26 Şubat 2013 05:27

Çözüm planınız nedir?

BDP heyetinin ikinci kez İmralı’ya giderek PKK Lideri Abdullah Öcalan’la görüşmesinin yankıları sürüyor. Görüşme bölgede heyecan yaratırken ortak kaygı devam eden çatışmaların süreci olumsuz etkilemesi.Bir an önce çatışmasızlık ortamının yaratılması beklentisi oldukça güçlü

Çözüm planınız nedir?
Paylaş
Cumhur Daş

Bir an önce çatışmasızlık ortamının yaratılması beklentisi oldukça güçlü. Türkiye Barış Meclisinin hafta sonu Diyarbakır’da düzenlediği ‘Niçin, nasıl, kimin için barış’ başlıklı çalıştayda da diyalog süreci tartışıldı.

Gelişmeleri gazetemize değerlendiren çalıştay katılımcıları önemli bir sürece girildiğini, ancak temkinli olmak gerektiğini belirttiler. Hükümetin silahların bırakılmasına odaklandığını belirten Gazeteci Celal Başlangıç “Ondan sonra ne olacak? Sorunun nedenlerini ortadan kaldırmadan silah bırakılmasıyla nasıl bir çözüm sağlanacak” diye sordu.

‘SÜREÇ UZAMAMALI’

Yeniden başlayan bu süreci Türkiye’nin batısındakilere, Kürt olmayanlara doğru anlatabilmeye şiddetle ihtiyaç olduğunu söyleyen Gazeteci Celal Başlangıç, “Bu öyle kolayca bugünden yarına çözülecek bir mesele değil. Bu süreç uzarsa ve zaman zaman kesintiye uğrarsa Sinop’ta ve Hatay’da olanlarla daha sık karşılaşabiliriz. Benim esas korkum da bu. Çünkü sorun kavranılamadı. Sorun kavranılmadan barış sürecinin kavranılması da beklenemez” dedi.

‘SİLAHLAR BIRAKILDIKTAN SONRA NE OLACAK?​’

Şu anda yürütülen görüşmelerin uzlaşma noktasının silahların susması olarak görüldüğünü belirten Başlangıç, “Silahların susması halinde bile bizi çok zor bir sürecin beklediğini düşünüyorum. Ama hiç değilse silahların susması insanların ölmesini bir süre daha engelleyecektir” şeklinde konuştu. Kürt tarafının talebini net bir şekilde dile getirdiğini ancak iktidarın ne yapacağının net olmadığını ifade eden Başlangıç, “Hükümetin tek bir amacı var; silahların teslim edilmesi. Peki ondan sonra ne olacak? Sorunun nedenlerini ortadan kaldırmadan nasıl bir çözüm olacak? Bu konuda hükümetin açıkladığı bir şey yok. Gizli bir planları mı var, açıklamaktan mı korkuyorlar? Yoksa hiçbir planları yok ve ‘Bazı hakları verip bu işi çözeriz’ diye mi düşünüyorlar? Eğer böyle düşünüyorlarsa yanıldıklarını göreceklerdir” dedi.

‘ÖCALAN’IN MESAJLARI ÖNEMLİ’

İkinci heyetin Öcalan’la görüşmesini ve verilen mesajları olumlu bulduğunu söyleyen Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu ise “Türk tarafı da Kürt tarafı da silahla bir yere gidilemeyeceğini görüyor. Bu önemli bir aşama. Bundan sonra barışçı yollarla müzakere ederek, ‘Birlikte, nasıl yaşayacağız’ konusu tartışılmalı” dedi. Olayın bir de psikolojik tarafı olduğunu belirten Bekaroğlu, “Herkes temkinli. ‘Bir şeyler oluyor ama ne oluyor’ düşüncesinde” dedi. Bu süreçte herkesin büyük risk aldığını söyleyen Bekaroğlu, Türk halkının doğru bilgilendirilmesinin büyük önem taşıdığını ifade etti. “Türkiye’nin batısında bu iş daha konuşulmadı. Yıllardan beri maniple edilen bir Türk kamuoyu var” diyen Bekaroğlu, “Çocuklarımız niye öldü, bölünüyor muyuz diye soruyor insanlar. Bunların anlatılması gerek. ‘Evet, çocuklarımız öldü ama daha fazla çocuk ölmesin’ üzerine kurulacak bir dile ihtiyaç var. Siz bir barış yapıyorsanız bunun dilini de kullanacaksınız. Başka çare yok. Zamanla buraya gelinecek. Ben iyimserlerdenim” şeklinde konuştu.

ANNELERE ÇAĞRI

“Asker annelerini sağduyuya davet ediyorum” diyen Barış annesi Nezahat Teke “Biz de evlatlarımızı kaybettik. Bazen poşetlerin içinde parça parça geliyor. Yine de barış diyorsak Türk anaları da anlayışla yaklaşmalı. Herkes taşın altına elini koymalı” dedi.

