22 Mart 2015 01:00

Newroz'un çağrısı: Barış için kurtuluş için mücadeleye!

Newroz'un çağrısı: Barış için kurtuluş için mücadeleye!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yüz binlerce Diyarbakırlı, yağmur soğuk demeden dün, akıllarıyla, vücutlarıyla Diyarbakır’da Newroz alanındaydı. Ama tüm Türkiye’nin hatta dünyanın demokratik kamuoyunun nerede hangi işle uğraşıyor olursa olsun, kulakları Diyarbakır’daydı.
Bırakalım demokrasi ve özgürlük kaygısı taşıyan siyasi odakları ve halk kesimlerini, AKP gibi, “alternatif Nevruz” törenleri düzenleyenlerin dahi gözleri kendi komik kutlamalarında olsa da kulakları Diyarbakır’daki Newroz’daydı.
Çünkü Diyarbakır’da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Newroz mesajı okunacaktı ve onun söyleyecekleri hem özgürlükten ve demokrasiden yana olan Kürt, Türk, Alevi, Sünni, her milliyetten ve inançtan halklar ve demokrasi güçleri hem de karşı taraftakiler için, nedenleri tamamen farklı olsa da önemliydi.

‘10 İLKE’ ÇÖZÜM İÇİN TEMEL ZEMİN!

Öcalan’ın Newroz mesajını bugün bizim gazetemizde ve başka pek çok gazetede ayrıntılarıyla okuyacaksınız. Mesajı boyunca birkaç kez antiemperyalizm ve antikapitalizm vurgusu yaparak bütün halkları kapitalist emperyalizme karşı mücadeleye çağıran Öcalan, “Çözüm Süreci”ne özel bir vurgu yapıyor.
28 Şubat’ta Dolmabahçe’deki “ortak açıklama”ya dikkat çekerek; “Tarih ve halklarımız bizden dönemin ruhuna uygun bir demokratik çözümü ve barışı talep etmektedir… Deklarasyon gereği ilkelerde mutabakat oluşmasıyla birlikte PKK’nin Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı yaklaşık kırk yıldır yürüttüğü silahlı olan mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uygun siyasal ve toplumsal strateji ve taktiklerini belirlemek için bir kongre yapmalarını gerekli ve tarihi görmekteyim. Umarım ilkesel mutabakata en kısa sürede varıp Parlamento üyeleri ve İzleme Heyetinden teşkil edilen bir hakikat ve yüzleşme Komisyonundan geçerek bu kongreyi başarıyla realize etme durumunu yaşarız…” diyen Öcalan, silahlı mücadeleye son vermek için deklarasyonun önemine vurgu yapmaktadır.

EMPERYALİZME KARŞI MÜCADELE ÇAĞRISI

Öcalan’ın mesajının bir diğer önemli vurgusu da bölge halklarına çağrısı oldu.
“Bilmeliyiz ki Ortadoğu üzerindeki emellerinden vazgeçmeyen Emperyalist güçlerin yol açtığı son zorbalık IŞİD görüntüsünde ortaya çıkmıştır…
Artık gün bu acımasız ve yıkıcı tarihi sonlandırıp gerçek geçmişimize uygun barış, kardeşlik ve demokrasiye geçiş yapma günüdür… Ulus devletleri kendi içinde demokratik siyasetle demokratik ortaklaşmanın yeni bir türünü gerçekleştirmeye ve yine ulus devletleri kendi aralarında Ortadoğu’nun demokratik ortak evini inşa etmeye çağırıyorum” diyerek Öcalan, Bölgedeki halkların kurtuluş mücadelesi için görüşlerini ortaya koydu.

ERDOĞAN ÇÖZÜME KARŞI MEVZİDE

Diyarbakır’da, yüz binlerin katılımı ve Öcalan’ın Newroz mesajıyla zirve yapan Newroz etkinlikleri; sadece yüz binlerin, milyonların katıldığı bir tören, bir gösteri ötesinde Kürt halkının özgürlük mücadelesinin ete kemiğe bürünmüş hali olarak biçimlenmektedir.
Bu yüzden 2015 Newroz’u, “Çözüm Süreci”ni Kürtler arasında, Kürt siyasi güçleri arasında bölünmeye yol açacak bir süreç olarak yönlendirmek için olmadık manevralar yapan Hükümetin girişimlerinin karşısına, kafasını çarpacağı (çarptığı) granitten bir duvar olarak çıkmıştır.
Nitekim cuma günü Ukrayna’ya giderken Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da Atatürk Havalimanında, “İzleme Heyeti oluşturulması” girişimleriyle ilgili soru üzerine yaptığı açıklamada, “Bu olaya ben olumlu bakmıyorum. Doğru şeyler değil. Gazetelerde gördüm olumlu bakmıyorum. Bu işler istihbarat teşkilatlarıyla yürür. Birilerini tatmin için bu işler yapılamaz. Bu işin yönetimi Hükümette ise başlattığı işi devam ettirmelidir” diyerek, çözüm süreciyle ilgili olarak Hükümetin son günlerde yürüttüğü bütün girişimlere karşı olduğunu kamuoyu önünde ilan etti.
Son günlerde her vesileyle “Kürt sorunu yoktur” demeyi diline pelesenk eden Erdoğan, “Yakından izliyorum. Bu sürece biz gövdemizi koyduk” dediği çözüm sürecindeki son derece önemli gelişmeleri “Gazetelerden izliyorum” demesi elbette ilginçtir. Ama daha ilginci, dün Öcalan’ın Newroz mesajında da yer verilen “İzleme Heyeti”nin Kürt tarafı için “Çözüm süreci”ni sürdürmenin ön şartı olarak öne sürdüğünü ve bunun aylarca önce Hükümetle varılmış bir uzlaşma olduğunu bilmediğini iddia etmesidir.

