Dünyanın 2015’e devrettiği
İşçi katliamlarından bölgesel savaşlara, en gerici örgütlerin kanlı niyetlerinden her kıtada ortaya çıkan büyük halk direnişlerine 2014, “böyle gitmez” duygusunun en çok yükseldiği yıllardan biri oldu. Bir sonraki yıla dünyanın kurtulması gereken insanlık ayıplarının yanı sıra umut da devretti.
Elif GÖRGÜ
Ağır bir yıl geçirdi yaşlı dünya. Gericiliğin en barbar yüzü bir kez daha ortaya çıktı. Emek sömürüsünün önceki yıldan devreden vahşeti sürdü. Ama insanlık tarihine not düşen büyük direnişlerin, halk ayaklanmalarının, yıkılan diktatörlerin, işçi grevlerinin de yılı oldu 2014... Bir sonraki yıla dünyanın kurtulması gereken insanlık ayıplarının yanı sıra umut da devretti.
Ocak ayı Kamboçya’da 500 bin tekstil işçisinin aylık 100 dolar (230 TL) asgari ücret dayatmasına isyanıyla başladı. On binlerce işçi onurlu bir ücret için sokağa çıktı. Hükümetin yanıtı polise ateş açtırmak oldu. İşçiler öldü ancak Kamboçyalı tekstil işçileri 2014’ü de tekstil grevleri ve eylemleri ile kapatıyor.
Ocak başladığı gibi bitti. 21 Ocak’ta Güney Afrika’da 100 bin maden işçisi platin madeni üretimini durdurdu.
Öte yandan Ocak 2014, on yıllardır bölgeyi uluslararası sömürünün ve çatışmaların merkezi haline dönüştüren emperyalistlerin Ortadoğu’ya yeni yıl hediyesi Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) adını duyurmaya başladığı ay oldu. IŞİD, 3 Ocak’ta Irak’ın Felluce kentinde bağımsız bir “İslam Devleti” ilan etti.
KÜRTAJ, SOCHİ, EBOLA
Şubat’a “elini bedenimden çek” diye haykırarak girdi İspanyol kadınlar. Kürtajın yasaklanması tartışmalarına karşı binlercesi 1 Şubat’ta sokaktaydı. Aynı gün Suriye’de iç savaş nedeniyle ölenlerin sayısının 130 bine, yerinden olanların sayısının 4 milyona ulaştığı açıklandı.
7 Şubat’ta Çerkez soykırımının başkenti Sochi’de protestolara rağmen başladı Kış Olimpiyatları. Sporseverler 85 ülkeden 2900 sporcunun karşılaşmasını hatırlar belki. Bizim aklımızda kalanlardan biri de, açılış günü stad dışında uzatılan bir mikrofona, “Gençliğimde kayak yapıyordum. Fabrikamın birincisiydim” diyen; işçilerin spor yapacak imkan ve zamanının olduğu Sovyetler döneminin tanığı kadın işçi oldu. Şimdilerde işçilere ancak spor organizasyonlarının inşaatlarında ölmek düşüyor çünkü.
9 Şubat’ta Saraybosna sokaklarında işsizliğin yüzde 40’a yükselmesine öfke vardı. 11 Şubat’ta, Mısır Devrimi’ne giden yolu dokuyan 13 bin Mısırlı tekstil işçisi bu kez asgari ücretin yükseltilmesi için oturma eylemine başlamışlardı.
Şubat, Batı Afrika’da ilk Ebola vakalarının da ortaya çıktığı ay oldu.
KOBANÊ, UKRAYNA, NİJERYA…
Mart’ta artık Suriye’de de kan dökmeye başlayan IŞİD, Rojava’nın Kobanê kantonuna yönelik saldırılarına başlamıştı. Suriye’ye demokratik ve kolektif umudu ekme yoluna çıkan Kürtlerin dünya gündemine oturacak direnişi de böyle başladı. YPG de 18 Mart’ta seferberlik ilan etti.
16 Mart’da Kırım’da referandum yapıldı. Ukrayna’dan ayrılan Kırım 17 Mart’ta bağımsızlığını ilan etti. Ukrayna’da çıkan çatışmalarda Nisan ayına kadar 4 bin kişi ölmüştü.
14 Nisan’da gerici barbarlığın Nijerya şubesi Boko Haram 276 kız öğrenciyi kaçırdı. Çocukların çoğu hala kayıp. Boko Haram çocukları sattığını ilan etti. Yıl boyunca Boko Haram’ın kilise, okul ve kamu binalarına saldırıları sürdü. Nijerya’da İslam Devleti kurma iddiasındaki örgüt binlerce kişi öldürdü. Son beş yılda ise 1.6 milyon kişinin iç göçüne neden oldu.
MARQUEZ’İN DİLEĞİ
16 Nisan’da Real Madrid, Barselona’yı yenenerek 19. Kraliyet Kupası’nı aldı. Kupa Kraliyetindi ama 2014 yılı İspanyolların “Kraliyetin sona ermesi ve Cumhuriyetin ilanı” için sokağa en çok çıktığı yıllardan biri oldu.
17 Nisan’da Nobel ödüllü Kolombiyalı yazar Gabriel Garcia Marquez 87 yaşında yaşımını yitirdi. Yazarın “Dünyanın sosyalist olmasını istiyorum ve inanıyorum ki er ya da geç öyle olacak” sözü en iyi yeni yıl dileği olmaya aday.
11 Mayıs’ta Ukrayna’dan ayrılan Donetsk Halk Cumhuriyeti, 27 Mayıs’ta da Lugansk Halk Cumhuriyeti yapılan referandumların ardından bağmsızlıklarını ilan etti.
IŞİD’İN HİLAFETİ, GAZZE’NİN İŞGALİ, DÜNYA KUPASI…
30 Haziran’da niyeti bozan IŞİD, Bağdat’a ilerleyişini sürdürürken arada “hilafet” ilan etti. IŞİD lideri Ebu Bekir Bağdadi “halife”liğini duyurdu.
Aynı gün bir başka barbarlığın gerekçesi olarak kabul edilecek bir olay Batı Şeria’da yaşandı. Kayıp 3 İsrailli gencin cesetleri bulundu. 7 Temmuz’da İsrail Gazze’ye hava saldırılarına, 17 Temmuz’da kara saldırısına başladı. Bir aydan uzun süren saldırılarda, sahilde top oynayan Filistinli çocuklar da dahil en az 2 bin kişi öldürüldü.
“Darısı başımıza” dedirten olaylar da yaşandı 2014’te. 2 Temmuz’da Fransa’da eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy hakkında “ağır yolsuzluk” iddiaları nedeniyle soruşturma başlatıldı.
Temmuzda bir başka kıtada daha sokaklar hareketliydi. Brezilya’da yapılan Dünya Kupası’na Brezilyalı emekçilerin eylem ve grevleri damgasını vurdu. Dünya, Kupa’ya yetişsin diye hızlandırılan stadyum inşaatlarında ölen en az 11 Brezilyalı işçiyi çoktan unuttu, ancak Almanya’nın Brezilya’yı 7-1 yendiği maç tüm ayrıntılarıyla hafızalarda.
10 Temmuz’da İngiltere “son yüzyılın en büyük grevi”ne sahne oldu. Hükümetin ekonomi politikaları binlerce emekçinin öfkesiyle yanıt buldu.
AKP Hükümeti’nin “3 saatte Şam’ı alırız” iddiasının 3. yılında seçimleri 3. kez kazanan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, 16 Temmuz’da görevine başlamak için yemin etti.
31 Temmuz’da, Gazze işgali sürerken ABD, İsrail’e silah verme kararını onayladı. Silahların arasında roket atarlar, mayınlar, havan topları vardı. On binlerce Filistinlinin katili İsrail’e silah satan ABD’de bir başka katile karşı mücadele iddiasıyla 8 Ağustos Irak’ta IŞİD üslerine yönelik hava saldırılarına başladı.
Aynı gün Dünya Sağlık Örgütü, Ebola salgını için “uluslararası olağanüstü hal” ilan etti. Küba Batı Afrika’ya doktor gönderme kararı alırken ABD, askeri birliklerini gönderdi.
FERGUSON, AFRİKA, HONG KONG…
9 Ağustos’ta bizzat ABD’li bir katil, bir polis memuru, Ferguson kentinde 18 yaşındaki silahsız siyah genç Micheal Brown’u vurarak öldürdü. Önce Ferguson ayaklandı. Polisin siyahları öldürmesi olayları devam edince eylemler tüm ABD’ye yayıldı.
26 Ağustos’ta 100’ü aşkın Afrikalı göçmenin cansız bedeni Libya sahiline vurdu. Kaddafi yönetiminin devrilmesi sonrası iç karışıklıktan kurtulamayan Libya, Afrika ülkelerinden Avrupa’ya geçmek isteyen göçmenlerin ana göç merkezlerinden biri haline dönüştü.
1 Eylül’de Çin Hükümetinin, Hong Kong’da 2017’de yapılacak seçimlere müdahale etmesi başta öğrenciler olmak üzere Hong Kongluları “demokrasi” talebiyle sokağa döktü. Kent merkezinde uzun süre işgal eylemleri yapıldı. Gaz bombalarına karşı kullanılan şemsiyeler sembol oldu. Onlarca öğrenci gözaltına alınmış olmasına rağmen Hong Kongluların öfkesi 2015’e devretti.
Eylülde dünyanın öbür ucunda da gençlik eylemleri vardı. 23 Eylül’de Meksika’da öğretmenlik okulu öğrencisi 43 genç, bir eyleme yönelik polis saldırısının ardından “kayboldu”. Öğrencilerin polis tarafından uyuşturucu çetelerine teslim edildiği ileri sürülüyor. Meksika’da Başkanlık Sarayı’nı kuşatmaya kadar varan eylemler sürüyor. Gençlerden sadece birinin “cesedi” bulundu, 42 öğrenci hala kayıp.
Bu arada 18 Eylül’de İskoçya ‘Britanya’dan ayrılmak için bağımsızlık referandumuna gitti. İngiltere’yi alarma geçiren referandum kararı nedeniyle büyük bir “hayır” kampanyası düzendi, İngiliz siyasetçiler halkı ikna etmek üzere İskoçya’ya akın etti. Sonuçta İskoç seçmenin yüzde 55’i “hayır” oyu verdi ama bağmsızlık tartışması sona ermedi.
BİR DİKTATÖR DAHA DEVRİLDİ
31 Ekim’de dünya, en yoksul üçüncü ülkenin halkının isyanına tanık oldu. Batı Afrika ülkesi Burkina Faso’nun başkentinde 1 milyon kişi sokağa çıktı, 27 yıllık diktatörlüğe son verdi. Devlet Başkanı Compaore istifa ederek ülkeden kaçtı. Ordu iktidara el koymaya kalkınca halk bir daha sokağa çıkarak geçici sivil hükümet kurulmasını sağladı.
Kasım Obama için hüzünlü başladı. 4 Kasım’da ABD’de ara seçimler yapıldı. Demokrat Parti senatodaki çoğunluğu Cumhuriyetçilere kaptırdı.
11 Kasım’da İspanya’nın Katalonya Özerk Bölgesi, Madrid hükümetinin tehditlerine rağmen bağımsızlık referandumuna gitti. Yasal geçerliliği tanınmasa da oy kullanan Katalanların yüzde 80’i İspanya’dan ayrılmaya ‘evet’ dedi.
2014 politikacıların iktidar planlarına kadınların rahmini de dahil ettiği yıllardan biri oldu. İspanya ve Türkiye’deki tartışmaların yanına Hindistan eklendi. Nüfus planlaması gerekçesiyle kadınlara “tüp bağlatması” için para ödenen Hindistan’da 6 saatte 83 kadına kısırlaştırma ameliyatı yapılan bir klinikte 12 kadın ameliyat sonrası öldü.
VE ARALIK...
Dünya Gıda Programı, Dünya İnsan Hakları Günü’nden bir hafta önce, 2 Aralık’ta, Ürdün, Lübnan, Türkiye, Irak ve Mısır’da 1.7 milyon Suriyeli göçmene yapılan gıda yardımını durdurduğunu açıkladı.
Dünya İnsan Hakları Günü’nden bir gün önce, ABD’nin haber alma örgütü CIA hakkında “işkence raporu” yayınlandı. CIA’in 2001-2006 yılları arasında ‘terörizm’ iddiasıyla tutukladığı kişilere dünyanın bir çok ülkesindeki gizli sorgu odalarında işkence yaptığı bizzat ABD senatosu tarafından açıklandı. Binlerce sayfalık işkence raporlarına rağmen kimse hakkında soruşturma bile açılmadı.
Sovyetlere karşı Afganistan’da yaratılan ve beslenen, emperyalizmin dünya halklarına bir başka hediyesi(!) Taliban örgütü, 16 Aralık’ta Pakistan’da okul bastı, çoğu çocuk 148 kişi katledildi.
17 Aralık’ta aynı anda televizyona çıkan ABD Başkanı Obama ve Küba Başkanı Raul Castro iki ülkenin diplomatik ilişkilere başlayacağını duyurdu. Yine bir yeni yıl sabahı, 1 Ocak 1959’da gerçekleştirilen Küba Devrimi’nden bu yana 53 yılını Küba’da hükümeti yıkmaya çalışan; bunun için işgale, suikastlere, casusluk faaliyetlerine, ticari ambargoya varan insanlık dışı her türlü eyleme imza atan ABD karşısında geri adım atmayan Küba Hükümeti tarihi bir diplomatik zafer kazanmış oldu. İlişkilerin kimin lehine ilerleyeceği sorusunun yanıtı ise 2015 yılına kaldı.
Aralık sona ererken Adriyatik’teki feribot yangında 10 kişinin öldüğü, 162 yolculu Malezya uçağının kaybolduğu haberleri geldi…
2015’E DEVREDEN SORU
2014, dünyayı yönetme iddiasında olan güçler için kriz yılı oldu. Suriye krizine Ukrayna krizi, IŞİD krizi, petrol krizi eklendi. İşçi katliamlarından bölgesel savaşlara, en gerici örgütlerin kanlı niyetlerinden her kıtada ortaya çıkan büyük halk direnişlerine 2014, “böyle gitmez” duygusunun en çok yükseldiği yıllardan biri oldu.
2015’e devredilen en önemli sorulardan birini ise, bu yıl 94 yaşında kaybettiğimiz ünlü ABD’li müzisyen Peter Seeger’ın, zamanında bir işçi marşına dönüşen o ünlü şarkısı yıllar önce sormuştu bile:
“Babam bir madenciydi
Karıştı toprağa ve güneşe
Yine de siz işçilerle olacak
Kazanılana dek mücadele.
Siz hangi taraftasınız?
Siz hangi taraftasınız?”