26 Aralık 2014 10:57

Hukuk fakültesinde yeni bir hava!

Hazal ŞENTÜRK
İmran AYGÜN
Kocaeli Üniversitesi 
Hukuk Fakültesi
 

Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Hukuk Fakültesi içerisinde yıllardır varlığını koruyan pasif havayı soluyorlardı her gün. Gerek toplumsal olaylara karşı gerekse kendi sorunlarına karşı duyarlılık gösterme imkanları sınırlıydı. Kendilerini geliştirmek ve sorgulayan, yazan, tartışan, düşünen hukukçular yani gerçek hukukçular olabilmek için gerekli ortama sahip olamıyorlardı. Bu sorunlara çözüm getirmek, kendileri gibi düşünen arkadaşlarla bir araya gelmek ve fakültelerini aktifleştirmek adına Öteki Hukukçular adlı bir platform oluşturdu Hukuk Fakültesi öğrencileri. Biz de bu platformu daha yakından tanımak ve tanıtmak için onlarla sohbet gerçekleştirdik. 

Neden ‘Öteki’ Hukukçular?

Hüseyin Erpolat: Yeni bir kavram yaratmaktansa var olan eğitim sistemini değerlendirip bundan bir pozisyon çıkarttık. Üniversitelerde hukuk eğitimi ezbere dayalı, sorgulamadan uzak ve kavramlar arasındaki ilişkiyi gözardı eden bir sistem.  Hukuku siyaset, din, politika, kültür ve özellikle ekonomi olmadan anlamamız beklenemez. Eğitim sisteminin özellikle bu kavramlar arasına duvar örmesine karşı durduk ve sistemin kendisinden kaynaklı olarak öteki olduğumuzu farkettik. Paneller, söyleşiler, tartışmalar düzenleyeceğiz. Çok sesli bir kitlemiz ve zenginliğimiz var, bunu olabildiğince değerlendireceğiz.

Öteki Hukukçular olarak şimdiye neler yaptınız ve bundan sonrasına dair neler yapmayı planlıyorsunuz?

Selin Kan: Ekonomik, sosyal, politik alanların yanı sıra kültürel gelişim de çok önemli, bu sebeple hep birlikte tiyatro, sinema geceleri, geziler vb. etkinlikler yapmayı düşünüyoruz. KOÜ Hukuk Fakültesinde faaliyet gösteren Öteki Hukukçular Platformu olarak 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde ‘İş Cinayetleri ve İşçi Hakları’ konulu bir panel düzenleme kararı aldık. Panelist olarak Av. Selçuk Kozağaçlı, Doç. Dr. Aziz Çelik ve Yrd. Doç. Emek Bayrak katıldı. Panel yapmamıza fakülte yönetimi ilk başta izin vermedi. Kararlı duruşumuzu sergileyerek yönetime geri adım attırdık ve panelimizi geniş bir katılım eşliğinde amfide gerçekleştirdik. 

Daha sonra panelle ilgili olarak hukuk fakültesi ögrencileri ile bir sohbet gerçekleştirdik.

Gerek katılım gerek işleyiş açısından paneli nasıl değerlendirirsiniz?

Faruk Koçak: Ermenek ve Soma’da yaşanan maden facialarından sonra böyle güncel bir konunun belirlenmesi bence çok önemliydi. Konuya yaşam hakkı üzerinden de değinildi. Katılım daha kitlesel olabilirdi. Özellikle güncel konularda panellerin sürekli olması çok önemli.
Semih Aktemur: İlk faaliyetleri olmasına rağmen katılım üst düzeydeydi. Bizim fakültemizdeki diğer bir oluşum olan Hukuk Kulübü’nün yaptığı tek faaliyet futbol turnuvası düzenlemekken oluşumun fakülteyi nasıl etkin hale getiririz mantığı ile yaptığı panel takdir topladı. Panelistlerin konuya bakış açıları ve konuyu ele alışları ile egemen gücün bizi sistematik bir şekilde nasıl manüpile ettiği daha net gözler önüne serildi.

Fakültede sizin de 2. yılınız. Geldiğimiz günden beri fakültemiz pasif durumdaydı. Ögrenciler her alanda geri planda duruyorlardı. Böyle bir panel düzenlenmesi ve bunda Öteki Hukukçuların rolünü nasıl görüyorsunuz?

Betül: Dışarıda hep ölü fakülte olarak anılıyoruz. Bizi sürekli kitaplara gömülen, hiçbir şeyle ilgilenmeyen bir fakülte olarak niteleyen arkadaşlarım açısından ilgi gören bir etkinlik oldu. Katılan arkadaşlarım fakültenin aktifliğini görmüş oldu.


ÖZGÜRLÜKLERE DUYARLILIK YAŞAMSALDIR

Bildiğiniz gibi panel için fakülte dekanlığından izin alınmaya çalışıldığında imkansızlıklar bahane edilerek panel engellenmeye çalışıldı. Daha sonra geri adım attırılarak izin alındı. Bu konuda değerlendirmeniz ne olur?

Yrd. Doç. Yücel Demirer: Panel, akademinin birebir sorumluluğu olan bir alana ışık tuttu. Üniversiteler yalnızca bilginin üretildiği ortamlar olmayıp özgürlüğün de uygulamaya konulduğu mekanlar olmalıdır. Sonradan izin verilse de, ilk aşamada bu etkinliğe engel olmaya çalışan bürokratik zihniyet eleştirilmelidir. Türkiye’nin altüst oluşu bol ortamında, özgürlüklere duyarlığın toplumun tüm kesimleri için yaşamsal olduğu unutulmamalıdır.

Evrensel'i Takip Et