26 Aralık 2014 10:42

Bilimsel eğitim Kaf dağının ardında

Ya laboratuvarlara gitmemiz gereken derslerde gitmiyoruz ya da gittiğimizde sınıfta ne yapıyorsak orada da onu yapıyoruz. Deney tüpü olmuş olmamış değişen bir şey yok. Okulumuz fen lisesi olmasına rağmen bilimsel hiçbir uygulaması yok

Bilimsel eğitim Kaf dağının ardında

Çorlu Fen Lisesi öğrencileri

Yazımıza Çorlu Fen Lisesinden Türkiye’nin her yanında kendi geleceği için mücadele eden kardeşlerimize selam göndererek başlamak istiyoruz

Bugün toplumun geleceğinin yani gençlerin kafasında bir çok soru ve sorun var. Gençlik, bulmaca halini alan geleceğine dair ‘ne yapacağım ne edeceğim’ diye çözümler arıyor.

Eğitimi muhafazakarlaştırmaya, ele geçirmeye ve kontrol altında tutmaya çalışıyorlar. Namus kavramı üzerinden kadın öğrencilerin giydiği eteğin boyuna dahi karışıyorlar. Meslek liseli öğrencileri fabrikalarda sanayi sitelerinde ucuz iş gücü olarak kullanıyorlar.  
Bugün halkın paralarını çalıp saraylar yaptıranlar, çocuklarını en ihtişamlı şekilde yaşatırken bugün emeği ile geçinenler de çocuklarının nasıl okuyacağını kara kara düşünüp eğitim masrafını borçlanarak  zor çıkarmayı düşünüyor. 

Bizim de bu yazıyı yazma amacımız, Çorlu Fen Lisesi olarak sorunlarımızı, taleplerimizi ve çözüm önerimizleri ülkedeki diğer kardeşlerimize aktarmak. Akıllara ‘fen lisesi’ geldiği zaman en ilerici okul ve en ilerici öğrenciler tanımlaması da peşinden gelir genellikle. Bir bakıma doğru. Fakat biz fen lisesi öğrencileri de bir çok sorunla karşı karşıyayız. Okulumuzda belli başlı sorunlar var. Mesela laborutuvarlar işlevsiz...

Okulumuzda labotuvarların koşulları çok zayıf. Kullanabileğimiz gereçler de öyle. Ya laborutuvarlara gitmemiz gereken derslerde gitmiyoruz ya da gittiğimizde sınıfta ne yapıyorsak orada da onu yapıyoruz. Deney tüpü olmuş olmamış değişen bir şey yok. Okulumuz fen lisesi olmasına rağmen bilimsel hiçbir uygulaması yok. Ne bilgi vermek amaçlı bilim adamları geliyor ne de öğrenmek amaçlı geziler düzenleniyor.

KIZINIZIN ETEĞİ ÇOK KISA 

Fen lisesinde bilimsel eğitimden daha önemsediği bir konu var idarecilerin; seçmeli dersler! 9 ve 10. sınıfta seçmeli ders olarak Proje Hazırlama, Bilgi ve İletişim ve din ile ilgili 2 tane ders alıyoruz. Seçmeli din dersleri dışındakilerin neredeyse hepsi boş geçiyor. Üstelik dersin adı seçmeli olmasına rağmen çoğu öğrenci istediği dersi seçemedi. Din dersi dışındakilere ya sınıf açılmadı ya öğretmen bulunmadı. Kulüpler ise dönemin ilk günlerinde seçildi fakat gerçekten bir Fen liselinin dikkatini çekecek bir kulüp yok idi. Zar zor seçtik kulüpleri ama okullar açıldığından beri hiç toplanmayan kulüpler var. Kulüplerin büyük bir çoğunluğu da faal değil.

Okulumuzda kız arkadaşlarımızın etek giymesi yasak. 10 ve 12. sınıflardan sorumlu müdür yardımcısının arkadaşımızın evini arayıp ‘’ kızınızın eteği çok kısa ‘’ dediği bile olmuştur. Geçen sene, okul tarafından velilere bir seçim yaptırıldı; kızınız uzun etek giyecek ya da hiç giymeyecek diye. Aileler de zorunlu olarak eteği red etmek zorunda kaldılar. Kısacası buna zorunlu kılındılar.

2.5 AY SONRA GELEN KİTAP

Öğrencilerin eteğinin uzunluğu kısalığı kadar ‘eğitimcilerin’ dikkatini çekmeyen bir konu var. Hükümetin okullara gönderdiği kitaplar bilimden çok uzak oluşu gibi... Bunu bütün öğretmenler de biliyor fakat buldukları çözüm öğrencilere ek kaynak aldırmak, fotokopi çektirmek oluyor. Tabii bunun masrafı da bizim cebimizden çıkıyor. Misal Almanca ders kitapları okul açıldıktan 2.5 ay sonra geldi.
Sınıf dolapları ise 2 ay sonra. Ki sınıf dolaplarının gelmesi için öğrencilere aidat ödeyin baskısı yapıldı.
 

Biz Çorlu Fen Lisesi öğrencileri olarak sorunlarımızı biliyoruz ve dile getiriyoruz. Bu sorunların sadece bizim değil tüm Türkiye gençliğinin sorunu olduğunu da biliyoruz. 
Öyleyse buradan tüm liseli kardeşlerimize bir çağrımız var; el ele verelim ve mezhepçi, anti demokratik, bilimsellikten uzak eğitimi reddedelim. 

Laik, parasız, bilimsel, demokratik eğitim için mücadeleden başka çıkar yolumuz yok. 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et