04 Haziran 2013 13:07

Grevle yola devam

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), günlerdir Taksim’de ve bütün Türkiye’de yaşanan saldırılara tepki olarak 5 Haziran’da yapmayı planladığı grevi bir gün öne aldı. KESK 4-5 Haziran’da “İnsanca Yaşam, Güvenceli İş ve Güvenli Gelecek, Demokratik Bir Türkiye” talebiyle iki gün

Grevle yola devam
Paylaş
Ercüment Akdeniz / Devrim Osmançelebioğlu

‘HÜKÜMET TUTUMUNU GÖZDEN GEÇİRMELİ’

Gezi Parkı olaylarının da, hükümetin antidemokratik tekçi politikaları hayata geçirme noktasında muhalif kesimleri yok sayan tutumunun bir yansıması olduğuna dikkat çeken Özgen, halkın barışçıl tutumuna karşılık hükümetin antidemokratik bir yönelimle ve direk hedef gözeterek yapılan saldırılarla halkın tepkisine neden olduğuna vurgu yaptı. Hükümetin tutumunu gözden geçirmesi gerektiğini söyleyen Özgen, “Hükümet bu olayları bunu bir avuç çapulcu kavramlarıyla geçiştiremez. Aksi takdride kontolsüz gelişen eylemlerin istenmeyen yönlere gitmesi hükümetin sorumluluğunda olacak” diye uyardı. Bu nedenle Başbakan Erdoğan’ın kamuoyuna Gezi Parkı’nın park olarak kalacağı ve  ordaki projelerin iptal olduğunu yönünde açıklama yapması gerektiğini ifade eden Özgen, “Aynı zamanda olaylardan sorumlu olan başta İç İşleri Bakanı, İstanbul Valisi, İstanbul Emniyet Müdürü ve kolluk görevi başında kalmamalı” dedi.

GREV DİRENİŞLE BİRLEŞMELİ

Grevin halkın direnişiyle birleştirilmesi gerektiğini düşünen sendikacılar, yapacakları grevin sendikal hareketin toplumla buluşmasına vesile olabileceğini düşünüyorlar.

Eğitim Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız, bu yaşanan olayların sadece doğaya, çevreye sahip çıkma olarak yorumlanamayacağını belirterek, AKP’nin 10 yıllık politikalarına karşı olduğunu ifade etti.   Bu toplumsal hareketin sendikal mücadele ile buluşabilmesinin önemine dikkat çeken Yıldız, “Bu toplumsal hareketin bir sınıf karakteriyle buluşması gerekiyor. Tam da burada emek örgütlerine iş düşmektedir. Toplumun ciddi bir kesiminin düzene tepkisini daha güçlü bir sınıf hareketine dönüştürme konusunda bize rol düşmektedir. 5 Haziran grevi bu dönemde olması önemlidir. Bize düşen bunu buluşturmaktır. Grevin toplumun öfkesiyle buluşturulması gerekiyor” diye konuştu.

EMEKÇİLERİ GREVE ÇAĞIRAN BİR SÜREÇ

Kamu çalışanlarının 5 Haziran’da aldığı grevin taleplerini aşan bir süreç yaşandığını belirten SES Genel Başkanı Çetin Erdolu Şunları söyledi; “Örgütlü olmasa da kararlı bir halk protestosu yaşıyoruz. Bunun Taksim Gezi Parkına AVM yapılmasına karşı başlamış olması artık simgesel kalmıştır. Tamamen AKP düzenine karşı Türkiye’nin bütününü kapsayan bir direnişe dönüşmüştür. Bu nedenle bizim grevimiz bu taleplerin etrafındaki bir grevin dışına çıkmış tamamen AKP düzenine karşı kamu emekçilerini greve çağıran bir düzene evrilmiştir. Birlikte hareket ettiğimiz sağlık ve meslek örgütlerini KESK’in de yaptığı değerlendirme paralelinde bu grevin aynı biçimde bir greve dönüştürülmesine yönelik çalışmalar yürütüyoruz. İşin özeti bizim gerek sağlık emekçilerinin gerekse kamu emekçilerinin talepleri için yapacakları uyarı grevini aşan AKP düzeninin karşı bir grevi yaşıyoruz bunun gereğini yapacağız.”


GENEL-İŞ VE SOSYAL-İŞ GREVE KATILACAK GENEL-İŞ Ankara Şubesi, temsilcileri ile toplantı yaparak, 5 Haziran Çarşamba günü KESK’in grevi ile ortaklaşma kararı aldı. Belediye emekçileri cenaze ve nikah işleri dışında hiçbir iş yapmayacak.

