Sağlık alanı oy için kullanılmamalı
Hastanelerin acil servislerinde yaşanan sorunlar bitmek bilmiyor. Bu sorunların çözülmesini isteyen sağlıkçıların çözüm için önemli bir uyarısı var: “Sağlık alanı oy için kullanılmamalı.”
DOSYA: Okmeydanı Hastanesi Acil Servisi
HAZIRLAYAN: Fırat Turgut
Hastanelerin acil servislerinde yaşanan sorunların acilen çözülmesini isteyen SES Şişli Şube Başkanı Fadime Kavak, “Sağlık alanı oy için kullanılmamalı” diyor.
Başta Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi olmak üzere acil servislerdeki sağlık çalışanları normal mesailerinden katbekat fazla çalıştırılıyor, halk nitelikli sağlık hizmeti alamıyor. Peki sağlıkta yaşanan böyle ciddi bir sorun nasıl çözülecek?
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şişli Şube Başkanı Fadime Kavak’la var olan durumu ve çıkış yolunu konuştuk. Kavak bizi 2003 yılına götürüyor. Sağlıkta dönüşüm programının uygulanmaya başlandığı yıla. AKP İktidarının “Her alanda olduğu gibi sağlık alanında da reform yapıyorum , vatandaşın yaşam kalitesini yükselteceğiz” diyerek sağlıkta dönüşüm programını hazırladığını hatırlatan Kavak, “Vatandaşa ‘istediğiniz hastaneye gidebileceksiniz, kuyruklar kalkacak, daha kolay muayene olacaksınız’ denildi. Evet hastanelerde kuyruklar oluşmadı ama evlerde randevu alamadığı için günlerce bekleyenlerin kuyrukları oluştu. Sağlık hizmeti almak için günlerce evinde bekleyen vatandaş acil olmasa da acile gelir duruma geldi. AKP Hükümetinin sağlık sisteminde başarı olarak bahsettiği durum hastanelere başvuran hasta sayısının artması oldu; kalitenin önemsenmediği, sayıların önemsendiği bir sağlık hizmetinin temelleri atıldı. Koruyucu sağlık hizmetleri sistemli bir şekilde yok edildi, abartılmış bir hastalık merakı yaratıldı ve bunun doğal sonucu olarak ilaca ve tedaviye bağlı bir toplum yaratıldı” diyor.
SANDALYE ÜZERİNDE TEDAVİ!
Kavak, kapatılan hastanelere de dikkat çekiyor: “Taksim İlkyardım Hastanesi, Şişli SSK gibi merkezi yerlerde ki devlet hastanelerinin kapatılması, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinin acil servisinin kapatılmış olması Okmeydanı Hastanesini ciddi şekilde etkiledi. Tüm bu hastanelere giden hastaların büyük bir kısmının da Okmeydanı Hastanesine geldiğini biliyoruz.” Bu yoğunluk içerisinde acil ortamında da sıkıntıların yaşandığını dile getiren Kavak, örneklerle açıklıyor: “Acil servis giriş kapısının döner kapı olması, otomatik olmadığı için sıkıntı çıkarıyor, çoğu zaman hastalar sedye ya da tekerlekli sandalye bulmakta sıkıntı yaşıyor. Hasta yoğunluğunun çok olması ama çalışan sayısının kısıtlı olması bazen uzun kuyrukların oluşmasına sebep oluyor. Acil servisin fiziki şartları yeterli değil, bazı uyarıcı tabelalar var fakat yeterli olmuyor, daha iyi bir yönlendirme olmalı. Hasta sayısının çok olması yine yatak sayısının kısıtlı olması da bazen sandalye ya da sedye üzerinde hastaların tedavi olmasına neden oluyor. Bu gibi eksiklikler sağlık emekçilerini hedef haline getiriyor.” Sağlık emekçilerine yönelik şiddette iktidarın söylemlerinin etkili olduğunu anlatan Kavak ‘beyaz kod’ uygulamasının da şiddeti çözmediğini vurguluyor: “Beyaz kod çıkarıldı ama tek yaptıkları sağlık çalışanının öfkesini bastırmak. Güvenlik amiri gelip olaya müdahale etmeye çalışıyor. Darp raporundan sonra hukuksal takibini yapıyorlar. Oradan çıkan sonuç da tatmin edici olmuyor.” Esnek çalışma saatlerinin, 32 saati bulan nöbetlerin sağlık emekçilerini yorduğunu söyleyen Kavak, şu şekilde çağrı yapıyor: “Oy için sağlık alanı kullanılmamalı”
AİLE HEKİMİNİN NÖBETİ ACİLE ÇÖZÜM DEĞİL
Acillerde yaşanan sıkıntıya çözüm bulamayan Sağlık Bakanlığı ikinci kez aile hekimlerine yöneldi. Aile hekimleri acillerde nöbet dayatmasına uymayınca Bakanlık yeni yıl itibariyle aile hekimlerinden, kendilerine kayıtlı olmayan acil hastalara bakmalarını istedi. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimleri Kolu Başkanı Fethi Bozçalı, acil sorununun bu şekilde çözülemeyeceğini söylüyor. Bozçalı, “Acilin aciliyetini Aile Sağlık Merkezlerinde (ASM) çözemezsiniz. Ekip olmadan hastaya müdahale can alır. Halk sağlığı açısından çok tehlikeli bir yaklaşım. İnsanlar ASM’lere ‘acil hizmeti alacağız’ diye gidecek. Örneğin kalp krizi ve bıçaklanma vakasında gerekli hizmeti alamayacak. Gerekli hizmeti alınmadığı için şiddet vakaları da artacak. Acil hizmetlerinin birinci basamakta verilmesini istemek halkın nitelikli sağlık hizmeti almasını engellemektir” diyor. Acillerdeki sorunların birinci basamaktaki sorunlarla bağlantılı olduğunu anlatan Bozçalı, “Koruyucu sağlık hizmeti yerlerde. Buna bir çözüm bulunması gerekiyor” dedi. Bozçalı, öte yandan uygulamayla sağlık emekçilerinden esnek çalışmaları istendiğini vurguladı. Bozçalı, “Uygulama haftalık 40 saat çalışma hakkını ortadan kaldırıyor. Sağlık politikası bu şekilde kimseye yaramaz” diyor.
SAĞLIK EMEKÇİSİNİN TALEPLERİ
Fadime Kavak hem sağlık emekçileri hem de halk sağlığı açısından başlıca taleplerini şöyle sıraladı:
* Koruyucu sağlık hizmetleri gerektiği gibi yapılmalı ve halkın sağlıklı yaşaması sağlanmalı.
* Acil servislere başvuran hastaların yarısından fazlasının polikliniklerden randevu alamayan hastalardan oluştuğu biniyor. Hastane ve poliklinik sayısı artırılmalı ve Acil servislerin üzerindeki yük hafifletilmeli.
* Mevcut hastanelerin acil servisleri fiziki olarak uygun değil. Fiziki düzenlemeler ivedilikle yapılmalı.
* Acile başvuran hasta sayısı göz önüne alınarak çalışan sayısı belirlenmeli.
* Acil çalışanlarının çalışma saatleri titizlikle hazırlanmalı; fazla mesai yaptırılmamalı.
* Acil çalışanlarının dinlenmesi için uygun ortam yaratılmalı (tuvalet, ellerini yıkayabilecekleri lavabolar vb.)
* Genelde tüm sağlık çalışanları, özelde de acilde çalışan sağlık emekçileri ağır çalışma koşullarında çalıştıkları için yıpranma payından yararlandırılmalı.