Başörtülerini çıkaran kadınların hikayesi: Yalnız yürümeyeceksin
Yalnız Yürümeyeceksin Platformu, kadınların aile ve çevreden gelen baskılara rağmen başörtülerini çıkarma hikâyelerinin yer aldığı bir platform.
Fotoğraf: Pixabay
Buse VURDU
Ankara
“Arkadaşlarımızla, küçük kardeşlerimizi 2 mahalle ötedeki parkta oynatmak için çıkarken aniden önümüze bir tülbent atıldı ve ‘Bundan sonra kapalı gezeceksiniz’ dendi.”
“Hem başörtülü hem eşcinsel bir kadın olmak çok ağırdı. Gerçek kimliğimi herkesten saklıyordum. Eşcinsel oluşumu, başörtümü bilenlerden; başörtümü de eşcinsel çevremden...”
“Ben de istediğim gibi, nasıl mutlu hissediyorsam öyle giyinmek, saçlarımı savurmak, boyamak, şekil vermek istiyorum. Sadece özgür olmak istiyorum.”
“Yıllarca tek tel saçım gözükse bilmem kaç sene cehennemde yanacağımı işittim. Oysa rüzgar saçlarımı ilk uçuşturduğunda, tenime ilk dokunduğunda kalbimin derinliklerine de dokunmuştu. Bana yalnız olmadığımı, güçlü olduğumu, özgür olduğumu o an gerçekten hissettirmişti.”
Yalnız Yürümeyeceksin Platformu, hayatlarının herhangi bir döneminde başörtüsü takmış ve başörtüsü baskısını türlü şekillerde yaşamış kadınların, aile ve çevreden gelen baskılara rağmen başörtülerini çıkarma hikâyelerinin yer aldığı ve benzer durumdaki kadınların birbirlerinin hikâyelerinden haberdar olmalarını hedefleyen bir sosyal medya platformu. Çoğu 20’li yaşlarındaki kadınların hikâyelerinin yer aldığı platformun web sitesinde, şu ana kadar 30’un üzerinde mektup paylaşılmış durumda. Eşinin ailesinden baskı gören kadınlardan çocuk yaşta zorla başörtüsü taktırılanlara, eşcinsel ve başörtülü bir kadının yaşadıklarından arkadaş grubundan dışlananlara kadar birçok hikâyeyle karşılaştığımız platformun editörleriyle platformun oluşum sürecini ve hedeflerini konuştuk.
Güvenlik nedeniyle isimlerini vermediğimiz editörler, platformun ortaya çıkış sürecini şöyle anlatıyor: “Platformun hikâyesi sadece platformun oluştuğu zamandan ibaret değil aslında. Bir araya gelmiş kadınların ve bu hikâyenin başlamasını sağlayanların hepsinin bireysel yaşamları bu hikâyeye içkin diyebiliriz. Daha spesifik olarak bahsedersek, bizler sosyal medya üzerinden feminizm ve kritiği, ifade özgürlüğü, liberteryenizm, din konularında fikir paylaşan ve etkileşimde bulunan ve bu konular çerçevesinde birbiriyle iletişim halinde olan kadınlarız. 8-10 kişilik fikir ve etkileşim grubumuzda, hayatında başörtüsü giyme konusunda zorluklar yaşamış bir arkadaşın bu tarz bir dayanışma ağı fikrini ortaya atması, benzer tecrübeleri olanların hikâyelerinden bahsetmesi, diğerlerimizin de kendi becerilerince destek vermesiyle ortaya çıkmış bir platformuz...”
‘KADINLARA YALNIZ OLMADIKLARINI GÖSTERMEK İSTEDİK’
Platformu kurarken kültürel ve ailevi baskı altında kendilerinden başka açılacak kimse bulamayan kadınların, kendi hikâyeleri gibi birçok hikâye olduğunu görmelerini hedeflediklerini söyleyen platform editörleri, kadınlara “yalnız olmadıklarını” göstermek istediklerini ifade ediyor. Yükselen muhafazakâr ve İslami kültürel etkinin, artan imam hatipleşmenin bu tarz hikâyeleri de arttırdığını ancak kendilerinin henüz yeterli bir çevreye ulaşamadıklarını düşünüyorlar.