‘BARIŞ HERKESE KAZANDIRIR’

Türkiye Barış Meclisi Diyarbakır Girişimi Üyesi Dr. Şemsettin Koç ise Fırat’ın batısı ile doğusundaki barış algısının farklı olduğunu belirterek, “Batıda bir bölünme korkusu yaşanıyor. Burada ise özgürlük algısı var. Biz bu barış çalışmalarını Türkiyelileştirmek istiyoruz. Barış algısını ortaklaştırmak istiyoruz. Batının artık sesimizi duymasını istiyoruz. Barış herkese kazandırır. Bir güvensizlikten bahsedebiliriz. Ama buna rağmen atılan adımı güçlendirmek istiyoruz” dedi.


ALPAY: BURAYA KOLAY GELİNMEDİ

Gelişmeleri olumlu olduğunu belirterek “Buraya kolay gelinmedi” diyen Yazar Necmiye Alpay, “Bu düzeye gelinmesinde açlık grevlerinin çok büyük payı var” dedi. Ancak güvensizliğin had safhada olduğunu dile getiren Alpay, “Bu güvensizlik sorunu duygusal bir sorun değil. Doğrudan doğruya bir akıl sorunu. Bu güvensizliği yaratan sebepleri unutmayı bir tarafa bırakın, sürekli onların gerektirdiği önerilerde bulunmamız lazım. Devlet yarın ‘Kürt sorunu yok’ diyebilir. Her ihtimali göz önünde tutmamız gerek. Çabalarımızı buna göre vermeliyiz” şeklinde konuştu.


‘SORUNU BİZ ÇÖZMELİYİZ’

KURDÎ-DER Genel Başkanı Sabahattin Gültekin ise görüşmeleri olumlu değerlendirdiklerini ancak ortada ciddi bir güven problemi olduğunu söyledi. Devletin meselenin nedenlerini kamuoyuna anlatması gerektiğini belirten Gültekin, “Karadeniz’deki, Ege’deki ya da herhangi bir yerde ki anne babanın sorduğu ‘Benim çocuğum niye öldü’ sorusunun cevabı samimi bir şekilde verilmezse güvensizlik devam eder” dedi. Barış konuşulurken Diyarbakır’dan savaş uçaklarının havalanmaya devam ettiğini hatırlatan Gültekin, “Öldürmekten vazgeçip bir an önce barış dilinin oluşturulması gerek. Bu coğrafyada yaşayan halklar olarak bir çözüm geliştiremezsek, yarın birileri ‘Siz çözemediniz biz çözeceğiz’ der. Bunun örnekleri çoktur. Türk ve Kürt halklarından başka birileri çözerse bu iki halkın da yararına bir çözüm olmaz” dedi.


SORUNUN TEMELLERİNE YÖNELİK ADIMLAR ATILMALI

Türkiye Barış Meclisi Diyarbakır Girişiminin düzenlediği ‘Niçin, Nasıl, Kimin İçin Barış Çalıştayının’ sonuç bildirgesinde Hükümet ile Abdullah Öcalan arasında başlatılan görüşmelerin olumlu bir hava yarattığı belirtilerek, “Bu görüşmeler desteklenmeli, görüşmeler kurumsallaşmalı ve müzakerelerin her koşulda devamı sağlanmalıdır” denildi. Görüşmelerin sağlıklı bir zeminde yürümesi için en kısa sürede bir çatışmasızlık ortamı yaratılması gerektiği vurgulanan bildirgede,  KCK adı altında tutuklananlar ile PKK’nin elinde tuttuğu kişilerin serbest bırakılmasının süreci olumlu etkileyeceği belirtildi. Toplumsal uzlaşmaya hizmet edecek bir barış dilinin kullanılması gerektiği belirtilen bildirgede şu ifadelere yer verildi: “Barış görüşmelerinde tarafların eşit koşullarda diyalog ve müzakereleri yürütebilmesi için Abdullah Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesi gerekir. Kürt meselesinin altında yatan sorunlara yönelik hukuki, siyasi ve kültürel reform programları yürütülmelidir. Süreç içerisinde provokatif eylemler olabilir. Taraflar, bu tür provokatif eylemleri açığa çıkaracak kararlı bir irade göstermeli ve her koşulda sürecin devam etmesini sağlamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Suriye’deki Kürt oluşumuna düşmanca tutum sergilemekten vazgeçmeli, dostane ilişkiler geliştirmelidir.”

Bildirgede Türkiye Barış Meclisinin farklı görüşlerden akademi, medya, edebiyat ve sanat dünyasından katılımcılar ve çeşitli kurumlarla “Barışa omuz veriyoruz” başlıklı bir imza kampanyası başlattığı da duyuruldu.  (Diyarbakır/EVRENSEL)


ÖNCEKİ HABER

Tabiatı bu yasadan koruyun!

SONRAKİ HABER

Sendikal Güç Birliğinden Türk-İş’e çağrı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa