31 Aralık 2014 01:06

2014 sendikal bürokrasi için zor bir yıl oldu

Sınıf sendikacılığı iddiasında olanların yapması gereken “haklar yasalardan önce gelir” anlayışıyla mücadele hattını örmektir.

Paylaş

Kadir YALÇINKAYA

Taşeronlaştırma, esnek çalışma uygulamaları, sosyal hakların budanması, uzun çalışma süreleri, düşük ücret politikası… İşyerleri ve fabrikalar işçiler için her geçen yıl cehenneme dönerken, iş cinayetleri de katliama dönüştü. Soma, Torunlar, Ermenek… Bir yılda yüzlerce işçi göz göre göre can verdi. Buna karşılık işçilerin adalet arayışı Soma’da tekmelerle, Torunlar’da biber gazıyla karşılandı; grev kararları yasaklamalarla, direnişler polis saldırılarıyla engellenmeye çalışıldı; insanca yaşam talebine verilen yanıt asgari ücrete yüzde 6 zam oldu.

Bir yıl boyunca yaşananlar, sadece sermaye ve hükümete değil sendikal bürokrasiye yönelik tepkiyi de artırdı. “Sendikal hareketin küçüldüğü, koltuk kavgalarının büyüdüğü” bürokrasi tablosu içindeki sendikalar, giderek daha fazla AKP hükümetinin arka bahçesi haline gelirken, işçilerin sendikal bürokrasiyi aşma çabaları çoğaldı.

Camda, metalde, hatta tekstilde yaşanan TİS süreçleri, eylemler ve grevler sırasında işçiler, sendika yöneticilerinin ve yasaların çizdiği sınırları aşarak, fiili meşru mücadele örnekleri sergiledi. TEKSİF, 20 yıl sonra çıkılan grevin ardından imzaladığı sözleşme konusunda işçilere yalan söylemek zorunda kaldı. Grev kırıcılığına karşı fabrikaların önünde kitlesel nöbetler tutan, yük kamyonlarının önüne barikat olan cam işçilerinin nefesi, referandumdan hayır çıkmasına rağmen sözleşmeye imza atan Kristal-İş yöneticilerinin ensesinde. Üç yıllık ihanet sözleşmesine imza atan Türk Metal de rahat değil. İşçiler, Türk Metal yöneticilerine 98’deki istifa furyasını unutturmuyor, metal fabrikaları kaynıyor.

MADENCİLER ÖFKELİ

Ciner Grubuna ait Park Termik AŞ’nin işlettiği Çayırhan ve Çöllolar linyit madenlerinde işçiler, Bakanlar Kurulu’nun grev yasağına uymadılar. Dört gün boyunca fiili grev yapan işçilerin direnişini kıran T. Maden-İş yöneticileri oldu. “Yasadışı” diyerek işçileri çalışmaya zorladılar, ardından da sözleşmeyi imzaladılar. Aynı T. Maden-İş, Soma’da patronlarla kurduğu ortak düzen nedeniyle işçilerin hedefindeydi.

Zonguldak havzasında, rödovans yöntemiyle özelleştirilen madenlerde örgütlü GMİS’in durumu da farklı değil. Hema madenindeki işten atmalara karşı işçilerin yerin yüzlerce metre altında başlattığı direniş, sendikanın girişimleriyle bitirildi. Zonguldak madencileri, bir zamanlar şanlı Ankara yürüyüşünün öncülüğünü yapan sendikalarına uzun süredir tepkili.

SENDİKA SEÇME HAKKI YOK

Sendikacıların ihanetleri karşısında işçiler, çareyi istifa etme ya da sendika değiştirme gibi yöntemlerde aradılar. Nestle’de, Ülker’de, Danone’de, İsdemir’de olduğu gibi işten atmalarla, direnişlerle, yetkisizlikle sonuçlanan bu girişimler, gerçekte işçilerin örgütlenme özgürlüğü olmadığını bir kez daha ortaya koydu.

SINIRLAR AŞILIYOR

AKP Hükümeti, iş başında olduğu yıllar boyunca, sermayeye sınırsız sömürü ve ucuz iş gücü imkanı sağlayan her türlü yasayı çıkardı. Sendikasızlaştırma ve işten atmalar, patronların ve hükümetin ortak politikası halinde uygulandı. Yasalar bir yandan sermaye lehine değişirken, sendikal bürokrasi de işçi ve emekçilerin mücadelesini yasaların içinde tutma çabası içinde oldu. Ancak hak aramak için yola çıkan sendikalı-sendikasız işçilerin mücadeleleri yasal sınırları aşma yönünde ilerliyor. İşçi sınıfı, mücadelenin sermayenin ve onların hükümetlerinin çizdiği sınırlara hapsedilemeyeceğini gösteriyor. Sendika seçme haklarını kullanan Danone işçilerinin, baraj ve resmi yetkiyi reddederek fiili sözleşme için mücadele etmeleri; DERİTEKS’te örgütlenen ETF işçilerinin fiili olarak imzaladığı sözleşme gibi örnekler, fiili meşru mücadelenin dayanağı olacak işaretlerdir. Sınıf sendikacılığı iddiasında olanların yapması gereken “haklar yasalardan önce gelir” anlayışıyla yeniden fiili ve meşru mücadele hattını örmektir.

SOMA, ERMENEK, TORUNLAR...

Soma Kömür AŞ’ye ait maden ocağında 13 Mayıs 2014’te meydana gelen katliamda 301 maden işçisi can verdi. İşçiler patron kadar, patronla beraber çalıştığını söylediği sendikaları T. Maden-İş Ege Bölge Şubesi’ne de tepki gösterdi. Tepkiler üzerine şube yönetimi görevden alındı. Şube üçe bölünerek yeni yönetimler atandı. İşçiler kendi sendikacılarını seçmek için çalışma yürütürken, patronlar da yine kendilerine bağlı kişilerin seçilmesi için baskılarını artırdı. Görevden alınan sendikacılar işçilerin tepkisine rağmen mahkeme yoluyla geri dönerken, iş cinayetinin yaşandığı Soma Kömür AŞ’den 2861 işçi işten atıldı. İşçiler yaptıkları eylemlerle, sendikacılara patrona ve verdiği sözleri tutmayan hükümete tepki gösterdi.
Soma katliamından 4 ay sonra Mecidiyeköy’de Torun Center inşaatındaki asansörün 33’üncü kattan zemine çakılması sonucu 10 işçi yaşamını yitirdi. Çok sürmeden Karaman’ın Ermenek ilçesinde 28 Ekim günü eski ocakta biriken suyun basması sonucu mahsur kalan 18 işçi iş cinayetine kurban gitti. Ermenek faciasından 3 gün sonra da Isparta’nın Yalvaç İlçesi yakınlarında elma toplayan çoğunluğu kadın işçileri taşıyan midibüsün devrilmesi sonucu 17 kişi can verdi. Ölenler içerisinde 15 yaşında bir çocuk işçi de bulunuyordu.

MÜCADELECİ SENDİKA ARAYIŞI

2014 yılında çalışma koşullarına isyan ederek sendikalaşmaya yönelen işçilerin sayısı artarken, sorunlarına kayıtsız kalan ve sendikal bürokrasiye teslim olan sendikalardan istifa ederek başka sendikalara yönelen işçi sayısı da arttı.
Sütaş, ICF, Kumport Liman, Maltepe Üniversitesi Hastanesi ve Dora Otel gibi işyerlerinde sendikalaştıkları için işçiler işten çıkarıldı. İşten atılan işçilerin direnişleri 2014’ten 2015’e devroldu.
Danone Lüleburgaz fabrikasında çalışan 138 işçinin 136’sı Türk İş’e bağlı, Tek Gıda-İş’in sorunlarına kayıtsız kalması nedeniyle DİSK/Gıda İş Sendikası’na geçti. Sözleşme taslağı hazırlayan işçiler, patronu iradelerine saygı göstermeye ve TİS imzalamaya çağırdı. İşçilerin eylemleri sürüyor.
Ülker’de Öz Gıda-İş’in yaşadıkları sorunlarla ilgilenmemesi bir yana patronla beraber çalıştığını dile getiren işçiler DİSK/Gıda-İş Sendikası’na üye oldu. Bunun üzerine işten atılan 10 işçisi direnişe geçti. 67 gündür direnen işçilere her kesimden destek geldi.
Nestle’de Öz Gıda-İş’in sözleşmesine itiraz eden 28 işçi önce izne gönderildi sonra işten atıldı. İşten atılan işçiler Tek Gıda-İş Sendikası’na geçti. Fabrika önünde direnen işçilerden 11’i işe iade davasını kazandı.

YA İŞSİZLİK, YA ÖLÜM

2014 yılında madenlerde yaşanan iş cinayetlerinin yanı sıra bir de işsizlikle karşı karşıya.
Zonguldak’ın Armutçuk beldesinde kömür çıkaran Hattat Holding’e bağlı Hema Maden işletmesi, rödovans süresinin dolması üzerine TTK’dan ek süre istedi. Süre verilmeyince Hema patronu 18 işçinin işine son verdi ve 489 işçiyi de çıkarmak üzere İŞKUR’a başvuruda bulundu. Bunun üzerine 40 kilometrelik yürüyüşle Zonguldak’a gelen işçilerin, buradan Ankara’ya yürüme istekleri GMİS tarafından engellendi. Patron torba yasada yer alan iki asgari ücreti de ödemedi. İşçiler iş bıraktı, eylem yine GMİS tarafından “Dava açacağız” diye sona erdirildi. En son 60 işçinin işten çıkarılması üzerine madenciler yer altında direnişe geçti. Sendika genel merkez yöneticilerinin destek vermediği direniş sona ererken, bir yandan da işten atmalar sürdü. İşçiler, aylardır yaşanan bu soruna TTK’nın ve hükümetin seyirci kalmasına da tepkili.

TEMA İNŞAAT İŞÇİLERİ İSYAN ETTİ



İnşaatlarda art arda iş cinayetleri yaşanırken, Halkalı’da bulunan Tema İnşaat işçileri kötü çalışma koşullarına isyan etti. İş bırakarak TEM karayolunu kapatan işçiler, bölüm bölüm, koğuş koğuş örgütlendiler. Taleplerini yazılı hale getiren işçiler, patronla fiili sözleşme imzaladılar.

ÖNCEKİ HABER

MMK işçisinden Çelik-İş’e tepki

SONRAKİ HABER

Erzincan'da 8 öğrenci gözaltına alındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa