Su adaletsiz paylaşılıyor
2012 tarihli Birleşmiş Milletler’in Dünya Su Kalkınma Raporu’na göre dört milyona yakın insanın güvenli şebeke suya erişimi yok. Dünyada her sekiz saniyede bir çocuk kirli su içtiği için ölüyor. Salgın hastalıkların %80’i kirli su kullanımına bağlı olarak ortaya çıkıyor.Su Hakkı Kampanyası
Su Hakkı Kampanyası İnisiyatifi Dünya Su Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada, her canlıya yetecek miktarda su ve gıdanın adaletsiz paylaşıldığını ifade etti. Tüm dünyada su varlıkları zengin azınlığın elinde ihtiyaçtan fazla kullanılıp kirletildiğini ifade eden inisiyatif, “Azalan temiz suya erişim pahalanırken, mevcut adaletsizlik suya da bulaşıyor. İşte su krizinin esas aktörleri bu krizden ve adaletsizlikten beslenenler. Dolayısıyla su krizine çözüm üretecekler de krizin yaratıcıları değil, mağdurları” diye konuştu.
YASALAR SUYU YOK EDİYOR
Türkiye 2012’de 2B Kanunu’nu kabul etti. Su Kanunu tasarısı ve Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu tasarısı gibi diğer yasal düzenlemeleri de hazırladı. Su hakkı kampanyası suyu yok eden ve suya erişimdeki adaletsizliği pompalayan bu yasal düzenlemeleri eleşirerek, “Dünya Su Günü Bolivya Cochabamba'da suyu ve onuru için sokaklara evdeki eşyalarını dökerek barikatlar kuran ve canını ortaya koyan insanların günüdür. Güney Afrika'da ön ödemeli su sayaçlarını toplayıp sokaklara yığanların, Türkiye'de akarsularının üzerinde baraj ve HES istemeyenlerin, su hakkı için mücadele edenlerin günüdür. 2B Kanunu, Su Kanunu tasarısı ve Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu tasarısı gibi suyu, toprağı ve onların insanlarını piyasaya açarak sömüren yasaları hazırlayanların değil” dedi. (HABER MERKEZİ)
Bursa'da düzenlenen 3. Uluslararası Bursa Su Kongresi'nde köylüler çamurlu su eylemi yaptı. Bursa Orhaneli’ye bağlı Başköylüler, taş ocakları ve mermer ocaklarından dolayı su kaynaklarının kirlendiğini söyleyerek, yetkilileri protesto etti. 'Su yaşamdır kirletilemez' yazılı pankart ile yürüyerek kongrenin yapıldığı bina önüne kadar gelen Başköylüler, burada basın açıklaması ile sularının kirletilmesini kınadı. Genç yaşlı, çocuk kadın demeden toplanan köyüler 'Su bizim hakkımız, söke söke alırız', 'Başköyün suyuna dokunmayın', 'Suyumuza dokunan eller kırılsın' şeklinde sloganlar atarak kongrenin yapıldığı bina önüne geldi. Burada konuşan köylüler, mermer ocaklarından dolayı kirlenen suyu ineklere dahi veremediklerini, içemediklerini belirterek, "İneklere verdim içmedi, ben de mahsus bunları doldurup getirdim. Çok üzüldüm hayvanlar içmiyor bunu, insanlara içirmeye çalışıyorlar" dedi. Başköy Muhtarı Hasan Acar ise köyün su kaynağı üzerine açılan mermer ocakları nedeniyle su kaynaklarının kullanılamaz hale geldiğini belirterek, "Bir buçuk yıldır uzak yerlerden su taşıyoruz. Devletimizden iş aş istemiyoruz. Sadece yıllardır akan temiz suyumuzu istiyoruz" dedi. (BURSA)
Taş ocaklarının bulunduğu sürece sularının düzelmeyeceğini anlatan köylü kadınlar, "Nereye gittiysek hiç kimse bize yardımcı olmadı. Biz suyumuzun peşindeyiz. Biz temiz su istiyoruz. Gece çamur akıyor, sabaha doğru düzeliyor. Bizde bir çeşmemiz var, içmeye oradan su getiriyoruz. Bu su ile yıkanılmıyor. Yağ akıyor yapış yapış" şeklinde tepki gösterdi.
Bazı köylüler ise olmayan suyu istemediklerini belirterek "Bu köy Osmanlı köyü, 800 yıldır bu köyü kullanıyoruz. Hiç devletimize yük olmadık. Akpınar kaynağı diyoruz, ama Akpınar kaynağı oldu Karapınar. Bizim olan suyumuzu kaybediyorlar. Doğanca Barajını besleyen, Hasan Ağa ve Çınarcık Barajını besleyen su havzasını yok ediyorlar. Bursa ve Ankara'daki bürokratlar ise buna göz yumuyor" şeklinde konuştu.
Bir ara mermer ocaklarına önlem alınmasına rağmen yeniden çalışmaya başlamalarından dolayı tekrar aynı sıkıntıların başladığını anlatan köylüler, yetkililere rağmen mahkemelerin bu mermer ocaklarına durdurma kararı verdiğini söyledi.
Bazı köylüler ise sularına temiz raporu veren yetkili kurumları da eleştirerek, öncelikle bu suyu kendilerinin içmesini istedi.