3 Ocak 2015 12:08

Emekçi kadınların mücadelesi sınırları aşıyor...

Dergimizin her sayısında farklı kadın hikâyeleri ile buluşturduk sizleri. Farklı kentlerde, farklı farklı kadın arkadaşlarımıza dokunduk. Kısaldı mesafeler bir bir. Birbirimizden öğrendikçe güçlendik. Bu sayımızda sizleri daha da uzaklara, ta Avrupa’ya, Avrupa’nın kalbine, Almanya’ya götüreceğiz.

Emekçi kadınların mücadelesi sınırları aşıyor...

Arzu ERKAN
Almanya’da yaşayan Türkiyeli göçmen kadınların yaşamına, mücadelelerine tanıklık edeceğiz...
Ekmek ve Gül olarak, 25 Kasım arifesinde Göçmen Kadınlar Birliği’nin daveti ile gittiğimiz Almanya’da, 5 farklı kentte Türkiyeli kadınlarla bir araya gelme fırsatı bulduk. Bu heyecan verici yolculukta çok şey biriktirdik. Kadına yönelik şiddeti de konuştuk kadınlarla, IŞİD barbarlığına karşı Kobanê’de süren destansı direnişi de... Neoliberal politikaların sonucu olarak çalışma yaşamında yaşanan dönüşümü de, artan güvencesizliği de... 
Stuttgart, Köln, Frankfurt, Hamburg, Berlin... 5 farklı kent, onlarca kadın... Hepsi birbirinden güzel, birbirinden içten. Biz ne kadar uzaksak Almanya’da yaşayan Türkiyeli kadınların yaşamına, onlar o kadar yakınlar bize. Türkiye’de yaşanan gelişmeleri çok yakından takip ediyorlar, memleket diye çarpıyor yürekleri... 

GÖÇMEN KADINLAR GÜVENCESİZ ÇALIŞIYOR
Sohbetimiz sırasında Türkiyeli kadınların ve genel olarak göçmen kadınların yaşam ve çalışma koşullarının son derece ağır olduğunu öğreniyoruz. AKP Hükümeti’nin Orta Vadeli Ekonomik Programına da aldığı güvencesiz ve esnek çalışma biçimlerinin tamamı uygulanıyor Almanya’da. Kiralık işçilik, minijob yani part-time çalışma nicedir göçmen kadınların istihdam biçimi olmuş. Eşit işe, eşit ücretin hala en önemli talep olduğu Almanya’da kadınlar erkeklere göre ortalama yüzde 22 daha düşük ücret alıyor.
Çocuk bakımı hizmetlerine erişimin sınırlı ve pahalı olduğu Almanya’da göçmen kadınlar çoğunlukla ayda 450 Euro’ya adına mini job denilen part-time işlerde çalışıyorlar. Günde iki saat çalışılan part-time işlerle kadınlar çocuk, yaşlı bakımı, ev işleri gibi ‘görevlerini’ de aksatmamış olurken, sağlık ve de işsizlik sigortasından yoksun olarak çalışıyorlar. Üstelik 45 yıllık çalışmanın ardından emekli olabilirlerse aldıkları emekli maaşı 200 Euro seviyesinde oluyor.
Söyleşi sırasında öğreniyoruz ki toplantıya katılan kadınların neredeyse tamamı minijob’la (mini işlerde) her türlü güvenceden yoksun çalışıyor. Üstelik çoğunlukla yeterli düzeyde Almanca bilmedikleri ve bu tip bir çalışmayla çocuklarının bakımını kendileri yapabildikleri için de göçmen kadınlar bu işleri tercih ediyormuş. Altını çizmeden geçmeyelim; Göçmen Kadınlar Birliği, kurulduğu günden bugüne tam zamanlı, güvenceli işler için mücadele ediyor. 

ŞİDDETE KARŞI MÜCADELE
Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri de Almanya’da yaşayan Türkiyeli kadınların mücadele alanlarından. Almanya’nın Kassel kentinde eşinden ayrılarak kızıyla tek başına yaşam mücadelesi veren, sırf ‘yaşam tarzını beğenmedikleri için’, aile meclisi kararıyla abisi tarafından hunharca katledilen Mehtap Savaşçı davasını takip ediyor göçmen kadınlar da. Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi kadın cinayetleri karşısında medyanın takındığı cinsiyetçi tutuma, katili aklama çabasına karşı mücadele ediyorlar.
Almanya ziyaretimizin 3. durağı olan Frankfurt’ta, Offenbach kentinde McDonalds’a ait bir cafenin tuvaletinde tacize uğrayan iki genç kadına yardım ettiği için saldırıya uğrayan ve beyin ölümü gerçekleşen Tuğçe Albayrak’ın 23. doğum gününde yatmakta olduğu hastane önündeki eyleme katıldık göçmen kadınlarla. Hastane önü mahşeri kalabalık, her yaştan ve de her milliyetten insanla doluydu. Özellikle genç kadınların katılımı dikkat çekiciydi. Yüzlerde öfke ve hüzün bir aradaydı. 
10 günlük ziyaretimizde çok şey biriktirdik Almanya’da. Dileğimiz dergimizin bundan sonraki sayılarında Almanya’da yaşayan Türkiyeli kız kardeşlerimizin mücadelesi ile daha da zenginleşelim. İlk tuğlayı bu yazı ile koyup, yapının yükselmesi dileğiyle...


KIZKARDEŞLİK KÖPRÜSÜNÜN HARCI
Irak ve Suriye’de yaşanan IŞID Barbarlığı, barbarlığa karşı Kobanê’de süren destansı direniş de konuşuldu söyleşilerimiz boyunca. Türkiye’de batı illerinde kurulan Kız Kardeşlik Köprüsünü Almanya’da da kurmuştu Göçmen Kadınlar Birliği’nden kadınlar. Türkiyeli kız kardeşleri gibi onlarda işyerlerinde, yaşadıkları mahallelerde kapı kapı gezerek IŞID zulmünden kaçarak ülkemize sığınan Kobanêli kadınlarla dayanışma kampanyaları örgütlemişlerdi. Öyle örnekler vardı ki paylaşmamak olmaz. Ekstra temizlik işlerine giderek kazandığı maaşını destek için getiren kadınlardan tutun da, Kastamonulu bir Türk olarak kendi katkısının yanı sıra komşularından 800 Euro toplayan bir kadın arkadaşa kadar... Kız kardeşlik köprüsünün harcını elleriyle karmıştı göçmen kadınlar tıpkı Türkiyeli kız kardeşleri gibi...

*Göçmen Kadınlar Birliği; Almanya’da yaşayan her milliyetten, her inançtan göçmen kadınların mücadele örgütü. Ekonomik, sosyal ve siyasal alanda göçmen kadınların uğradığı her türlü ayrımcılığın, uyum sorunlarının ortadan kaldırılması için ve kadına yönelik her türden şiddete karşı mücadele ediyor. 

Evrensel'i Takip Et