HÜKÜMETİN ‘BÖL VE TASFİYE ET’ STRATEJİSİ KENDİNİ VURDU

Ancak Hükümet cenahında son günlerdeki gelişmelere bakıldığında, en azından MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın istifa edip milletvekili adayı olmasından başlayarak, süreçte, Cumhurbaşkanı ile Hükümetin arasında, (Hükümet  ve AKP içinde de Erdoğan’a “mutlak bağlı” olanlarla “bağlı” olmayanlar arasında) bir “ayrışma”nın yaşandığı anlaşılmaktadır.
Süreci; Öcalan’la Kandil, Demirtaş’la İmralı Heyeti, HDP ile Öcalan ve Kandil arasında ayrılık olduğu varsayımı üstünden Kürt güçlerini bölme, etkinliğini azaltma ve tasfiye etme stratejisi olarak sürdürmeyi amaçlayan Hükümet cenahının kendisinin “ayrışma” ve “bölünme” sürecine girdiğini ortaya çıktı. Ki, önümüzdeki günlerde bunun daha net işaretlerinin ortaya çıkması kaçınılmazdır. Çünkü sürecin ilerlemeden duramayacak bir dinamizme sahip olması ve güvencesini Kürt halkının özgürlük talebinde ısrarlı olması, Hükümetin ayak oyunlarıyla daha uzun süre vaziyeti idare etmesine olanak verememektedir.
Kısacası Erdoğan, Newroz itibariyle barış masasına tekme atmasa da masadan çekilmiş, masayı da provoke etmek üzere girişimler yapan bir mevziye döneceğini göstermiştir. Bu, bugün yapılabilecek en ihtiyatlı tespittir!

NEWROZ’UN GÖSTERDİĞİ

Newroz’da ise Kürt halkı, milyonluk kitlesellikle alanlara akarak, barış ve taleplerindeki ısrarını, kararlılığını ortaya koyarken, Öcalan da süreci ilerletme, barış için daha büyük umutlar vadeden bir mesajla barış ve çözüm hedeflerini yenilemiştir. Yani Kürt tarafı; “Barış ve çözüm süreci”ndeki asıl aktörün kendisi olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Newroz günlerindeki bu tablo bile, Türk ulusalcılarının ve AKP’ye umut bağlamada ısrarlı liberallerin nasıl bir yanılgı içinde olduklarını göstermiştir. Bunlardan çok daha önemli olarak bu tablo; ulusalcı kara propagandanın etkisindeki Türk kökenli halk kesimleri açısından da olup bitenleri anlamaları için ibretlik görüntüleri sergilemiştir. “Sürecin Erdoğan’ı başkan yapma süreci”, “AKP ile HDP’nin danışıklı dövüşü” olduğuna dair ulusalcı kara propagandanın nasıl uğursuz bir yalan makinesi üretimi olduğunu yine Newroz günlerinde açıkça görmüş bulunuyoruz. Öcalan’ın mesajı da yalan propaganda merkezine dönüşen ulusalcı çevrelerin “Kürtleri birbirine düşürme” umutlarını boşa çıkarmıştır.

NEWROZ’UN KOYDUĞU İLK GÖREV: BARAJI YIKIN!

Newroz gösterileri bugün İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerde coşkulu gösterilerle sona erecek. Newroz’un birleştirdiği kitleler ve onların talepleri mücadelesi uğruna verilen mücadele düne göre çok daha berrak ama düne göre daha güçlü olmayı gerektiren bir zeminde yürüyecektir.
Önümüz, 1 Mayıs ve arkasında da genel seçim olduğuna göre, Newroz’daki birliği 1 Mayıs’la büyüterek, işçi sınıfı ve emekçi sınıflar içine yayarak, seçime taşımak; demokratik ve laik Türkiye için, egemenlerin Meclisi ezilenlere kapatmasının en somut sembolü oldan “barajı yıkmak” için; Kürt Türk, Alevi, Sünni, işçi, kamu emekçisi, küçük üretici, kent ve kırın yoksulları, kadın, genç tüm ezilenleri egemenler ve partileri karşısında birleştirmek için daha büyük bir enerjiyle çalışmak, barış ve özgürlük için umudu ve gücü büyütmek... Newroz’un en önemli mesajı ve atılacak ilk adım budur.
Newroz kutlu olsun!
Newroz pîroz bê!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa