Eyyy Recep Tayyip Erdoğan! benden aldığın parayı geri istiyorum!
Fotoğraf: Envato
Siz hiç dünyanın herhangi bir ülkesinde 2 Katrilyon (yani 2’nin arkasına 15 adet sıfır sıralanmış olan rakam) maliyeti olan bir Cumhurbaşkanlığı makamı duydunuz mu?
Var!
Hesaplamalara göre bizim Cumimam’ın maliyeti 2 Katrilyondan da fazla.
Diyorlar ki, halkının yüzde ellisinden fazlası açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşayan bir ülkede bu yapılır mı?
Diyorum ki: Yapılır!
SORMUYORUM
Ayrıca, yapılması beni hiç mi hiç ırgalamıyor. Halk kendi çıkarının politik olarak nerede olduğunu daha hâlâ kavrayamadıysa çekiverin kuyruğunu!
Bana ne! Halkların yediği kazık beni ilgilendirmiyor.
İşte bu nedenle, dış ticareti artı veren, dış borcu olmayan bir ülke miyiz ki Cumimamımıza TC-ANA uçağının menzili okyanus aşırı uçuşlarda yetersiz kalıyor, dolayısıyla ihtiyaca cevap veremiyor gerekçesiyle 400 milyon Turkish Lira’sına uçak aldık diye sormuyorum. Ya da hangi akla hizmet, bizim Cumimam rahat etsin diye 650 milyon Turkish Lira’ya köşk yaptırdık diye mızıldanmıyorum.
Bütün bu işlerin gizli saklı yanı yok ki!
Her şey kamunun gözleri önünde yapılıyor.
Bir katrilyondan fazla para, uçak ve köşk için harcanmış. Küçük olan rakamları da ekliyorlar, Cumimam’ın adım atar atmaz cumhurbaşkanlığına maliyetinin Türkiye Cumhuriyeti’nde iki katrilyona çıktığını saptıyorlar.
Dediğim gibi: Bana ne?
BİR AVUÇ YEM
Ben, Cumimamın on iki yıldır kültür-sanata verdiği ve halen ısrarla vermeyi sürdürdüğü zararı sorguluyorum.
Örneğin İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezinin onarılamamasında takıldım kaldım.
Anımsıyorum, geçen yılın mayıs ayının sonunda, Taksim Meydanı’ndaki Gezi Parkı’nda “Hani benim Recebim/Sarı lira vereceğim” diye türkü çığırılırken, dönemin Başimamı: “AKM’yi de yıkacağız” diye buyurmuştu. Zaten, AKM’nin yılan hikayesine dönen yenilenme projesi, Kültür ve Turizm Bakanlığından, projeyi yürüten firmalara gönderilen bir faks mesajındaki talimatla “İkinci bir emre kadar” durdurulmuştu. Erdoğan: “AKM’nin yerine bir opera binası yapacağız” derken, ağzı bir karış açık civcivlere bir avuç yem atmıştı.
Yineliyorum: 06.01.1999 gün 10521 sayılı Koruma Kurulu kararıyla tescil edilmiş, 30.10.2007 gün 1344 sayılı kararla koruma grubunca 1. Grup olarak belirlenmiş; 06.12.2006 tarih, 689 sayılı kararla rölövesi, 14.05.2008 gün, 1783 sayılı kararla restorasyon avan projesi onaylanmış İstanbul Atatürk Kültür Merkezinin hangi nedenlerle tadil edilemediğini, dolayısıyla neden açılamadığını bundan böyle daha da sorgulayacağım.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Başkanı Şekib Avdagiç tarafından, kullanıcılarca istenmeyen bu projede ısrar etmesinin nedenini sürekli sorgulayacağım.
FÜZESAVARLI UÇAK
Olmadı, AKM onarılamadı, ama bakın Erdoğan için 2.5 yıl önce sipariş edilen geniş gövdeli, uzun menzilli Airbus 330-200 tipi, TC-TUR tescilli uçak onca paraya satın alındı. Yani ezcümle: AKM için bulunamayan 70 milyon Turkish Lira’nın kat be katı Airbus 330-200 tipi uçak için yaratıldı.
Bir de kucağımıza verilen TÜSAK adlı bir yavrumuz var.
