3 Ocak 2015 17:59

Kadınların gözünden eğitim şurası

Peki bu Şura kime sorulmuş? Aileler, öğrenciler bundan memnun mu? Aileler daha ilkokulda okuyan çoçuklarının böyle bir uygulamaya nasıl bir tepki verecekler? Biz de bunları merak ettik ve bu konu hakkında ne düşündüklerini Ankara-Yenimahalleli kadınlara sorduk.

Kadınların gözünden eğitim şurası

Zeliha BAYAZIT

Dindar ve kindar nesil, kızlı erkekli kalma muhabbetleri derken gelinen son nokta 19. Eğitim Şurası oldu. Eğitimin, toplumsal yapının dini olarak şekilendirilmeye çalışıldığını açıkça görüyoruz. İlkokullardan başlayarak uygulanması düşünülen kız ve erkek okullarının ayrılmasından, ortaokulda hafızlık eğitimi için eğitime 2 yıl ara verilmesine kadar birçok maddeyi karar altına aldı Şura. Ve görüyoruz ki bu maddelerle kadınlar bir kez daha ötekileştirilmeye çalışılıyor ve farklı dinden olanlar, Aleviler, kısacası kendilerinden olmayan herkes yok sayılıyor. Peki bu Şura kime sorulmuş? Aileler, öğrenciler bundan memnun mu? 
Aileler daha ilkokulda okuyan çoçuklarının böyle bir uygulamaya nasıl bir tepki verecekler? Biz de bunları merak ettik ve bu konu hakkında ne düşündüklerini Ankara-Yenimahalleli kadınlara sorduk.
ÇOCUKLARIM KİNDAR DEĞİL BARIŞÇIL OLSUN
İlk görüştüğümüz arkadaşımız Tegen Sarıçelik, Tegen hanım 40 yaşında ve 2 cocuk annesi. Çocuklarından biri üniversiteye, diğeri ise liseye gidiyor. Kendisi memur. Tegen hanıma eğitim şurası hakkında düşüncelerini sorduğumuzda “kendilerini Osmanlının devamı gibi göstermeye çalışıyorlar “ dedi. Bu durumunun iyi ya da kötü, onları etkileyip etkilemeyeceğini sorduğumuzda, “Etkileyecek tabii, onlar dindar ve kindar nesil istiyorlar. Ama ben çocuklarımın kindar değil barışçıl olmalarını istiyorum” diyerek açıklıyor düşüncesini.
Konuştuğumuz diğer bir kadın arkadaşımız da Mehtap Sarıaydın’dı.  35 yaşındaki Mehtap, ostimde çalışan bir işçi ve 2 çocuk annesi. Çocuklarının ikisi de liseye gidiyor. Mehtap’a göre, “Bunlar her şeyi herkese zorunlu yapıyorlar. Din dersi zorunlu olmasın, herkesin dini kendine”.
LAİK, ANADİLDE EĞİTİM 
Bahar Üzel’se 45 yaşında, belediye işçisi olarak çalışıyor ve 2 çocuk annesi. çocuklarının biri lise diğeri ise üniversite öğrencisi. Bahar hanım “Böyle bir sistemi kabul etmiyoruz. Berbat bir hale büründü. Öğrenciler dindar ve kindar yetiştirilmek isteniyor ve bununla birlikte çocuklarımızın geleceği tehlikeye düşüyor. Normal dersler yerine din derslerinin fazlaca olmasının laik bir eğitim ile alakası yoktur. Hükümet kendi politikalarını eğitim üzerinden uyguluyor. Bu ülkenin geleceği çocuklarımızdır ve geleceği kuracak gençler, istedikleri alanda eğitim alamazken dini eğitim ve bir de Osmanlıca dayatılıyor. Biz anneler çocuklarımızın çağdaş, laik, anadilde eğitim almasını istiyoruz. Çünkü yarınlar aydınlık olacaksa evlatlarımızın ışığında olacaktır” diyor.
DAHA NELERLE KARŞILAŞACAĞIZ?
Sorumuzu Dilek hanıma da yönelttik. Dilek Şahin, 34 yaşında, ev hanımı ve ortaokula giden bir çocuğu var. Dilek bu konuyla ilgili  “Çocuğumu büyütüp okuturken daha nelerle karşı karşıya kalacağımızı merak ediyorum. Çevremizde bu konuya haklı olarak tepki gösteren o kadar aile var ki. Bazen çocuklarımızı bu şartlarda okula bile göndermek gelmiyor içimizden. Ne yapacağımızı bilemez olduk. Tek bildiğimiz böyle bir şey istemiyoruz” diyerek  çaresizliğini ifade ediyor.
Ve görüyoruz ki kadınlar çocuklarının böyle bir durumla karşı karşıya kalmalarından ve çocuklarının izlenen politikaların bir parçası olmalarından pek de memnun değil. Sonuç ne olur, bu eğitim şurasının kararları uygulamaya geçirilir mi bilinmez ama insanların fikirlerinin hiçe sayıldığı yadsınamaz bir gerçek. 

Evrensel'i Takip Et