Beyaz Oscar’ın Diriliş’i
Fotoğraf: Envato
Amerikan sinemasının meşhur ödülleri Oscarların dağıtılması yaklaşırken, yönetmen Spike Lee’nin “Oscar çok beyaz” çıkışıyla bir tartışma başladı. İki yıldır bütün oyunculuk ödülü adaylarının beyazlardan oluşması nedeniyle Oscar’ı boykot edeceğini açıklayan Lee’nin ardından, bu etiketle birçok paylaşım yapıldı ve özellikle siyah oyuncu ve sinemacılardan boykota destek geldi. Mesele Oscar adaylarının ve ödüllerinin belirlenmesinden çok, yapılan film üretimiyle ilgiliydi aslında, Oscar sadece bunun görünür yüzüydü. Birkaç yıldır, siyah kahramanların hikayelerini anlatan, ırkçılık karşıtı filmler Oscarlarda öne çıkar olmuştu. Obama’nın ilk dönemine özgü bir rahatlamanın ürünleriydi bunlar. 12 Yıllık Esaret gibi ödül alan filmlerde de beyazlar kurtarıcıydı zaten. Şimdi yapılan itiraz, siyahların görünür olduğu bu mevziden geri adım atmamak niyetinden kaynaklanıyor. Oysa Hollywood sineması, ne kadar liberal, özgürlükçü, demokrat çıkışları olsa da, ırkçılığıyla bilinir.
Bu yıl, en çok dalda aday olan filmlerden biri Diriliş’in (The Revenant) türü olan western, yerli soykırımının inkarı üstüne kurulu, Amerika kıtasının beyazlaştırılmasını meşrulaştıran filmlerin ait olduğu bir türdür. Meksikalı yönetmeni Iñárritu, filminde bu ezberin dışına çıkmayı denememiş: yerliler mağdur ve saldırgan, kahraman tabii ki beyaz adam.
Vahşi doğanın içindeki adamlar, kürkleri için hayvanları öldüren avcılardır. Önce yerlilerin saldırısına uğrarlar. Hiç suçları yoktur. Saldırı, onların arazilerinde avlandıkları, topraklarını gasp ettikleri için falan asla değil, kızını arayan şefin yanlış anlamasından kaynaklanır. İki taraftan da onlarca adam ölür. Avcılar dönmeye karar verir ancak rehberleri Hugh Glass bir ayının saldırısına uğrar. Tabii ki hiç suçu yoktur. Glass fena hırpalanır, yaşayacağına kimse inanmaz. Glass’ın görünüşüyle de yerli olan bir oğlu vardır. Diğerlerine yük olduğu için, onunla oğluyla birlikte iki kişinin daha kalmasına, ölünce de gömmesine karar verirler. Kalanların başındaki Fitzgerald zalim bir adam olduğu için Glass’ın oğlunu öldürür, Glass’ı da öldü diye bırakıp döner. İntikam almak isteyen esas oğlan ölmez, dirilir. Yola düşer, bir yandan iyileşmeye çalışırken bir yandan uzun bir mesafeyi kat eder. Bu arada, şefin kızını da Fransızların elinden kurtarır. İsminden ve olayların gidişinden bekleneceği gibi, iki buçuk saatin sonunda intikamını alacaktır.
İki buçuk saatlik süresinin önemli kısmı, doğaya karşı verilen bir hayatta kalma mücadelesini anlatırken, film seyircisini içgüdüsel düzeyde bir özdeşleşmeye çağırıyor. Gerçekte saldırgan olan beyaz adam, burada da mağdur. Yani hem ırksal, hem türsel olarak “zalim”in yanında bir film Diriliş, bunu etkileyici görüntüler ve abartılı oyunculuklarla süslüyor.
Filmin senaryosu bir kitap uyarlaması, kitap da Hugh Glass’ın yaşanmış hikayesini esas alıyor. Aynı hikaye, bizde Vahşi Adam (Man in the Wilderness) adıyla bilinen 1971 yapımı Richard Sarafian filminde anlatılmış, kahramanı Richard Harris oynamıştı. DiCaprio’nun karakterine intikam ve yerlilerin kurtarıcısı rolü sonradan eklenmiş. İsmine de daha dini bir hava katarak, filmi değil kitabı esas almış. Meşhur sahnedeki ayıyı eski usul, kostüm giymiş bir dublör canlandırmış. Yerlilerin topraklarını işgal eden ve ihtiyaç için değil, piyasa için o topraklarda yaşayan hayvanları katleden beyazları temize çekmenin bir aracı olarak da, ne kadar vahşi bir ortamda hayatta kalmaya çalıştıklarını vurgulamış.
Iñárritu, ilk filmi Paramparça Aşklar Köpekler ve ondan sonraki filmlerinde sürdürdüğü kesişen hayatlar hikayelerinin fikrini Yılmaz Güney’in Yol’undan aldığını söyler. Karlı dağlarda hayatta kalmak için ölmüş atın içinde ısınmak da Yol’a gönderme olabilir ama Diriliş o etkiden uzaklaştığı, ideolojik olarak Amerikan sinemasına fena halde teslim olduğu filmi. Belli ki barutu tükenmiş, Amerikan sinemasının kısa sürede siyah kahramanları terk ettiği yıla uygun düşmüş.
- Androidler üç boyutta ne düşler? 06 Ekim 2017 01:00
- Yedi kişilik oyun 01 Eylül 2017 01:00
- Erkeklere gününü gösteren pehlivan 18 Ağustos 2017 01:02
- Etkili ama bilinmeyen bilim kurgu 28 Temmuz 2017 00:15
- Zombilere karşı iki tutum 21 Temmuz 2017 01:00
- Maymun nasıl maymun oldu? 14 Temmuz 2017 00:15
- Sürüden ayrılanı kamera kapar 07 Temmuz 2017 01:33
- Ey ruh, sen kimsin? 30 Haziran 2017 00:52
- Karanlık Çağ’da vampirlere karşı 08 Haziran 2017 23:52
- Genç Karl Marx: Bir başlangıç 19 Mayıs 2017 01:00
- Kaygı'yla gerçeği hatırlamak 12 Mayıs 2017 00:30
- Beyazlar Afrika'da neler çekmiş 05 Mayıs 2017 00:59