19 Aralık 2014 03:25

Hablemitoğlu'nun eşi: Çözmüyorlar bari dillerine dolamasınlar

Dün, 2002 yılında evinin önünde faili meçhul cinayete kurban giden Dr. Necip Hablemitoğlu’nun öldürülüşünün 12. yıl dönümüydü. Eşi Şengül Hablemitoğlu, bugünlerde Cemaate yönelik operasyonlar sürecinde tekrar gündeme getirilen suikastla ilgili “Canı evlerinin kapısı önünde alınanlara bile ayrı ayrı ve beraber çamur/iftira attınız” diyerek, hem AKP hem de Cemaate yönelik öfkesini de gizlemiyor.

Paylaş

Özer AKDEMİR
İzmir

Dün, 2002 yılında evinin önünde faili meçhul cinayete kurban giden Dr. Necip Hablemitoğlu’nun öldürülüşünün 12. yıl dönümüydü. 12 yıldır, hemen her sene birkaç kez gündeme getirilen suikast haberleriyle yarası yeniden tazelenen eşi Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu “Çözmek istemiyorlarsa bari öyle dursun. Ama dillerine dolamasınlar artık” diyor. Şengül Hablemitoğlu, bugünlerde Cemaate yönelik operasyonlar sürecinde tekrar gündeme getirilen suikastla ilgili “Canı evlerinin kapısı önünde alınanlara bile ayrı ayrı ve beraber çamur/iftira attınız” diyerek, hem AKP hem de Cemaate yönelik öfkesini de gizlemiyor.  

12 YILDIR ÇÖZÜLMÜYOR
Hablemitoğlu’nun öldürülüş yıl dönümüne denk gelen günlerde başlayan Cemaat operasyonları ile ilgili Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Eğitimden, hizmetten, himmetten bahseden yapının birtakım kirli cinayetlere, burası çok önemli, faili meçhul cinayetlere dahi bulaştığını işte lerde görüyoruz” dedi. Akıllara hemen yine Hablemitoğlu suikastının gelmesi normaldi, çünkü suikast AKP Hükümetinin iş başına gelişinden 2 ay sonra işlenmiş, bugüne kadar da faili meçhul kalmıştı. 
Hablemitoğlu’nun öldürülmeden önce üzerinde çalıştığı iki konu vardı; birisi Alman Vakıflarının Bergama’daki altın madenine karşı mücadelenin ardındaki güç olduğunu ileri süren kitabı, diğeri Fethullah Gülen’e ve Cemaatine yönelik iddiaları. Her iki iddia da o zamanlar DGM tarafından dava konusu edilmişti. Her iki iddianamenin savcısı da Nuh Mete Yüksel’di. Zamanın ünlü savcısı daha sonraki yazdığı “Nuh’un Gemisi” adlı kitapta Gülen Cemaatinin bir seks kaseti komplosu sonucu görevinden alındığını ve dosyanın da kapatıldığını ileri sürdü.

KUYUDAKİ TAŞ
Hablemitoğlu ile “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” kitabı hakkında konuşmak için öldürülmeden bir süre önce telefonla konuşmuş, ancak yüz yüze görüşmeye fırsat bulamamıştım. Suikastten yıllar sonra 2011 yılında Evrensel Basım Yayın’da çıkan “Kuyudaki Taş, Alman Vakıfları ve Bergama Gerçeği” adlı kitapta, Hablemitoğlu’nun kitabındaki tezlerin kaynağının sahte bilgi, belge ve kişilere dayandığını belgeleri ile ortaya koymuştum. Kitapta ayrıca Hablemitoğlu’yu ölüme götüren süreçle bu kitap ve diğer bağlantıları arasındaki iz de sürülmüştü. Sonuçta suikastın uluslararası uzantıları olan derin devlet, bunlarla bağlantılı Cemaat ve altın madencileri iş birliğinde tezgahlandığı tezini ortaya atmıştım. 

O GÜNLER GELDİ Mİ?
Aradan yıllar geçtikten sonra konu her gündeme geldiğinde bu tezi tekrar hatırlattık. AKP’nin bu suikastı çözmek istemediği, çünkü çözülünce kendi sorumluluğunun da ortaya çıkacağına vurgu yapıyorduk. Hatta en son 11 Ağustos 2014 tarihinde Evrensel’de çıkan “Hablemitoğlu dosyası neden gündeme geldi?” başlıklı yazıda AKP ile Gülen Cemaati arasında bir süredir devam eden gerginliğin bu suikastın çözümüne yol açıp açamayacağını tartışarak, “Bu çözüm için belki de en elverişli ortamdan, siyasi atmosferden geçiliyor. Ama sorun şu; AKP suikasttaki suç ortaklığı algısını nasıl yok edecek?” demiştik. Sanırım o günlere biraz daha yaklaştık. Her an, bir süredir havuz medyasının “Raftan tekrar indirildi” diye yazdığı Hablemitoğlu suikastı ile ilgili bir açıklama gelebileceğini düşünüyorum.

SUİKAST NEDEN ÇÖZÜLMÜYOR?
Dün Hablemitoğlu’nun öldürülüşünün 12. yıl dönümüydü. Ailesi ve sevenleri bir kez daha Ankara’daki mezarının başında buluştu. Hablemitoğlu suikastının çözümü ve arkasındaki güçlerin teşhiri Türkiye’de iç içe geçmiş derin devlet, Cemaat ilişkileri ve ardındaki dış güçler sarmalına bir ışık tutacaktır elbet. Ancak, eğer daha derinlere inilebilirse özellikle altın işletmeciliği lobisinin ve onunla birlikte hareket eden taşeron yerli sermaye odaklarının da bu suikastın altında kalacağına inanıyorum. Bu yüzden tüm bu saydıklarımın ardından, tam da bu sermaye odakları ve derin güçlerle içli dışlı ilişkiler içerisine giren bu iktidarın suikastı tam olarak aydınlatabileceğine hiç ama hiç inancım olmadığını da belirtmeliyim. 

‘BENİ DE ALMANLARIN YANINDA GÖSTERDİLER’
Necip Hablemitoğlu’nun eşi Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu suikastın çözümü konusunda dün olduğu gibi bugün de iyimser değil. Telefonla görüştüğümüz Şengül Hablemitoğlu, suikastla ilgili somut bir biçimde müdahil olmalarını sağlayacak bir gelişme ortaya çıkmadığını söyledi. Şengül Hablemitoğlu, Gezi eylemlerini desteklediği için iktidar tarafından kendisinin de Gezi ile Almanya arasında bağ kurulup, Almanların yanında gibi gösterilmek istendiğini söyledi. Hablemitoğlu, suikastla ilgili de “Ortada bir cinayet var, o konu konuşulmuyor, başka şey konuşuluyor. Ben buna üzülüyorum” dedi. Başbakan Erdoğan’ın 2004 yılında söylediği “Bu ülkede Hablemitoğlu suikastı örtbas edildi” sözlerine atıfta bulunan Hablemitoğlu, “O tarihten beri diyorum ki; bunu neye dayanarak söyledi Erdoğan. Bu tabii hiçbir zaman yanıtlanmadı.” Hablemitoğlu, suikastın yargı aşaması ile ilgili şu ana kadar kendilerine ve avukatlarına somut hiçbir bilgi, belge ulaştırılmadığını aktararak, “Çözmek istemiyorlarsa bari öyle dursun ama hani böyle diline de dolamasın kimse” diyor. 

ÖNCEKİ HABER

14 Aralık operasyonunda 12 kişi için karar saat 14'te açıklanacak

SONRAKİ HABER

Boğaziçi Köprüsü'nde intihar girişimi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa