30 Aralık 2014 01:58

Sadece çanak çömlek değil

Çömlek parçalarında bulunan kalıntılar, organik kalıntı analizlerinin önemli bir kısmını oluşturuyor. Söz konusu analizler; arkeolojik kapların hangi amaçla kullanıldıkları, bulundukları sit ve bölge ekonomileri ya da çömlekçilik teknolojisi hakkında bilgi sunuyor.

Sadece çanak çömlek değil

Ferhat SARI
İstanbul

Türkiye yöneticilerinin çanak çömlekle arasının iyi olmadığı biliniyor. “Üç beş çanak çömlek Marmaray’ı 4 yıl geciktirdi” ifadesinde olduğu gibi, bu iki kelime daha çok bir hafifseme tabiri olarak kullanılıyor. Böyle düşünmeyen bilim dünyası için çanak çömlek kalıntıları üzerinden yapılan ve arkeoloji, kimya, biyoloji gibi farklı bilimsel disiplinleri bir araya getiren analizler; son yılların en popüler bilimsel araştırma konularından biri haline gelmiş durumda.
Geçtiğimiz günlerde El Cezire’de yayınlanan bir haber, söz konusu çalışmalara iyi bir örnek oluşturuyor. Habere göre, İsrail’in kuzeyindeki En Zippori bölgesinde 2011 yılında başlayan anayol çalışmaları esnasında ortaya çıkarılan 20 çanak-çömlek analiz ediliyor. Analiz sonucunda bazı örneklerde zeytinyağ kalıntılarına ulaşılıyor. Analizlerin bir sonraki aşamasında, kalıntıların M.Ö 5800 yıllarına ait olduğu tespit ediliyor. Konuyla ilgili bilgi veren arkeolog Ianir Milevski ve Nimrod Getzov, ‘muhtemelen Akdeniz’de zeytinyağının kullanıldığı en eski tarihe ait delile ulaştıklarını’ ifade ediyor. 
Biyomoleküler arkeolojinin bir parçası olan bu çalışmalara, aslında bilim insanları uzun zamandır ilgi gösteriyor. Bunun sebebi, organik kalıntıların kimyasal analizi yoluyla insan topluluklarının antik dönemlerde tükettikleri doğal ürünler ve bu ürünlerin bitki ve hayvanlardan elde edilmesinde, üretilmesinde kullanılan yöntemler hakkında bilgi edinilebiliniyor.
Çömlek parçalarında bulunan kalıntılar, organik kalıntı analizlerinin önemli bir kısmını oluşturuyor. Söz konusu analizler; arkeolojik kapların hangi amaçla kullanıldıkları, bulundukları sit ve bölge ekonomileri ya da çömlekçilik teknolojisi hakkında bilgi sunuyor.

TARİHE IŞIK TUTACAK
Bilim insanları, İstanbul’un Constantinople olarak bilindiği dönemlerde en büyük limanlarından biri olan Yenikapı’da 2004’te başlayan kazılarda çıkarılan 37 Bizans gemisi üzerinde incelemelerde bulundu. 
Arkeologlar 5’inci ve 11’inci yüzyıllar arasında inşa edilen gemilerin İstanbul’da sergileneceği açıklandı.
İncelenen sekiz gemiden altısı tamamen yelken gücüyle hareket ettiği, iki tanesinin ise uzun ve kürekle de hareketi sağlanan kalyon olduğu belirtildi. Küçük gemilerin uzunlukları 8 ile 14.7 metre arasında değişirken, kalyonlar yaklaşık 30 metre olarak ölçüldü. Yenikapı’da toplam altı kalyon çıkarıldığı ve hepsinin Bizans dönemine ait olduğu belirtildi. 
Yenikapı’da toplam altı kalyon çıkarıldığı ve hepsinin Bizans dönemine ait olduğu belirtildi.
Bizans gemileri hakkındaki temel bilgilerin geçmişte kitaplardaki çizimlerle sınırlı kaldığını belirten uzmanlar, Yenikapı’nın küçük sandallar, balıkçı tekneleri, kargo ve donanma gemileri hakkında önemli yeni bilgiler sunduğunu söyledi. Gemilerin İstanbul’daki bir müzede sergilenmesi planlanıyor. (DIŞ HABERLER)

Evrensel'i Takip Et