Yeni medyanın devrettikleri
Yeni Medya, geleneksel medyanın gazete, radyo ve televizyonlarının kurumsal dönüşüm projeleriyle huzura kavuşturacağı bir düzen değil, aksine birey ve (geleneksel medya dışındaki) kurum-kuruluşlara yayıncılık inisiyatifi alması sonucu oluşan bir kaos.
İsmail Hakkı POLAT *
Günlük hayatlarımıza giderek daha fazla eklemlenen Yeni Medya’yı tüm boyutları ve dinamikleriyle anlayabilenlerin ön alacakları bir döneme doğru…
Çok değil, bundan 4-5 yıl öncesinde hem Türkiye’de hem de dünyada çok telaffuz edilen ve dillere pelesenk olmuş bir slogandı Yeni Medya Düzeni (New Media Order). Hatta o dönemde bu mottoyla yapılan şaaşalı Yeni Medya Düzeni Konferansları bile vardı. Dünya medyasının en tepedeki yöneticileri gelmiş ve “İnternet ve mobil ağlar gelecek vaadeden ortamlar. Biz de o ortamlara geçiş için dönüşüm projeleri başlattık. Bu dönüşüm sürecinin sonunda medyada yeni bir düzen, Yeni Medya Düzeni kurulmuş olacak” cümleleriyle bezeli ‘ilham verici’ konuşmalar yapmıştı.
Peki sonuç ne oldu? Birkaç yıl içinde ortada ne Yeni Medya Düzeni Konferansı kaldı, ne de bu lafı motto yapanlar!
Neden? Çünkü o zamanlar da belirttiğimiz gibi ”Yeni Medya, geleneksel medyanın gazete, radyo ve televizyonlarının kurumsal dönüşüm projeleriyle huzura kavuşturacağı bir düzen değil, aksine birey ve (geleneksel medya dışındaki) kurum-kuruluşlara yayıncılık inisiyatifi alması sonucu oluşan bir kaos.”
KAOS ARTIYOR
Aradan geçen zamanda da görüldü ki, İnternet ve mobil ağlar hayatımıza daha da fazla eklemlenip birey, kurum ve kuruluşların Yeni Medya üzerinde çeşitlenen etkinlikleri çeşitlendikçe bu kaos daha da artmakta. Üstelik insanların günlük hayatlarındaki pek çok işi İnternet ve mobil ağlar üzerinden gerçekleştirebildikleri bir çağda sadece haber verme, bilgilendirme ve eğlendirme ihtiyaçlarıyla sınırlı bir Yeni Medya (hatta geleneksel medya) anlayışından söz edilemeyeceği de açık.
İşte önümüzdeki yıllarda, birkaç boyutla sınırlı bir geleneksel medya kapsamı yerine çok daha geniş boyutlarıyla ele alınmaya başlanacak bir Yeni Medya anlayışını konuşacağız. Birey, kurum ve kuruluşların dijitalleşmeyi çok daha fazla aktivitelerinde kullanarak zaman-mekandan bağımsız bir etkileşim yakalayacakları ve tüm bunların sonucunda üretkenliklerinin artacağı yayıncılık ötesi bir Yeni bir Medya’yı, yeni bir üretim-tüketim hatta yaşam alanının dinamiklerini tartışacağız.
ESTONYA ÖRNEĞİ
Kuşkusuz bu süreçte söz konusu dinamikleri kavramaya başlayan birey, kurum-kuruluş ve hatta devletler ön almaya başladı. Örneğin; Küçücük bir Baltık ülkesi olan Estonya’nın herhangi bir doğal kaynağı olmadan dijitalleşme temelinde gerçekleştirdiği müthiş kalkınma hamlesinin öyküsü (20. Yüzyılın Japonya örneği gibi) yakın gelecekte çok daha fazla konuşulacak. Bunun gibi İnternet ve mobil ağlar üzerinden kendilerine sosyal ve ticari olanaklar yaratan, avantajlar sağlayan kurum ve kuruluşların sayısı gün geçtikçe artıyor ve daha da artacak.
Bu bağlamda Yeni Medya’dan fırsat sağlamak isteyen birey ve kuruluşların önümüzdeki dönemde bu ortamın şu 3 temel dinamiğine odaklanmaları gerektiğini söyleyerek bitirelim; İçerik, Veri ve Ağ.
2015 yılından itibaren Bilgi Teknolojileri, Telekom ve Medya sektörlerinin yakınsaması sonucu giderek önem kazanan bu 3 sözcüğü çok daha fazla duyacağız, telaffuz edeceğiz, ve bunların içiçe geçmeye başladıkça aralarındaki ilişkileri, sinerjileri ve bu üçlünün topyekün yönetimini çok daha fazla konuşacağız, düşüneceğiz ve tartışacağız.
Hepinize güzel bir Yeni Yıl ve yıllar diliyorum!
*ismailhpolat.com’dan alınmıştır
Kadir Has Üniversitesi Öğmretim Görevlisi