19 Aralık 2014 01:00

‘Gerçek sorumlular hâlâ yargılanmadı’

19 Aralık Cezaevi Katliamının Bayrampaşa Cezaevindeki tanıklarından Mehmet Güvel, 14 yıl geçmesine rağmen hâlâ operasyon kararını alanların ve bu kararı onaylayanların yargı önüne çıkartılmadığını söyledi.

Paylaş

Eda YILDIRIM
İstanbul

19 Aralık 2000 tarihinde, Hayata Dönüş ya da  diğer adıyla Tufan operasyonu adıyla tüm dünyanın gözü önünde Türkiye genelinde 20 cezaevine eş zamanlı operasyon düzenlenerek bir katliama imza atıldı. 
Operasyonun hedefinde F Tipi cezaevi projesine ve cezaevindeki baskılara karşı ölüm orucuna giren tutuklu ve hükümlüler bulunuyordu. Dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün, “Hayatı kurtarma operasyonudur” diye savunduğu operasyonda 2’si asker 30’u tutuklu olmak üzere 32 kişi yaşamını yitirdi. Evrensel'e konuşan katliamın tanıklarından Mehmet Güvel 19 Aralık Katliamının bugün cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri, baskı, işkence, taciz ve keyfi uygulamaların habercisi olduğuna dikkat çekti. 

‘YANIMDAKİ ARKADAŞLAR VURULDU’
Güvel 19 Aralık Katliamını  Bayrampaşa Cezaevinde yaşadı. 27 yıldır Tutuklu Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği bünyesinde mücadele yürütüyor.  Operasyon hazırlıklarının katliamdan bir yıl önce başladığını ifade eden Güvel, “Hapishanelerin plan programlarını çıkartmışlar. Hangi silahla saldıracaklarını, nereden saldıracaklarını hesaplamışlar. Bazen cezaevine bazı kişiler geliyordu. Çatılara çıkıp bir şeylerle uğraşıyorlardı. ‘Ne yapıyorsunuz’ diye sorduğumuzda, ‘Çatı tamiratı yapıyoruz’ diyorlardı” dedi. Güvel, 19 Aralık gecesini ise şöyle anlattı: “Biz böyle bir saldırı beklediğimiz için koridorda hep bir nöbetçi bırakıyorduk. O günde nöbetçi olan yoldaşımız koğuşa gelerek operasyon başlatıldığını söyledi. Zaten hemen ardından silahlar ve gaz bombaları gelmeye başladı. Operasyonu duyuran arkadaşımız bacağından vuruldu. Sürekli ateş ediyorlardı. Gaz bombası atıyorlardı. Yanı başımda birçok arkadaşım yoldaşım vurularak yaşamını yitirdi. Gaz bombalarından boğulur hale geldik. Yatakhanede bulunan  pencerelerin altından sürünerek, alt kattaki yemekhane bölümüne geçtik. Burada kurşunlardan korunabilmek için masaları kullandık” Güvel cezaevinden  dışarıya çıkartıldıklarında ise darbedilerek ring araçlarına konulduklarını ve F tipi Cezaevlerine götürüldüklerini ifade ederek, “İşkence daha girişte başladı. Çıplak aramayı dayattılar. Karşı çıkınca darbettiler” dedi. 
Operasyonun esas amacının cezaevindeki örgütlülüğü bitirmek olduğunu vurgulayan Güveli,  “Başaramadılar. Ne düşüncelerimizden ne de örgütlülüğümüzden vazgeçmedik. Direndikçe daha da güçlendik. Ancak cezaevlerindeki tecrit, baskı ve keyfi uygulamalar bugün hâlâ devam ediyor” diye devam etti.

‘DEVLETİN ADALETİNE GÜVENMİYORUZ’
19 Aralık Katliamı’na ilişkin yıllardır devam eden davalara Güvel’in tepkisi büyük. “Gerçek bir yargılama yapılmıyor” diyen Güvel,  Dönemin Başbakanının, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ve Genelkurmay Başkanının aklandığını sorumluluğun sadece alt düzeydeki er ve erbaşların üzerine atıldığını kaydeden Güvel, “Biz devletin adaletine güvenmiyoruz. Bu yüzden gerçek sorumlular halkın gözü önünde bir gün mahkum olacak” dedi. Güvel, gerçek adaletin  tüm emek ve demokrasiden yana kesimlerin ortak mücadelesiyle sağlanacağını vurguladı. 

F TİPİ MODEL HIZLA HAYATA GEÇİRİLDİ
‘Hayata dönüş’ ya da resmi adıyla Tufan operasyonu Türkiye tarihine unutulmayacak bir kara leke olarak geçti. Bu operasyonda cezaevlerinin duvarları yakıldı, koğuşlardan çıkmak isteyen tutukluların üzerine kapılar kilitlendi, ateş edildi ve öldürücü dozda kimyasal gaz kullanıldı. Siyasi tutuklu ve hükümlüleri ağır tecrit koşullarına mahkum eden, kendi sesine bile yabancılaştıran ses yalıtımı, fiziki işkence amaçlı hazırlanmış tümüyle süngerle kaplı hücreleri içeren F Tipi cezaevi modeli 19 Aralık katliamının hemen ardından hızla hayata geçirildi.

MAĞDURLAR SANIK OLDU
19 ARALIK’ın ardından katliamdan kurtulanlar bu kez “Kendi arkadaşlarını öldürme”, “Devlet malına zarar verme”, “isyan” gibi iddialarla sanık koltuğuna oturtuldu. Katliamın faillerine ilişkin ise Anadolu Adliyesi 5. Ağır Ceza Mahkemesinde çoğu er olan 260 sanıklı dava ve yine 39 er ve rütbeli askerin “Kasten adam öldürme” suçundan Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı dava olmak üzere iki dava yürütülüyor. Her iki davada yıllardır devam etmesine rağmen hâlâ bir sonuç alınmış değil.

ÖNCEKİ HABER

Birbirimize destek olmazsak mutlu olamayız!*

SONRAKİ HABER

Coğrafyayı yeniden şekillendiren sonuçlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa