07 Ocak 2015 14:49

Cizre’de provokasyon zeminini AKP yarattı

Cizre’de önceki gün 14 yaşındaki Ümit Kurt’un polislerce öldürülmesinden sonra, kentte son 2 haftada 5 kişi yaşamını yitirmiş oldu. Bu 5 kişiden 2’si HÜDA PAR ve YDG-H arasındaki çatışmalarda yaşamını yitirirken, 2’si çocuk 3 kişiyi öldüren kurşunlar polisin silahından çıktı.

Paylaş

Erdal İMREK
İstanbul

Cizre’de önceki gün 14 yaşındaki Ümit Kurt’un polislerce öldürülmesinden sonra, kentte son 2 haftada 5 kişi yaşamını yitirmiş oldu. Bu 5 kişiden 2’si HÜDA PAR ve YDG-H arasındaki çatışmalarda yaşamını yitirirken, 2’si çocuk 3 kişiyi öldüren kurşunlar polisin silahından çıktı.

Haftalardır kaynayan kazana dönen Cizre’de tam da ‘Durum sakinleşiyor mu’ derken, Hrant Dink cinayeti şüphelisi, Dink cinayetiyle anılan Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğünde amir olan Ercan Demir, Cizre’ye emniyet müdürü olarak atandı. Demir göreve gelir gelmez, emrindeki polisler halka ateş açtı ve Ümit Kurt’u öldürdü. Aynı dönemde Yargıtay, Cizre KCK davasından 2010’dan beri yargılanan Kürt siyasetçilere verilen hapis cezalarını onadı. Yine aynı günlerde Batman ve Kızıltepe’de Belediye Eş Başkanları gözaltına alındı. Diyarbakır’dan da Hollandalı Gazeteci Frederike Geerdink’in ‘örgüt propagandası yaptığı’ gerekçesiyle gözaltına alındığı haberi geldi.

Haftalardır Cizre’de süren gerilimi, gerilim had safhada olduğu bu kente Dink cinayeti şüphelisi bir istihbaratçının emniyet müdürü olarak atanmasını ve KCK operasyonlarını hatırlatan gözaltıları, Cizre’deki gelişmeleri en yakından takip eden isimlerden biri olan HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız’la konuştuk. “Devlet ahlaksızca çocuklarımızı öldürüyor diyen Sarıyıldız, “Bu olaylar karanlık güçlerle izah edilemez. Hükümet yaptığı atamalarla, çocukları öldüren polisleri açığa çıkarmamakla bu zemini yaratıyor” dedi.

AHLAKSIZ VE GAYRİ İNSANİ

Ümit Kurt’un ölümüne ilişkin gelişmeleri takip etmek için Cizre’deyken ulaştığımız Sarıyıldız, “Önce şunu net olarak belirtelim; Türkiye Cumhuriyeti devleti son 1 haftada 4 çocuğu katletti” dedi. Cizre’de öldürülen 5 kişiden 3’ünü polisin doğrudan öldürdüğünü, ölen diğer iki kişinin de polisin dolaylı dahli nedeniyle yaşamlarını yitirdiğini söyleyen Sarıyıldız, “Polisin öldürdüğü bu insanlar, sivil. Dahası bu insanlar henüz çocuktu. Bu hem ahlaksız ve gayriinsanidir hem de devam eden sürecin ruhuna aykırıdır” dedi.