Sosyal-İş tarafından yapılan açıklamada DİSK’in yapacağı “Faşizme karşı ihtar eylemleri” çerçevesinde 4 Haziran Salı Günü saat 12:00-14:00 arasında işyerlerinde ve alanlarda bildiri okunacağını belirtilerek, “Kamu emekçileri sendikaları ise 4 Haziran Salı Günü saat 12:00’da başlamak ve 5 Haziran Çarşamba günü de devam etmek üzere genel grev kararı almıştır. Mümkün olan tüm işyerlerinde 1,5 gün boyunca greve ve alanlara çıkacaktır” denildi.


HÜKÜMET HALKIN TALEPLERİNE KULAK VERSİN

Bilal Çetintaş (Kristal-İş Genel Başkanı ve Sendikal Güç Birliği Platformu Dönem Sözcüsü) : Hükümetin baskıcı ve hoyrat tutumu ülkemizi tehlikeli bir noktaya sürüklüyor. Hükümetin, her toplumsal talebi şiddetle bastırma tutumu artık çığırından çıkmıştır. Başta Taksim Gezi Parkı olmak üzere hükümetin hukuksuz ve keyfi uygulamalarına karşı gösterilen sivil ve demokratik tepkiler karşısında günlerdir artan bir polis şiddeti uygulanıyor.  Barışçı ve sivil protesto eylemlerine karşı Cumhuriyet tarihinin en yoğun polis şiddeti uygulanıyor. Bu tutum kabul edilemez. Hükümet sivil eylemlere karşı şiddet kullanmak yerine, büyük bir toplumsal tepkiye yol açan otoriter siyaset tarzını  gözden geçirmeli. Hükümet halkın önemli bir bölümünü  dışlayan, küçümseyen, rencide eden tutumdan vazgeçmeli ve sorumlu davranmalıdır. Sayın Başbakan yangına körükle gitmekten vazgeçmeli ve yurttaşları küçümseyen, aşağılayan söylemini derhal değiştirmeli. Aşağıdaki talepler vakit geçirilmeksizin yerine getirilmeli: Taksim Gezi Parkı’nın park olarak kalacağı resmen ilan edilmelidir. Sivil eylemlere yönelik polis şiddeti durdurulmalı, polis geri çekilmeli, Halka uygulanan şiddetin sorumluları hesap vermeli ve istifa etmelidir, biber gazı kullanımı yasaklanmalıdır. Gözaltına alınan binlerce kişi serbest bırakılmalı ve haklarında işlem yapılmamalıdır. Taksim başta olmak üzere Türkiye’deki tüm meydanlarda, kamusal alanlarda toplantı ve eylem yasaklarına son verilmelidir. Hükümetin bu hukuksuz ve şiddet saçan tutumunun sürmesi toplumsal tepkiyi daha da büyütecektir. Sendikal Güç Birliği Platformu olarak halkın demokratik ve sivil protesto hakkını  destekliyor ve yetkilileri bir kez daha uyarıyoruz: Sağduyulu davranın ve halkın taleplerini dikkate alın.


‘FAŞİZME İHTAR EYLEMLERİ YAPACAĞIZ’

Taksim’deki olayların sonucu nedenleri, niçinlerinin olduğunu söyleyen DİSK Genel Başkanı Kani Beko “Birgünde Türkiye bu hale gelmedi. Türkiye’de 2 milyon işçi arkadaşımız taşeronlarda çalıştırılmak zorunda bırakıldı, 11 bin işçi iş cinayetlerinde öldü. 1 Mayıs’ı Taksim’de yan yana kutlamak istedik AKP Hükümeti verdiği talimatlarla işçileri gaz bombalarıyla bir çok arkadaşımızı yaraladı, gözaltılar oldu. Parasız eğitim isteyen genç kardeşlerimiz 17 ay hapiste tutuldu. Yakın zamanda İstanbul’da bir temel atıldı. 3. Köprü’nün adı Yavuz Sultan Selim oldu. Yavuz Sultan Selim geçmiş tarihimizde 70 bin Alevi vatandaşımızı kılıçtan geçiren isim. Bu temelden sonra milyonlarca ağacın kesileceği söyleniyor. Bu ağaçlar İstanbul’un akciğeri. Reyhanlı halkı ölen 52 kişinin sorumlusu AKP olarak görüyor” dedi. Gençlerin, emekçilerin, işçilerin, tüm insanlar yaşam alanlarına müdahale eden AKP Hükümetine tepki gösterdiğini vurgulayan Beko, “Biz yönetim toplantısı yapıyoruz. Bireysel çıkış yapmak istemiyoruz diğer konfederasyonlarla faşizme ihtar eylemlerini yapmak hazırlığı içindeyiz. Biz DİSK olarak faşizme ihtar eylem kararını aldık diğer konfederasyonlarla birlikte yapmak istiyoruz” diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Ankara'da 150 akademisyenden ortak tepki

SONRAKİ HABER

Hatay'daki eylemlerde bir genç katledildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa