsenin bununla ilgili bir inceleme yapmadığını söyledi. Köylüler, bir dahaki eyleme mutlaka kendilerinin de çağrılmasını ve haber verilmesini isteyerek gruba veda etti.


BAKIN KİMLER MADENCİ OLMUŞ!

Madenin kapasite artırımına karşı açılan davaya bakanlık yanında müdahil olanların kimliği tarihe düşülecek ilginç notlar arasında. Bakanlığın yanında davaya müdahil olan kurumlar arasında en dikkat çekenler Kozak Yaylası’ndaki 16 köyün muhtarları oldu. Şirketin, gerek yörede yaptığı fıstık fabrikası, süt kooperatifi, turizm yatırımı gibi ticari faaliyetler, gerek Kozak’tan cevherin taşınması için kurdurduğu kamyon kooperatifine bu köylerin ortak edilmesi gibi yöntemlerle bu köy muhtarlarını yanlarına çektiği dile getiriliyor. Madenin yanında davaya katılanların arasında en dikkat çekenlerden birisi de madende örgütlü olan Türkiye Maden İş Sendikası oldu.


Avukat Arif Ali Cangı’nın keşifte itiraz ettiği noktalardan biri, davacı EGEÇEP üyelerinin keşfe alınmaması ve keşfin bir altın madeni şovuna dönüştürülmesiydi. Atık barajına giden yol yerine maden tesislerinin olduğu kapıdan giriş yapıldığının, bunun da bilirkişileri etkilemeye dönük adeta bir şov gibi düzenlendiğini belirten Cangı, itirazlarını tutanaklara geçirtti. Cangı, mahkeme heyetinin bu tutumuyla tarafsızlık ilkesini ihlal ettiklerini söyledi.

BU SORULAR YANIT BULACAK MI?

Cangı’nın atık barajıyla ilgili tutanağa geçirttiği noktalar şöyle:
*Bölge birinci derece deprem kuşağında. Pasalarla yapılan siyanür barajı bir depremde ne olacak?
*Proje yapılırken tarım alanlarının ortasındaki bu tesisin bölge tarımına etkisi araştırıldı mı?
*Barajın oluşturması gereken sağlık koruma bandı oluşturuldu mu?
*Yönetmelik bu tür tehlikeli atık depolarının yerleşim birimine en az 1 kilometre uzaklıkta olması gerektiğine hükmederken, barajın Ovacık köyüne 200-300 metre uzaklıkta olması, Narlıca’ya 400 metre mesafede bulunması bu duruma aykırı değil mi? (İzmir/EVRENSEL)