DEVLET ‘BEN SİZİ EZECEĞİM’ DİYOR

‘Peki hükümet neden bu tutumu benimsedi, neden Cizre’de gerilimi yükseltiyor, halka ateş açıp, çocukların ölümüne neden olacak bir yönelimi benimsiyor’ diye sorduğumuz Sarıyıldız, “Hükümetin ve bazı çevrelerin dediği gibi, bu olaylara sebep olanlar, polisin içindeki karanlık ya da paralel güçler değil. Bu hükümet istediği anda yüzlerce polisi görevden alabiliyor. Ama haftalardır Cizre’de zırhlı araçlarla halka ateş açan, ölümlere sebep olan polislerle ilgili şu ana kadar bir şey yapmadı. Bu çocukları öldüren polisleri belirlemek çok kolaydır. Ama bunu aydınlatmıyor hükümet. Bu da hükümetin buradaki polis şiddetine itirazı olmadığını, ‘Ben her türlü Kürtlere saldıracağım, ezeceğim’ dediğini gösteriyor” yanıtını verdi. Cizre’de gençlerin silahlandığı, polisin bu nedenle silah kullandığı iddialarına ilişkin de Sarıyıldız, “Bu olaylar boyunca bir tek polisin burnu kanamadı ama polis kurşunuyla 3 çocuk öldü” dedi. Cizrelilerin, Kürt halkının bu saldırganlığa boyun eğmeyeceğini söyleyen Sarıyıldız, “Biz bu ahlaksızlığa karşı direnişimizi sürdüreceğiz” dedi.

BU ATAMA HÜKÜMETİN NİYETİNİ GÖSTERİYOR

Hrant Dink cinayeti şüphelisi Ercan Demir’in Cizre Emniyet Müdürlüğüne atanmasının hemen ardından Ümit Kurt’un öldürüldüğünün altını çizen Sarıyıldız, “Böyle karanlık bir adamın Cizre’ye atanması bile tek başına hükümetin Cizre halkının hassasiyetlerini önemsemediğini gösteriyor. Devlet bu sicille, Hrant Dink cinayetiyle anılan bu kişiyi Cizre’ye atayarak niyetini gösteriyor; ‘Her şeyi belirleyen benim, siz de buna boyun eğeceksiniz’ mesajı veriyor. Biz ısrarla ‘çözüm, barış’ derken, AKP’nin bu atamayla bir kez daha gösterdiği hegemonik devlet refleksi onun da başını yiyecek” dedi.

KÜRTLER ÇOK ÖFKELİ

Çözüm sürecinden beri devletin devam ettirdiği saldırıların büyük bir gerilime yol açtığını, hükümetin sürece uygun davranmak yerine, ısrarla şiddeti arttırdığını söyleyen Sarıyıldız, “Halkımız çok öfkeli. Ortada savunulacak bir süreç yok şu anda. Hükümet durumun ciddiyetini fark etmeli. Halkımızın hassasiyetlerini görmeli ve bu cinayetlerin faillerini derhal ortaya çıkarmalı” dedi.

MESELE HÜDA PAR-HDP KAVGASI DEĞİL

Cizre’de yaşanan olayların HDP-HÜDA PAR çatışması olarak yansıtılmaya çalışıldığını oysa gerçeğin böyle olmadığını söyleyen Sarıyıldız, “Hükümet çözüm sürecine uygun hiçbir adım atmıyor. Bu bir gerilime neden oluyor. Hükümet ortaya çıkan kargaşa durumundan da süreci bu şekilde götürmek için medet umuyor. Evet onların da söylediği gibi karanlık ya da paralel güçler vardır. Ama AKP yarattığı ortamla, katilleri açığa çıkarmamakla ve Hrant Dink cinayeti şüphelisini Cizre’ye emniyet müdürü olarak atayarak bu durumu teşvik ediyor, buna zemin hazırlıyor. Bu tutum çok tehlikelidir” dedi.

HÜKÜMET NE İSTERSE YARGI ONU YAPIYOR

Sarıyıldız’a Cizre bu kadar gerginken, Yargıtayın Cizre KCK davasından yargılanan Kürt siyasetçilere verilen hapis cezalarını onamasını nasıl değerlendirdiğini de sorduk. Uzun süredir KCK davalarında yargılananların tahliye edildiğini hatırlatan Sarıyıldız, “Ancak baştan aşağı hükümetin kontrolünde olan yargı hem talimatla hareket ediyor hem de hükümetin yönelimine uygun kararlar alıyor” dedi. Yargıdan hükümetin aleyhine olabilecek neredeyse hiçbir karar çıkmadığını söyleyen Sarıyıldız, “Hükümet artık yargıda öyle bir tahakküm kurmuş durumdaki, yargı sürekli hükümetin siyasi yönelimini gözeten bir refleksle hareket ediyor. Yargıtay’da yıllardır bekleyen dosyalar var ama işte Cizre’de bu olaylar yaşanınca, hemen Cizre dosyası görüşülüyor ve Kürt siyasetçilere verilen ceza onanıyor. Bu bile tek başına yargının hükümetin emrinde olduğunu, sadece hükümetin yönelimini esas aldığını ortaya koyuyor” dedi. 


MANŞETE TAŞIDIĞIMIZ GÜN POLİS CİZRE’DE CAN ALDI

Evrensel, Hrant Dink cinayeti şüphelisi Ercan Demir’in Cizre Emniyet Müdürü olarak atanmasını önceki gün ‘Cizre, Hrant’ın şüphelisine emanet’ başlığıyla manşete taşımıştı. Haberde, Dink cinayeti şüphelisi, cinayet sırasında Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğünde amir olan Ercan Demir’in Cizre’ye atanmasına ilişkin görüşlerine yer verdiğimiz Dink Davası Avukatı Hakan Bakırcıoğlu, “Ercan Demir, Hrant Dink cinayetinde sorumluluğu olanlardan biridir. Böyle birinin Cizre’ye emniyet müdürü olarak atanması çok vahim” demişti.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunun da Dink cinayetine ilişkin hazırladığı raporda, Ercan Demir için, ‘Yasin Hayal ve grubunun izlenmemesinde ihmali var’ dendiği hatırlatılan haberde, Hrant Dink Davası Avukatı Hakan Bakırcıoğlu, “Ercan Demir’in Hrant Dink cinayetindeki sorumluluğu çok açık. Demir kasıtlı olarak bu cinayetin önüne geçmeyenlerden biridir. Böyle bir ismin Cizre’ye Emniyet Müdürü olarak atanması çok vahim” demişti.


YARGITAYDAN MANİDAR ZAMANLAMA!

Bütün ülkenin Cizre’deki ölümleri, kentteki çatışmaları konuştuğu bir dönemde Yargıtay 9. Ceza Dairesinin, Cizre’de ‘KCK Kent Meclisi’ adı altında gerçekleştirilen operasyonlarda tutuklanan Kürt siyasetçilere verilen hapis cezalarını onaması dikkat çekmişti.

Cizre’de 2010 yılında ‘KCK Kent Meclisi’ üyesi oldukları iddiasıyla yapılan operasyonlarda tutuklandıktan sonra Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan 4’ü tutuklu 16 Kürt siyasetçiye, ‘Örgüte üye olmak’ ve ‘örgüt yöneticiliği’ iddiasıyla cezalar verildi. Mahkemenin karara bağladığı dava dosyası, itiraz üzerine Yargıtay 9. Dairesine gönderildi. Bir yılı aşkın süredir Yargıtayda bekleyen dosyayı inceleyen 9. Ceza Dairesi, Kürt siyasetçilere verilen cezaları onadı. Oysa uzun süredir görülen KCK davalarında Kürt siyasetçiler ardı ardına tahliye oluyordu. Yargıtayın kararını değerlendiren dava avukatlarından Rojhat Dilsiz, “Esas sıkıntı, tutuklu bulunanlar dışında dosya kapsamında bulunan tüm sanıklar için de mahkeme tarafından 10 yılı aşkın cezalar verilmesi ve Yargıtayın bunu onaması. Bu cezaların gerekçeleri rutin kültür-sanat faaliyetleri, siyasi parti çalışmaları. Parti yöneticilerinin çalışmaları illegal faaliyet olarak gösterildi” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Mülteci ayrımcılığına son verin

SONRAKİ HABER

İzmir Kent Kitaplığı 100. kitabını yayınladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa