31 Mart 2013 07:15

Çünkü özveriniz sayesinde yeniden doğdu yeryüzüne güven...

“...Yoldaşlar,o vakitgördüm sizleri,ve gözlerim daha da doldu gururla,çünkü gördüm sabah sisi arasındaki                          yükselişinizi,şafaktan önce çanlar gibi sessiz ve karar

Çünkü özveriniz sayesinde yeniden doğdu yeryüzüne güven...
Paylaş
Elif Görgü

“...Yoldaşlar,
o vakit
gördüm sizleri,
ve gözlerim daha da doldu gururla,
çünkü gördüm sabah sisi arasındaki                          
yükselişinizi,
şafaktan önce çanlar gibi sessiz ve kararlı
Kastilya’nın temiz alnını,
ciddiyet dolu ve mavi gözlerle geldiniz
uzaktan,
çok uzaklardan, saklandığınız yerlerden,
yitirdiğiniz memleketlerden, düşlerinizden
alazlanan şirinlikle dolu
ve tüfeklerle geldiniz
savunmak için
canavarın ısırarak kemirdiği
özgürlüğün kuşatıldığı ve ölebileceği
o İspanyol kentini...”

Onlardan biri ABD’li Paul Robenson’du. Ülkesinde Baroya kaydolabilen ilk zenci avukattı. Beyaz bir sekreter “zenci bir avukat için” dilekçe yazmayı reddedince avukatlığı bıraktı. Kendini spora, müziğe, tiyatro ve sinemaya verdi. Sömürüye ve köleliğe karşı şarkılar söyleyen Paul Robenson, 1936 yılında İspanya’ya, demokrasiyi, eşitliği ve adaleti korumak için savaşmaya gitti. ABD’li gönüllülerin kurduğu Uluslararası Lincoln Tugayı’nda katıldı mücadeleye. “Sanatçılar da görev almalı” diyordu Robenson, “Sanatçılar bir seçim yapmalı, özgürlük için mi mücadele edecekler, kölelik için mi? Ben seçimimi yaptım. Başka alternatif de yoktu”

Nazım Hikmet cezaevindeyken onun şiirlerini besteledi Robenson. Nazım’la birlikte Dünya Barış Konseyi ödülünü paylaştı. 1975 yılında ABD’de yaşamını yitirdi.

‘MARKS’IN SÖZÜNÜ HAYATA GEÇİRMEK İÇİN GELDİK’

Romanyalı Andreci Micu da vardı Uluslararası Tugayların içinde. Macaristanlı bir komünist olan üvey annesi Eva’nın söylediği “Enternasyonal” marşını, Paris Komünü ve Ekim Devrimi üzerine anlattığı hikayeleri dinleyerek büyümüştü. 13 yaşında bir mobilya atölyesinde “staj” adı altında sabah 5’ten gece 12’ye kadar çalışırken, Eva’nın sınıf çelişkileri üzerine anlattıklarının nasıl da doğru olduğunu anlamış ve Komünist Gençler Birliğine katılmıştı. 24 yaşında genç bir işçi önderiyken İspanya’da faşizme karşı savaşa gitti. Yıllar sonra verdiği bir röportajında, “60 yıl sonra baktığımda söyleyebilirim ki İspanya için savaşan Uluslararası Tugaylar, proleter enternasyonalizminin mümkün olduğunun kanıtıdır. Özgürlük gönüllüleri, proletaryanın ve ilerici aydınların en bilinçli kesimleriydi” diyordu.

Neden katılmıştı Andrei İspanya’da savaşa: “Yaptığımız Marks’ın çağrısına gerçek bir cevap vermekti: Dünyanın bütün işçileri, birleşin!”

1938 yılına kadar savaştı Micu, 2011 yılında 99 yaşında yaşamını yitirdi.

İngiltereli Jack Shaw da oradaydı. Tugaylara katıldığında 18 yaşındaydı. Genç Komünistler Birliği sempatizanıydı. Faşistlerle girdiği bir çatışma sırasında bir polis memurunu yaraladığı gerekçesiyle konulduğu cezaevinden yeni çıkmıştı. Çıkar çıkmaz da feribota atlayıp İspanya’ya gitmiş, 1938’de Franco’nun birliklerinin Madrid’ten Valencia’ya geçmesinin önlendiği ünlü Jarama çatışmasında savaşmıştı (The Guardian, 10/10/2000).

‘ALLAH AŞKINA NEDEN İSPANYA’YA GİDEYİM?​’

Tottenhamlı işçi bir ailenin kızı olan Penny Feiwel, 13 yaşında fabrika işçiliğine başlamış, ardından hemşirelik eğitimi almıştı. İspanya’ya aynı hastanede çalıştığı bir arkadaşıyla birlikte gitti. “Allah aşkına neden İspanya’ya gitmek isteyeyim? diye sordum, arkadaşım, ‘Orada bir savaş var bilmiyor musun?​’ dedi ve 24 saat sonra İspanya’daydık” diye anlatmıştı The Guardian gazetesine verdiği röportajında. Tek kelime İspanyolca bilmiyordu, mobil bir sağlık ekibiyle çalıştı. Gazetecinin “Korkmadınız mı?​” sorusunu şöyle yanıtlıyor: “Tabii ki hayır!”

Çatışmalar sırasında bir şarapnel parçası kolunu ve göğsünü parçaladı. Yara izleri hiç silinmedi. Tedavi için İngiltere’ye döndü. Gazeteci soruyor, “Eve dönmek nasıldı?​”, yanıtlıyor Feiwel: “Dünyanın en tuhaf şeyiydi, ben İspanya hakkında konuşmak istiyordum ama insanlar sadece Kral George’un taç giyme töreni ile ilgileniyordu.”

Lise London ise, Fransa’da bir madenci kasabasında, İspanyol anne babanın kızı olarak 1916 yılında dünyaya gelmişti. 20 yaşında genç bir komünist olarak İspanya İç Savaşına katıldı. Madrid cephesinde savaşırken ha

‘YAŞASIN 5. TUGAY’

İrlandalı Müzisyen Christy Moore, İspanya’da faşizme karşı savaşan İrlandalılar için yazdığı “Viva la Quinta Brigada/ Yaşasın 5. Tugay” şarkısında şöyle diyor:  “Zeytin dalları bile kanıyordu/ Gürlüyordu Madrid çatışmasında/ Kötülüğe karşı doğruluk ve aşk/ Faşist klana karşı kardeşlik...” ve ekliyor şarkısının sonunda: “Bu gece onları hatırlayalım”

Moore’un dediği gibi yapalım. 1 Nisan 2013 günü, 1 Nisan 1939’da diktatörlüğün korumasındaki monarşinin kazandığı; demokrasi, eşitlik ve adalet isteyenlerin kaybettiği günün yıl dönümü olarak geçip gitmesin.

Bu gece yarına dönüşürken onları hatırlayalım; İspanya emekçilerinin özgürlüğü için tereddüt etmeden hayatını vermiş, yaralanmış, mücadele etmiş 54 ülkeden 35 bin kadın ve erkeği; işçileri, mühendisleri, sağlıkçıları, ilerici aydınları ve yarattıkları tarihi sınıf dayanışmasını...

Pablo Neruda’nın da dediği gibi:   “...Çünkü özveriniz sayesinde yeniden doğdu yitirilmiş inanç, namevcut ruh, yeryüzüne güven ve bereketiniz, soyluluğunuz ve ölüleriniz arasından sert kanlı kayalıklardan bir günün arasından gibi akıyor çelik güvercinli ve umutlu o muhteşem ırmak...”

ÖNCEKİ HABER

Ata Soyer'in ardından...

SONRAKİ HABER

Kawa’nın çocukları özgürlüğe yürüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...