Bu yavru, sadece “cumhuriyet değerlerinin” değil, doğrudan insanca yaşama, güvenceli çalışma ve güvenceli gelecek hakkının elimizden alınması anlamına gelmekte.
TÜSAK’ın ana rahmine oturtulması öncelikle: “Bu kurumlar kâr etmiyor” şemsiyesi altına sığınılarak tezgahlandı. Çünkü Cumimam, devlete bağlı sanat kurumlarını kapatarak, devlette “sanatçı” kadrosunu tamamen ortadan kaldırmayı hedeflemiş, Türkiye’deki tüm kültür-sanat faaliyetlerinin bir kurum eli ile gerçekleştirmeyi amaçlamıştı.
KAÇ-AK SARAY
Derken, “Devletin sanatçısı olur mu” şamatası arasında, Ankara’da Atatürk Orman Çiftliği arazisine kaşla göz arasında kaç-ak saray inşasına başlandı ve kısa sürede tamamlandı. Kaç-ak sarayın yaklaşık 1000 odasının olduğu, monarşinin simgesi “saray”ın maliyetinin 270 milyon avroyu aştığı hesaplandı. Yeraltı tünelleri de olan bu sarayda, bombalardan ve kimyasal silahlardan koruyan bir sığınak da bulunduğu açıklandı.
Medyaya göre, kaç-ak sarayın bulunduğu arsanın büyüklüğü 210 bin metrekare.
Binanın yüz ölçümü ise 40 bin metrekare.
Böylece Cumimam’ın yeni “saray”ı, Buckingham Palace, Èlysèe Sarayı ve Beyaz Saray’dan çok daha büyük.
PARAMI GERİ VER
Şimdi bayanlar, baylar…
Yukarıda da söylediğim gibi, halkın kendi çıkarının politik olarak nerede olduğunu hâlâ kavrayamaması beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor.
Bu devirde herkes kendi bacağından asılıyor.
Ben, bir kültür-sanat insanı olarak, 2 katrilyonluk bu müsrifliğe katılmadığımı açıklıyorum.
2 katrilyonun, TC Maliye Bakanlığınca, saptanmış nüfus sayımız olan 76 milyon 667’ye bölünmesini, çıkacak rakamın (her ne tutuyorsa) Vakıflar Bankası TAO’nun İstanbul Kurtuluş Şubesi nezdindeki Emeklilik hesabıma yatırılmasını alenen “arz ve talep ediyorum”.
Bunun dışında, Recep Tayyip Erdoğan Bey’e, İslam dininin kul hakkına verdiği önemden yola çıkarak, bu ülkenin sanatına ve kültürüne verdiği bunca zarar nedeniyle maddi-manevi hiçbir hakkımı helal etmediğimi ve de etmeyeceğimi peşinen beyan ediyor, kul hakkı vebalimi kendisinin boynuna anlamlı bir “nişan” olarak asıyorum.
Başka da bir şey demiyorum!
- Tiyatro keyfi gene vefa borcu ödüyor: Cahide Sonku Müzikali* 02 Aralık 2015 01:00
- Berksoy'dan Haldun Taner'e doğum günü armağanı: 'Dün-bugün' 28 Ekim 2015 01:00
- ‘Ölenlere rahmet, yaralılara acil şifa’... 21 Ekim 2015 00:16
- 283 sanatçımızın 'Teröre hayır, kardeşliğe evet' bildirisi 14 Ekim 2015 01:00
- Yeni sezon geldi hoş geldi, aynaya renk geldi 07 Ekim 2015 00:51
- 13. Kıbrıs Tiyatro Festivali’nin en sivri oyunu: “Halktan Biri” 30 Eylül 2015 00:51
- Barışın çivisini çakmak 23 Eylül 2015 00:51
- Şu an batmakta olan geminin duvarlarına resim yapmaktasınız 16 Eylül 2015 00:52
- Şiirimizin 50 yıllık bey oğlu: 'Ataol Behramoğlu' 09 Eylül 2015 01:00
- Topçu, Levent Üzümcü'ye sahip çıksana... 02 Eylül 2015 01:00
- Tomris İncer, hasta karakterine can verirken… 26 Ağustos 2015 00:32
- Bahçeli, Özkan ve Kocabıyık için suç duyurusunda bulunuyorum 19 Ağustos 2015 01:00