27 Nisan 2024 06:01

‘Acı ilacı içmeyeceğiz’, ‘kemerleri sıkmayacağız; ‘hodri meydan’ demek için alanlara!

İzmir 1 mayıs

İzmir | Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel

Paylaş

İşçi sınıfı dünyanın pek çok ülkesinde, İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü olan 1 Mayıs’a hazırlanıyor.

Uluslararası Marksist-Leninist Parti ve Örgütleri Konferansı (CİPOML) dün gazetemizde de yayımlanan 1 Mayıs’la ilgili Bütün ülkelerden işçiler, emekçiler, gençler...”e yaptığı çağrıda; 2023 1 Mayıs’ından beri geçen 1 yıl içinde ABD, İngiltere, Fransa'da Belçika, Almanya, Latin Amerika ve Türkiye’deki işçilerin, gençlerin, çiftçilerin grev  ve çeşitli türden direnişlerine dikkat çektikten sonra CIPOML, şu saptamaları yapıyor:

“Esnek çalışma artırılır, sömürü yoğunlaşır, çalışma koşulları kötüleştirilir, özellikle bağımlı ülkelerde iş cinayetleri çoğalırken, kapitalistler ücretleri artırmaya yanaşmıyor. Kapitalistlere teşvikler ve vergi indirimleriyle milyarlar aktaran hükümetler ücret artışlarına karşı çıkıyor. Tek bildikleri sıkı para politikası izlemek, kemer sıkarak düşük ücret dayatmak… Ama iş silahlanmaya gelince kesenin ağzını açıyor. Savaş bütçelerini artırıyorlar… Milyonlarca emekçi göç yollarına düşüyor. İsrail, Ortadoğu'da Filistin halkına karşı acımasız bir saldırı sürdürüyor….

Elbette CİPOML sadece saptamalar yapmakla da kalmıyor; Bizlere ise, makinelerin birer parçası olmaktan ve sömürüden kurtulmak, özgürlüklerimizi kazanmak için birleşip mücadele etmek düşüyor. Zincirlerimizden başka kaybedecek şeyimiz yok! Kazanacağımızsa koca bir dünya var!” çağrısı yapıyor.

CİPOML’nin çağrısına bakınca ilk akla gelen “Dünya işçilerinin ne çok ortak sorunu ve talebi varmış” oluyor.

Ama zaten böyle olduğu için 1 Mayıs dünyanın bütün işçilerini ortak mücadele günü değil mi?

Zaten bunun için ülkemizde Emek Partisinin de üyesi oluğu CiPOML dünyanın işçi sınıfı partinin örgütlerinin uluslararası örgütü değil mi?

YEREL KUTLAMARDAN ALANLARA!

1 Mayıs’ın özgünlüğü de zaten hem işçi sınıfını uluslararası ortak taleplerinin hem de her ülkedeki özgün taleplerinin etrafında sınıfı birleştirilmesidir.

Nitekim ülkemizde 1 Mayıs kutlamaları uzunca bir zamandan beri bir ya da birkaç merkezde değil ülke sathında illerde, ilçelerde, emekçi semtlerinde, mümkün olan her işletmede, 1 Mayıs’ın içinde bulunduğu haftaya yayılan etkinlik olarak kutlanıyor. Örneğin bu yıl İstanbul’da Emek Partisinin İstanbul İl Örgütü, 13 ilçede 26-29 Nisan günleri arasında yapılacak yerel kutlamalarla hazırlanmaktadır. Elbette her yerel kutlama aynı zamanda her ilçedeki emekçi semtlerinde, sanayi havzalarında, iş yerlerinde de irili ufaklı yerel etkinliklerin örgütlenmesi olarak anlamlanmaktadır.

Aynı zamanda bu yerel kutlamalar etrafındaki çalışma 1 Mayıs alanlarına daha önce gitmemiş, yeni işçi-emekçi kesimlerin kendi talepleriyle alanlara çıkmasının ve kutlamaların 1 Mayıs’ın anlam ve önemine daha uygun kutlanmasına dayanak olmaktadır.

1 Mayıs kutlamaları tarihsel olarak sendikalar tarafından kutlanagelmiştir. Ancak sendikal bürokrasi tarafından yönetimleri gasbedildiği ülkelerde sendikalar, 1 Mayıs’ı ellerinden geldiği ölçüde kutlamaları “resmi geçit”e, “yasak savma”ya dönüştürmektedir. Nitekim gazetemizin 25 Nisan 2024 tarihli sayısının “12 bin işçi var bir sendikacı yok!” olarak belirlenen manşeti İstanbul’un en eski sanayi sitelerinden birisi olan İMES’teki işçilerin söylediklerinden manşete çekilmiştir. Çünkü, 1 Mayıs‘a bir hafta kala bile bu siteye işçileri 1 Mayıs’a çağırmak için bile tek bir sendikacı uğramamıştır!

Buna karşı sendikacılar “Bizim o sitede örgütlü olduğumuz iş yeri yok” diye yanıt verebilirler. Ama haklı olmazlar. Çünkü sendikalar sadece üyelerinin haklarını savunan meslek örgütleri değil birer sınıf örgütleri olarak, üyesi olsun olmasın tüm işçilerin, tüm sınıfın haklarını savunup onları kapitalist sömürüye karşı mücadeleye çekmenin örgütleri olarak 1 Mayıs’a tüm işçilerin, emekçilerin katılması için ellerindeki her imkanı kullanmakla yükümlüdürler.

BİRİKMİŞ SORUNLAR TALEP OLARAK ALANLARA YANSIYACAK

Gazetemiz yaklaşık bir aydan beri 1 Mayıs’ta hangi taleplerin, hangi sloganların öne çıkarılması gerektiğini tartıştırıyor.

Bu tartımalar içinde; halkın başlıca tüketim mallarına zam yapılmaması, emekliler ve asgari ücretli işçilerin maaş ve ücretlerinin onların insanca yaşayacağı bir düzeye çıkarılması, işten atmaların yasaklanması adil bir vergi düzeni için gerekli yasal düzenlemenin yapılması, iş cinayetlerinin önlenmesi için işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin titizlikle uygulanması, sendikalaşma mücadelesinin önündeki engellerin kaldırılması, bu amaçla iş kolu barajının sıfırlanması ve iş yerinde yetkili sendikanın referandumla belirlenmesi, bir afete dönüşmeye başlayan barınma sorununun çözülmesi, “Okullarda öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek” talepleri 2024 1 Mayıs’ının öne çıkarılacak talepleri olacaktır.

“İsrail’in Filistinlilere karşı yürüttüğü soykırıma, Ukrayna-Rusya arasındaki savaşa hayır demek, savaşa, silahlanmaya, militarizme  karşı açıkça tutum almayı, Kürt sorununun barışçı ve demokratik çözümü, “Göçmen sorunu”nun işçi sınıfı enternasyonalizmi esas alınarak çözülmesi, 1 Mayıs etkinliklerinde ve alanlarda barış haykırılması, ülke içinde ve bölgede geçek bir barış mücadelesinin de ancak işçi enternasyonalizmi doğrultusunda yapılacak girişimlerle mümkün olabileceğinin haykırılması son yıllarda her yıl daha da önem kazanmaktadır.

İKTİDARIN YENİ SALDIRISINA KARŞI ALANLARDAN YANIT VERME ZAMANI

Tek adam yönetiminin ekonominin sorularını çözmek için Mehmet Şimşek’in başına getirildiği, asası da işçi sınıfının başlıca kazanılmış haklarını gasbetmeyi amaçlayan saldırısına tutum ortaya koyma 2024 1 Mayıs’ının en özgün yanını oluşturmaktadır. Bunu da;

Ücret ve maaşların TÜİK’in beklenen enflasyonuna endekslenmesi,Esnek çalışmanın yasal olarak güvenceye alınması,Tamamlayıcı emeklilik sisteminin yenilenerek kıdem tazminatı fonunun ortadan kaldırılması için öldürücü bir adım atılması,Verginin tabana yayılması için gerekli düzenlemelerin yapılması; yani emekçilerden alınan doğrudan ve dolaylı vergilerin artırılması, kurumlar vergisini artırmamayı, rant, faiz ve kâr gelirlerinden vergilerin daha düşürülmesini, servet vergisinden hiç söz edilmemede ısrar edilen bir işçinin, emekçinin haklarına saldırı programıdır. Ki böyle bir program, 24 Ocak 1980 kararlarından beri sermayenin hayallerini süsleyen bir programdır.

İktidar bu programı hayata geçirmek için önümüzdeki günlerde hayata geçirmek için tüm hazırlıklarını tamlamıştır.  

Dolayısıyla 2024 1 Mayıs’ı; ülkemiz açısından bu “acı ilaç”, “kemer sıkma” programı olarak adlandırılan saldırı programına karşı emek cephesinin alanlardan “Acı ilacı içmeyeceğiz”, “Kemer sıkmayacağız”, “Kemerlerini rant, faiz ve kârdan beslenenler sıksın”, “aksi halde Hodri meydan” demenin 1 Mayıs’ı olduğu ölçüde anlam ve önemine yaraşır biçimde kutlanmış olacaktır!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...