Başörtüsü ve tesettür konusunda yaşanan sorunların konuşulmayan, dile getirilmesi çeşitli sebep ve politikalarca ötelenmiş bir konu olduğuna da dikkat çekiyorlar.
‘DAYANIŞMANIN ÖNEMİNİ GÖSTERDİ’
Platforma gelen hikâyeleri okurken en çok da uzaktaki, tanımadığın bir kadınla dertleşme ve onu anlayabilme hissi oluştuğunu dile getiren editörler, ortak sorunların fark edilmesinin, dayanışma ve mücadelenin önemini gösterdiğini ifade ediyorlar. Bu süreçte Türkiye’deki politik ortamın etkisiyle birçok olumsuz tepkiyle de karşılaştıklarını anlatıyorlar: “İslam düşmanı olmaktan bir ‘proje’ ürünü olmaya, ‘liboşluk’tan gizli Sorosçu olmaya türlü yaklaşımlarla çok çeşitli çevrelerce dışlandığımızı da hissettik. Halbuki, bizzat kadın iradesiyle, bizzat kadın iradesi ve özgürlüğü için başlamış bir dayanışma platformundan öte değiliz.”
Siteye http://www.yalnizyurumeyeceksin.com adresinden ulaşabilirsiniz.
‘BAŞÖRTÜSÜ YASAKLARINI DA DESTEKLEMİYORUZ’
Platform içerisinde politik olarak aynı yerlere denk düşmemelerine rağmen “özgürlük” konusunda hemfikir olduklarını belirten editörler, “Eskilerin başörtüsü yasaklarını desteklemediğimizi de belirtiyoruz. Devletten ya da sistematik olarak herhangi bir yerden gelen kadına yönelik giyim kodları meselelerinde, kadının iradesi ve özgürlüğü tarafındayız. 11 yaşında Kur’an kursuna gitmiş ve ‘Başörtüsünün irade olduğuna inandırıldım’ diyen kadınların seslerini duyurmak için platform açmış olmamız, başörtüsü yasaklarını destekliyor olduğumuz anlamına kesinlikle gelmiyor. Bu konuda tepkiler genelde bu yönde geliyor, sanki ilkini yapıyor olmamız ikinciyi destekliyor olmamız demekmiş gibi... Ya da platform hikâyelerine ‘Zorla başörtüsü çıkarılanları neden yazmıyorsunuz, demek ki bu uygulamaya karşı değilsiniz’ tepkileri geliyor. Hayır, zorla başörtüsü çıkarılması politikalarına da karşıyız. Ama ‘İkisinden de bahsetsenize’ tutumunu da yine gördüğümüz baskıların bir başka biçimi olduğunu düşünüyoruz.”
‘ÖZGÜRLÜĞÜNÜZE KASTEDENLERİ FARK EDİN’
Toplumun birçok açıdan kutuplaştığı, başörtülü-başörtüsüz ayrımının da sık sık körüklenmeye çalışıldığı bu toplumsal koşullarda Yalnız Yürümeyeceksin Platformunun kadınlara bir de çağrısı var:
“Kim olursanız, hangi şartlarda yaşarsanız yaşayın, özgürlüğünüze ve iradenize kastedenleri, zorlu düşünsel yolları geçmeniz gerekse de fark edin. Yüzyıllar boyu ikinci plana atılan kadın iradesi ve bunun üzerine kurulan kültürün aniden yıkılmadığını bilin ve bu kültürün etkilerinden kurtulmaya çalışın. Dine sarılmalı ya da dini terk etmeli, nasıl belirlerseniz belirleyin hayatınız kendi iradeniz ve özgürlüğünüz etrafınca kurulsun. Bunu yaparken de yalnız yürümeyeceğinizi, dayanışmanın uzak olmadığını görebilin.”